kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Nisan 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Merkez sağda 'birleşme' umudu var mı?

Merkez sağda DYP ile Anavatan birleşebilir mi?
Gelinen noktada iki yolun netleştiği açık. İlki, Anavatan Partisi de dahil merkez sağın siyasi aktörlerinin DYP'ye katılımı...
Diğeri ise iki partinin bir araya gelerek "Birleşik Demokrat Parti" adı etrafında büyük buluşmayı gerçekleştirmek.
Aslında her iki olasılık açısından da henüz atılmış somut bir adım yok.
Sadece "sıcak" bir temas söz konusu. Bunun asıl nedeni de cumhurbaşkanlığı seçimi...
Ancak daha arka planda çok daha girift bir "birleşme" stratejisi yürütülüyor.
Bu çabanın da üç ayağı var.
DYP, Anavatan Partisi ve parti dışı kalan merkez sağ aktörler...
Önce partilerin yaklaşımını özetleyelim.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve çevresine göre, "ön koşulsuz" kardeşliğin yolu DYP içinde yer almaktan geçiyor.
Yani yeni bir marka yaratmak zor. İttifak yapmak "acizlik" gösterisi olarak algılanabilir.
Bu nedenle eski bir ANAP bürokratı olan Ağar'ın başında bulunduğu DYP'de buluşmak iki partinin de geçmiş misyonuna çok daha uygun.
Anavatan Partisi ise iki partinin birleşmesinden çok, merkezde bir büyük buluşma projesine sıcak bakıyor. Ve çok net biçimde Türkiye'nin yakın tarihinde derin izler bırakan Anavatan Partisi'nin DYP'ye katılmasına kesinlikle itiraz ediyor.
Hatta bir Anavatan'lı bunu "intihar" olarak niteliyor.
Şimdi gelelim parti dışı merkez sağ aktörlere...
Birleşme arzusu asıl bu aktörler arasında kurgulanıyor. Ve iki önemli isim öne çıkıyor: Süleyman Demirel-Mesut Yılmaz.
Fehmi Koru bu ikiliye bir de Hüsamettin Özkan'ı ekledi. Aslında bu doğru değil. Dün konuştuğum Özkan kesinlikle böyle bir hareketin içinde olmadığını söyledi.
Ne yaptıklarına gelince...
Demirel bekliyor. Yılmaz ve çevresi ise siyasetin yeniden kurgulanması için çok sayıda formül üretiyor. Merkez solun etkili isimleriyle "Yeni Oluşum" veya Birleşik Demokrat Parti fikri böyle bir kurgunun ürünü.
Denilen şu: İki parti de AK Parti karşısında etkili değil. O zaman mevcut iki partinin liderini "zorlayarak" yeni bir parti kurulmalı.
İşte işin püf noktası burası. Birleşme bir "ihtiyaç" gereği değil, bir "zorlama" sonucu gündeme geldiği için de "şüphe" ile karşılanıyor.
Deneyimli bir siyasetçi şöyle diyor:
"Eğer bu birleşme sadece seçime yönelik barajı aşma adına bir ittifak olarak algılanırsa millette beklenen etkiyi yaratmaz. Ama samimiyetle, bir başlangıç için gerçekleşirse ciddi sinerji yaratır."
Sözün özü şu; siyaset doğal mecrasında akmalı.