|
|
Onu dinlememek büyük bir kayıptır
Ülkemizde adı, sanatından çok siyasi düşünceleriyle gündeme gelen, 15 Ekim tarihli The Observer gazetesinde ise "Türkiye'nin Joan Baez'i" olarak nitelendirilen Selda Bağcan hakkında yazılan övgü dolu sözleri değerlendirdi: Hakkımda yazılanlar, kıymetimi bilmeyenlere en güzel cevaptır....
İngiliz 'The Observer' gazetesinin müzik editörü Caspar Llewellyn Smith, 15 Ekim'de gazetedeki köşesinde Selda Bağcan'ın 1976 yılında çıkardığı 'Türkülerimiz 2' adlı albümle ilgili 'Selda, Selda' başlıklı bir yazı kaleme aldı. İngiltere'de Finders Keepers şirketi tarafından 'Meydan Sizindir' adıyla yeniden yayınlanan albümün çok büyük ilgi gördüğüne değinen Smith, yazısında Amerikan Folk Müziği'nin kraliçesi Joan Baez'e gönderme yaparak, "Selda Türkiye'nin Joan Baez'i" ifadesini kullandı.
ARŞİVLERİ SÜSLÜYOR Bağcan'ın 30 yıl önce çıkardığı albümünün, şu sıralar Çek vampir soundtrack'leri ve Japon koreografi diskleri ile İngiliz koleksiyoncularının arşivlerinde vazgeçilmez haline geldiğini belirten Smith yazısını şöyle sürdürdü: "Selda, Anadolu folk müziği yapıyor. Yaptığı müzik sazın, çılgın gitarların, anaforlu elektronik efektlerin ve perküsyonun izlerini taşıyor. Bu zengin altyapıya sesiyle renk katan Selda, dünya müziğinin iki keçi çobanının ellerine kavallarını alıp çıkardıkları akustik seslerden ibaret olmadığını kanıtlıyor."
TÜRKLER TARTIŞIYOR Yazısında Selda Bağcan'ın yazdığı şarkı sözlerinin derinliğine ve ünlü sanatçının geçtiğimiz yıl devlet tarafından pasaportuna el konulduğu için Kanada'daki konserini iptal etmek durumunda kaldığına da değinen Smith ekledi: "Selda'nın 'Çalışanın teri toprağı yalar' ya da 'Bugün sizin, yarın bizim. Kainat bizim, arkadaşlık bizim, kardeşlik bizim' gibi son derece anlamlı şakı sözleri var. Ancak böylesi mesajlar veren bu sanatçı Türkiye'de hâlâ tartışmalı bir figür niteliği taşıyor." Smith'in okuyucularına "Selda'yı dinlememek büyük bir kayıptır" diye seslenerek bitirdiği yazısının kendisini çok mutlu ettiğini belirten Selda Bağcan ise duygularını şöyle ifade etti: "Bugüne kadar başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Yaşadıklarımı bir kitapta toplasam yok satar! Benim ülkem sol düşmanı. Bu yüzden değerimi hiç bilemediler. Sanatımı, beni üç kere hapse atarak ödüllendirdiler. Oysa dünya kültürüne meraklı insanlar bana kendi ülkemde görmediğim değeri veriyor. Şarkılarımın dünyanın değişik yerlerinde çalınıyor olması ve 'The Observer'da yayınlanan bu yazı, bugüne kadar değerimi bilemeyenlere verilen en güzel cevaptır. Sanatın gücünün, dağı taşı deldiğinin ve mecrasını bulduğunun en açık kanıtıdır."
TAKLİTÇİ OLMASIN Finders Keepers şirketinin yapımcıları Andy Votel ve Dominic Thomas'ın bir yıldır, bugüne kadar çıkardığı tüm albümleri yayınlamak için kendisiyle sözleşme yapmak istediklerini belirten Bağcan, "Maalesef ben lobi yapmayı bilmiyorum" diyerek şöyle devam etti: "İçime dönük bir hayat sürüyorum. Şartlar ağır oduğu için bugüne kadar Finders Keepers'la sözleşme imzalamadım. Ama çok yakında bu firmayla temasa geçip bu konunun bir değerlendirmesini yapacağım." Ünlü sanatçı, yurtdışına açılmak için çaba sarf eden genç sanatçılara ise şu sözlerle seslendi: "Günümüzde Türkiye'de Özlem Tekin ve Şebnem Ferah gibi birçok rockçı var. Ama insanlar onların yaptığı müziğin peşinden koşmuyor. Artık dünyada Anadolu topraklarının kültürünü yansıtan etnik müziğin rüzgarları esiyor. İster rockçı olsun ister popçu, bir sanatçının yurtdışına açılabilmesi için Batı'yı taklit etmekten vazgeçip, Anadolu'nun sesi olma misyonunu yüklenmesi gerekiyor."
ECE SARUHAN GÜNAYDIN
|