kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Haziran 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

''Türkiye'nin geleceğine güveniyoruz''

Yeni Haber
İLİŞKİLİ HABERLER
''Türkiye'nin geleceğine güveniyoruz''
Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Bulgurlu, ''22 Temmuz'da sandıktan çıkacak yeni iktidarın, AB yol haritasına sahip çıkmasını ve reform sürecini yeniden canlandırmasını yürekten diliyoruz'' dedi.

Bulgurlu, Koç Holding 15'inci basın ve kamuoyunu bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, Türk ekonomisinin 2000'li yıllarda önemli bir değişim ve iyileşme sürecinden geçtiğini söyledi.

1990'lı yıllarda hükümetlerin ömrü ortalama 1,5 yıl ile sınırlı kalırken, yılda ortalama yüzde 7 bütçe açığı verildiğini, ortalama enflasyonun yüzde 77 olduğunu ve bu tür dengesizlikler sonucu da her 3-4 yılda bir ekonomik kriz yaşandığını kaydeden Bulgurlu, 2001 krizinden bu yana ise, politik istikrar ve beraberinde gelen hızlı karar alma ve reform süreci sayesinde, enflasyonun 2001 yılındaki yüzde 69 seviyesinden tek haneli rakamlara doğru gerilediğini anlattı.

Bulgurlu, son beş yıldır faiz dışı bütçe fazlası verilirken, konsolide bütçe açığının, Maastricht kriterleri ile paralel olarak, yüzde 3'lerin altına indiğini, ortalama 1 milyar dolar seviyesinin altında kalan doğrudan yabancı yatırımların, geçtiğimiz yıl 19 milyar dolara yükseldiğini kaydetti.

2006 yılında dünya piyasalarında yaşanan dalgalanmalar karşısında, Türkiye'nin önemli bir sınav verdiğini ifade eden Bulgurlu, ''Ekonomimizin bu tür dış şoklar karşısındaki direncinin, önemli derecede arttığını gözledik'' dedi.

Bülent Bulgurlu, uygulanan sıkı para politikası ve finansal dalgalanmalara rağmen artan ihracat performansı ile beklentilerin de üzerinde ekonomik büyüme gerçekleştiğini vurguladı.

''CARİ AÇIĞIN SEVİYESİ UZUN VADEDE RAHATSIZLIK YARATABİLİR''

Ekonomideki başarılı sonuçlara rağmen, cari açık ve işsizlik gibi bazı yapısal sorunların ise devam ettiğini belirten Bulgurlu, cari açık finansmanının, doğrudan yabancı yatırımlar ve özel sektördeki uzun vadeli krediler ile sağlanıyor olmasının, açığa ilişkin riskleri, kısa vadede azaltmakla birlikte, cari açığın seviyesinin uzun vadede rahatsızlık yaratabileceğine dikkat çekti.

Bulgurlu, ''Cari açığın oluşumu ekonomimizin yapısal özellikleri ile ilgilidir. Dolayısı ile sorunun çözümü kısa vadede değil, ancak orta vadede ve yapısal önlemlerle mümkündür'' dedi.

Bülent Bulgurlu, uzun vadede sanayinin ve ihracata yönelik sektörlerin daha fazla teşvik edilmesi, yabancı sermayenin kalıcı hale gelmesi ve üretime yönelmesi gerektiğine işaret etti.

Yeni yabancı sermaye girişlerinin, sadece özelleştirme ihaleleri ya da satın almalar sonucu olmaması gerektiğini ifade eden Bulgurlu, bunların yanı sıra, yeni yatırımlara yönelik doğrudan sermaye girişlerinin artmasının, hem işsizlik, hem de cari açık problemlerine kalıcı çözümlerin getirilmesini sağlayacağını belirtti.

Bulgurlu, bu konuda geçtiğimiz hafta içinde, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cari açığın azalacağı doğrultusunda yaptığı açıklamanın, kendilerinde büyük memnuniyet yarattığını söyledi.

