kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ekim 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

5 aylık hamileyken memem alındı

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
Pakize Ediz 41 yaşında genç bir kadın. Bir yıl önce oğlu Arda Murat'ı dünyaya getirdi. Bebeği karnındayken, 7 yıl önce geçirdiği meme kanseri ile yeniden karşılaştı. 'Bebeğiniz mi, sağlığınız mı?' sorusuyla karşı karşıya geldi ve hayatının en önemli kararını verdi. İşte Pakize Ediz'in mektubu:..
33 yaşındaydım. 1999 yılında elime bir kitle geldi ve yapılan incelemeler sonucu meme kanseri teşhisi kondu. Tümör küçüktü. Mememin hepsinin alınmasına gerek kalmadı, tümörü ve çevresini almak yeterli oldu. Ancak yaşım gençti. Bu nedenle riskli gruba giriyordum. Radyoterapi ve kemoterapi aldım. 'Memem gider mi, saçım dökülür mü' endişesi taşıyan kadınlardan olmadım. İlk iki yıl zorluydu, hayata tutunmaya çalıştım. Kemoterapi öncesinde menopoza girebileceğim ve yumurtalıklarımın zarar görebileceği konularında bilgilendirildim. Her şeyi kabullendim. Ancak kanser riski sonraki yıllarda yavaş yavaş azalınca, bu kez normal hayata yönelik kaygılar başlıyor. 'Anne olabilir miyim' endişesi ağırlık kazanıyor. Doktorlar kanserden sonraki 5 yılı riskli dönem olarak gösterdiler. Kanserin ilk iki yılında tekrarlama riski daha yüksek. Her geçen yıl bu risk azalıyor. Ancak kullanılan ilaçların bebeğe zarar verme olasılığı nedeniyle ilk 5 yıl hamilelik önerilmiyor. Tedaviyi kesip hamile kalma kararı almaksa hastaya ait. Ben beş yılın dolmasını bekledim. Beş yıllık tedavim tamamlandığında yaşım 39 olmuştu. Doktorlarımla da görüştükten sonra eşimle birlikte hemen bebek sahibi olmak istedik. Bir yıl sonra hamile kaldım tüp bebek yöntemiyle. Cerrahımın önerisiyle sık aralıklarla düzenli olarak meme kontrolleri de yaptırmaya başladım. Ancak 13 haftalık hamileyken kanserin geri geldiğini öğrendim. Bebeğimi kaybetmek istemiyordum. Bu arada eşim ve yakınlarım benim sağlığım konusunda endişeliydi. Onlar için öncelikli olan bendim. Bunun sorumluluğunu taşıyordum. Doktorlarımla hemen bir araya gelerek, güzel bir ekip çalışmasıyla gereken araştırmaları yaptık ve hamileliğin devamı kararını aldık. Elimizde alacağım kemoterapinin bebeğe zararlı olmadığını gösteren veriler vardı. 13 haftalık hamileyken sol memem alındı. 17. haftada kemoterapi süreci başladı. Bu arada bebeğim sürekli kontrolden geçiyordu ve sağlıklıydı. Tedavim ve kontroller sürdü. Geçtiğimiz eylül ayında ise Murat'ımı kucağıma aldım. Doğumdan ve kemoterapi sürecinin tamamlanmasından sonra, bu kez radyotepari süreci başladı. Oğlum Murat şimdi bir yaşında. Benim kanser riskim yüksek ve kontrollerim hala sürüyor. Bir savaş kazandığımı ya da kaybettiğimi düşünmüyorum. Çünkü kanser uzun bir süreç ve benim için önemli olan nokta bu süreç içinde hayatımın doğal akışını sürdürebilmek.