* Türkiye'ye geldiğinizde yüksek enflasyon ortamı vardı ve rafta bekleyen ürün bugünkü gibi maliyet anlamına gelmiyordu. Nasılsa fiyat artıyordu. O gün çalışmak ile bugün çalışmak arasındaki farkı anlatır mısınız? Yüksek enflasyon ortamında bir kez daha çalışmak istemem. Bakın o zaman da gerçek bir enflasyondan çok müşteriye pazarlanmış bir enflasyon sunulmuştu. Çünkü halk her yerde okuyordu, fakat ürünlerde maliyetler artmadığı halde fiyatlar artıyordu. Yüksek enflasyonun yaşandığı zamanlar müşteriyi yanıltan bir dönemdi. Çünkü müşteri karşılaştırma yapma olanağı bulamıyordu. Bu nedenle de enflasyon nedeniyle büyük zarar gördü. Şu an ise müşteri çok rahat. Her şeyi karşılaştırabiliyor. Ben enflasyonla değil performansımla para kazanmayı tercih ederim.
*
Türkiye'deki müşterinin sepetine bakarak bir değerlendirme yapabilir misiniz? Müşteri eskiye göre daha çok harcıyor ama fazla da değil. Yavaş yavaş arttığını görüyoruz. Gıda ürünlerine de taksit uygulandığı dönemde şunu gözledim. Ayın başında satışlar artıyor, sonra zayıflıyordu. Ama insanlar bir süre sonra işin içinden çıkamamaya başladı. Taksit bitince oturdu alışveriş. İnsanlar daha bilinçli alışveriş yapmaya başladı. Aya dağıtıyorlar harcamayı.
* Müşteri sayısı ile kesilen fiş arasındaki oran nedir? Türkiye'de alışveriş genelde ailece yapılır. Dört kişi girer bir fiş kesilir. O yüzden müşteri sayısı ile kesilen fiş arasında değerlendirme yapmak zordur.