  |
|
Van Damme yeni filmini benim çekmemi istedi
Cuma günü vizyona giren 'Sınav' her yaş seyirciden büyük övgü alıyor. Filmden çok etkilenen Jean Claude Van Damme da, polisiyemacera filmi 'Komite'yi Ömer Faruk Sorak'ın çekmesini istemiş. 'Sınav'ın yönetmeni "Ben de böyle iyi Türk filmi görmemiştim" diyor.
Aile baskısı, gelecek kaygısı, sınav depresyonu, kopya çekme arzusu ve ÖSS kabusu bu filmde! Ömer Faruk Sorak'ın çektiği, dünyaca ünlü oyuncu Jean Claude Van Damme'ı misafir ettiği 'Sınav' cuma günü vizyona girdi; izleyen herkesten tam not aldı. Filmi izleyen izlemeyenlere anlatıyor, sinema salonundan çıkan herkes 'süper' yorumları yapıyor... Bir grup lise öğrencisinin -ki süper döktürüyorlar- sınav sistemini masaya yatırmasını ve 'soruna' kendilerince çözüm bulmalarını anlatan film; klip ve reklam yönetmeni ustalarından Sorak'ın alamet-i farikası olan 'çekim tekniğinden' nasibini almış yine. Sözlü müzik eşliğindeki diyaloglar, siyah-beyaz flashback'ler, aksiyon sahneleri, tecrübeli oyuncuları, özellikle İsmail Hacıoğlu'nun performansı kaçmaz! Ben derim ki yılın en sıkı filmi, mahrum kalmayın... Van Damme bile filme hayran kalmış; yeni filmi 'Komite'yi Sorak ve ekibine emanet etmiş. 'Vizontele' ve 'G.O.R.A' gibi Türkiye'nin en çok izlenen filmlerine imza atan ama bu başarıların tadını çok çıkaramayan Sorak, şimdi "Bu bir Ömer Faruk Sorak filmidir" demenin hazzını yaşıyor ve bu filmi anne-babalara ithaf ediyor.
* Bu filmi niye çektiniz?
a) Sistemi eleştirmek için b) 'Klişe bir mevzu bakın böyle de anlatılır' deyip efsane olmak için c) ÖSS'nin kaldırılmasına katkı sağlamak için d) Başka konu bulamadığınız için?
b ve d şıklarını çıkarırsak hepsi! Çünkü o kadar çok konu var ki... İkincisi  ben bunun klişe bir konu olduğunu düşünmüyorum, çünkü bu konuda henüz bir film yapıldığı inancında değilim. Bu kadar sancılı bir şeyi bu ciddiyette gösteren bir film yok!
* Yönetmeni olduğunuzu unutun; ne hissettirdi film size; nasıl bir tatmin sundu?
Ben de bir babayım ve filmdeki ailelerden biri gibi seyrediyorum. Bu filmle ilgili önyargı vardı; 'bu bir gençlik filmi, gençlerin zaaflarını sömürecekler..' Ama filmden her çıkan 'anne babalar görsün bu filmi' diyor. İşte bu filmi bunun için yaptım!
* Bu film kimin yanında? a) Gençlerin, b) Anne-babaların, c) Sistem karşıtlarının d) Seyircinin e) Hepsi?
Bu gençlerin yanında bir film. Gençler ve genç kalacakların! Yani yaşı ne olursa olsun değişmeye, gelişmeye, eleştirmeye açık bir kitleye yapıldı.
* 'Sınav'la ilgili bir hikaye var, 'gel bunu çek' mi dediler; nasıl oluştu bu proje?
Bu bize bir gençlik filmi siparişi olarak geldi. Teklif üzerine dedik ki; bir sürü gençlik filmi var ve biz gençlerin zaaflarından yararlanarak gişe başarısı yapmak istemiyoruz. Ancak gençlerin yanında duran bir şey yapabiliriz, o da ne olabilir? En bildiğimiz ve tanıdığımız sancı ÖSS! Ve dedik ki, herkesin kafasında ÖSS sınav sorularını çalma fikri vardır, tabii ki hayaldir ama herkes içinden geçirmiştir, önemli olan o sınav sorularını çalma duygusuna insanı getiren  sebepler nelerdir bunun üzerine çalışalım...
* Aslında klişe konu ama müthiş aksiyonlu, eğlenceli, klip tadında bir film olmuş. İzleyen herkes 'Türk filmi gibi değil' diyor. Bunu nasıl başardınız?
Türk izleyicisi; özellikle bu dizi film furyasının ardından gördüğü şeyleri tekrar tekrar görmekten sıkıldı. En azından benim çevremden gördüğüm şey bu. Dünya sinemasının kullandığı tekniklere bakıyorum; insanları diri bir şekilde iki saat o ekranın karşısında tutmanın formülleri var. Benimki de aslında onlardan birini tercih etmekti.
* 'Sinemaya gidenler gençler, o halde onları hedef almalıyım' demediniz yani?
Değil! Bu anlatım, böyle bir konuyu görselleştirmek için idealdi. Bir de benim yakınımda güzel bir örnek var; oğlum da üniversite sınavına giriyordu o sene ve onun neleri izlediğini, nelerden haz ettiğini, arkadaşları arasında hangi tür filmlerini izlediklerini biliyordum. Onlar gibi bakabilmek, onlar gibi denemekten korkmamak, risk almak, bundan sonra ileri teknikte bir film yapılacaksa 'bunun ilkini yaptılar' kısmında olmak beni çok mutlu ediyor.
* Flashback'ler, farklı renk skalaları kullanmak, diyaloglar üzerine sözlü müzik koymak... Kullandığınız tarz Türkiye'de ilk kez deneniyor değil mi?
İlk kez böyle bir Türk filmi görüyorum ben de! Önemli olan yeniyi arayan filmler kategorisinde anılmak. Geniş kitleleri, sıkmadan iki saat ekran karşısında tutabileceğimin inancını hissettiğim bir tür bu...
ŞİRİN SEVER
|