''IMF İLE İLİŞKİLERİN AYNI DİSİPLİN İÇİNDE YÜRÜTÜLMESİ...''

2007 yılının, iki ayrı seçimin yaşanması dolayısı ile politik risklerin arttığı bir yıl olduğuna işaret eden Bulgurlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Şu ana kadar özellikle uluslararası finansman kaynaklarının gelişmekte olan ülkelerin lehine artıyor olması, Türkiye'ye özgü risklerin, ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını sağlamıştır. Ancak, geçtiğimiz sene yaşadığımız finansal dalgalanmalar, bu tür eğilimlerin kısa sürede değişebileceğini ve dolayısı ile Türkiye'ye özgü dinamiklerin, mutlak surette desteklenmesi gerektiğini göstermektedir.

Bu meyanda, IMF ile ilişkilerin, aynı disiplin içerisinde yürütülmesi, mali disiplinin sürdürülmesi, kısa vadeli kazanımlar uğruna uzun vadeli hedeflerden sapmaya sebep olabilecek politikalardan uzak kalınması, sosyal güvenlik ve vergi konuları gibi yapısal düzenlemelerin hızla tamamlanması, istikrarlı büyüme ortamı için en önemli şartların başında gelmektedir.''

''MÜZAKERE SÜRECİNDEKİ YAVAŞLAMA GEÇİCİ BİR SIKINTI''

Türkiye'nin uygulayacağı kalkınma modelini seçtiğini belirten Bulgurlu, ''Bu kapsamda 22 Temmuz'da sandıktan çıkacak yeni iktidarın, AB yol haritasına sahip çıkmasını ve reform sürecini yeniden canlandırmasını yürekten diliyoruz'' dedi.

Bulgurlu, Koç Topluluğu olarak müzakere sürecinde yaşanan yavaşlamayı, AB-Türkiye ilişkilerinin uzun vadeli karakteri içinde geçici bir sıkıntı olarak değerlendirdiklerini kaydetti.

Hızlı büyümenin, dünya piyasaları ile güçlü bağlar ve uluslararası standartlara erişmek ile mümkün olacağını dile getiren Bulgurlu, bu doğrultuda, Türkiye AB'ye ne kadar ihtiyaç duyuyorsa, AB'nin de Türkiye'ye o kadar ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

Bulgurlu, Ekonomimiz ve coğrafyamızdan kaynaklanan gerçeklerin dünya ekonomisi ve politikasındaki yeri göz önüne alındığında, ülkemizin AB'ye dahil olmasının gerekliliği açıklıkla ortaya çıkmaktadır'' dedi. Bu yönde Türkiye'nin ortak bir planla yönlendirilmesinin önem taşıdığını vurgulayan Bulgurlu, ''Tam üyelik sürecinin teknik gereklerini 2014 yılına kadar tamamlamanın, gerçekçi bir hedef olduğunu düşünüyoruz'' diye konuştu.

''TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNE GÜVENİYORUZ''

Bazı alanlarda yapısal değişim ihtiyacına rağmen, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme ortamına girdiğini ifade eden Bulgurlu, AB ile görüşmeler döneminde ekonomiye yılda ortalama olarak yüzde 5-7 arasında bir büyüme ivmesi kazandırılmasının hedeflenmesi gerektiğine işaret etti.

Türkiye'nin yeni bir meclis ve cumhurbaşkanı ile bu yılı bitireceğini hatırlatan Bulgurlu sözlerini şöyle tamamladı:

''Seçimlerin sonucu ne olursa olsun, Türkiye'nin geçtiğimiz birkaç yılda yakaladığı istikrarlı büyüme çizgisini ve AB ile entegrasyon yolunda ilerlemesini devam ettireceğine inanıyoruz. Biz de, Koç Topluluğu olarak, bir dünya şirketi olma yolunda başarılarımızı sürdürerek bu gelişmeye katkıda bulunmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Türkiye'nin geleceğine güveniyor ve bu gelecek için çalışıyoruz.''

(AA)