|
|
'Hokkabaz' bence nabza göre şerbet
* 'Hokkabaz'la gişede yarışıyorsunuz malum; Cem Yılmaz'la çalışmış biri olarak nasıl buldunuz filmi? 'İyi olan kazansın' mı? Ben herkes kazansın diyorum! Bana zamanında yapılanı yapmamam gerektiğini düşünerek konuşacağım. Cem'in yanında Ali Taner Baltacı diye bir adam var, genç ve sektöre benim asistanım olarak başlamış biri, çok güveniyorum ona. Cem'in filminden sinemasal olarak bir tat alınıyorsa, bu tatta çok büyük payı olduğunu düşünüyorum. İyi ki o işin içinde Taner gibi bir adam var çünkü olmasaydı, o kamera belki daha sabit duracaktı! 'Aman abi hiçbir yere kımıldamasın, her yer pırıl pırıl olsun' denecekti.
* Peki bir seyirci olarak baktığınızda? Filmi iyi buldum ama Cem'in tarz değişikliğini nabza göre şerbet gibi değerlendirebiliriz. 'Geçmişte ben ne yapmıştım da tutmuştu, seyirci olumsuz yönde bir şey dememişti' bakış açısıyla yapılmış... 'Herşey Çok Güzel Olacak' gibi bir film! Yani Cem iyi yaptığı bir filmin daha iyisini yapmak istemiş.
* 'G.O.R.A'dan sonra para yüzünden aranızın açıldığı yazılmıştı, doğru mu? Para alışverişi bizim aramızda yaşanan bir şey değildi. Bu haber çıktığında Cem'le konuştuk, o bana baktı, ben ona! Hayret ettik.
* Aranızda küslük yok yani? Küslük yok. Cem bir röportajda şöyle demiş: 'G.O.R.A'ya bakmaya bile içim elvermiyor, baktıkça içim kalkıyor. İşin şu kısmına alındım; 'G.O.R.A'da filmin bekleme sürecinden kaynaklanan teknik problemler yaşadık. Cem filmin bazı bölümlerini bir komedi filminde olmaması gerektiği kadar karanlık buldu. Halbuki biz o karanlık dediği yerleri dekorun ayıplarını örtmek için tercihen kullandık. Dahası filmin yönetmeninin, kendi projesini emanet ettiği adamın yani benim, onun hayal ettiğinin çok uzağında bir şey yaptığını düşündü ve bunu dile getirdi; o kadar. Bu bizim dostluğumuza, merhabamıza engel bir şey değildi.
|