kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Bülent Alkış, sete 40 günlükken gelen ve şimdi beş aylık olan Ali’yi çok seviyor. Dizideki adıyla Umut bebek de sevimli mi sevimli...

'Kötü babayı bilirim ben iyi baba olacağım'

FİGEN YANIK
Bebeğim dizisinin kavga, gözyaşı entrika ve hırstan uzak, iyi ve gizemli Selim'i Bülent Alkış temmuzda baba olacak. 33 yaşındaki Alkış, karşısına çıkan aşk tuzaklarına da hazırlıklı: "Aşklarla işim yok, ben karımla mutlu olmak istiyorum."..
Çocuksu gözleri, yorgun demokrat bıyıkları, ak düşmüş saçları, söyleyecek sözü olduğunda duyulan sesi ve 'birkaç iyi adam'dan biri olmaya aday halleriyle hemen fark ediliyor. atv'nin heyecanlı dizisi Bebeğim'e, bir süre önce katılan Selim'in iyiliğinden etkilenmemek mümkün değil. Doğrusu ne "Bu çocuk benim olmalı," savaşını veren iki yakın arkadaş ilgimi çekti ne de onların bu meydan savaşında, dengeleri alt-üst olan biri 'eski', diğeri de 'aldatan' eşleri... Genç erkeklerin pek çoğunun gözünün 'iş-güçpara- aldatma-aldatılma' oyunlarından başka bir şey görmediği bu dönemde, o 'insanlığın iyi hali' gibi çıkıverdi karşımıza... Ben 'iyi' olanın izinden gidip, Çengelköy'deki sete kadar uzandım. "Acaba Selim'i canlandıran Bülent Alkış, gerçekten iyi biri mi, yoksa bizi mi kandırıyor...'' bizzat görmek istedim.

- Dünyanın bin bir kötülüğü içinde, iyi olmak kolay mı?
- İyi olmak için çok zorlanıyorsunuz. Çünkü çevrenizde sizin kötü olmanızı isteyen çok faktör var. Artık enerjiler bile insanı kötü yapıyor. Ama Mevlana'yı çok seviyorum. Onun felsefesinden içimizde bir şeyler barındırabilirsek, karşımızdaki ne kadar kötü bile olsa kendimizi koruyabiliriz.

- Mevlana'nın hangi felsefesi sizi etkiliyor?
- ''Keramet uçmaksa kuşlar uçuyor, keramet yüzmekse balıklar yüzüyor, keramet arıyorsan bir gönüle gir...'' Bu söz beni çok etkiledi. Çünkü gerçekten doğanızın dışında bir şey yapamazsınız. Ne uçabilirsiniz ne de balıklar gibi yüzebilirsiniz. Ama bir gönüle girebilirsiniz. O zaman keramet sahibi bir insan olabilirsiniz. Ne anlıyorsanız tabii kerametten...

- Siz de 'gönüllere girmek' istiyorsunuz...
- Evet. Dizide de Selim karakteri, Emel'in gönlüne giriyor çünkü kötü değil. Çocuğunu, karısını kaybetmiş. Çok zengin olmasına rağmen, kendini "Ben zenginim,'' diye satan bir adam da değil.

- Doğrusu rolünüzün hakkını veriyorsunuz, sizde de böyle bir ruh hali mevcut mu? "Keşke gerçek hayatta da hep böyle kalsam,'' dediğiniz oluyor mu?
- Evet, hayatta da böyle olsa... Ama zaman o kadar hızlı akıyor ki... Bizim de gerçekten o kadar çok düşünecek, üzülecek zamanımız olmuyor.

- Yazın Karaburun'a gidiyormuşsunuz... Orada zaman yavaşlıyor mu?
- Evet, çünkü Karaburun'da her şey doğal. Türkiye'nin organik tarım yapılan plato bölgelerinden biri. "Burada yüksek sesle müzik dinlemeyin,'' diye karar almışlar. "Neden Antalya'ya, Bodrum'a gitmiyorsun?" diye soruyorlar. Ben oraları gördüm, artık dinlenmek istiyorum. Bir şey aramıyorum ki... Karaburun'daki sakinliği seviyorum, orada kendimi buluyorum. Kim, nerede kendini buluyorsa oraya gitsin.

- Hiçbir şeyin sizi bozmasına izin vermeyecek gibisiniz...
- Ben hep böyleydim. Bozulmam için o kadar çok uğraşan, teklif eden oldu ki...