Bankalar 2005'te 10 milyonu yeni toplamda ise 29 milyon adet kart için Kredi Kayıt Bürosu'nu sorguladı. Sonra da 4.5 milyon yeni hesap açtı.
Türkiye'de kredi kartı faciaları sürerken, elinde 5-10 kartı bulunanların bunları nasıl aldığı merak konusu. Bankalara kredi kartı ya da kredi vermeden önce kişileri sorgulayabilecekleri bir bilgi sistemi sunan Kredi Kayıt Bürosu'nun (KKB) Genel Müdürü Gürsel Kubilay'a "Bu dönemde bankalar daha mı az sorgulayarak kredi kartı veriyorlar?" diye sorduk. Kubilay'dan aldığımız yanıt, "Hayır, 2004 yılında 18 milyon adet sorgulama yapılırken, 2005 sonu itibariyle bu rakam 29.3 milyon adete ulaştı. Yani ciddi anlamda sorgulamada artış var" dedi.
ASIL PATLAMA 2003'TE Kubilay söz konusu sorgulamaların 10 milyon yeni kredi kartı başvurusu, 5 milyonun ise tüketici kredisi başvurusu olduğunu belirterek, "10 milyon yeni kredi kartı için sorgulama yapılmış, ancak bu sırada yeni kredi kartı için açılan hesap sayısı 4.5 milyonda kalmış. Yani demek ki herkese de kart verilmemiş" dedi. Yaklaşık 17 milyon kredi kartı hesap sayısı olduğunu söyleyen Kubilay, bunlardan
yüzde 5'inin ödemelerinin sorunlu olduğunu söyledi. Kendi sistemlerinde bankaların kart başvurusu yapan kişilerin son beş yılının göründüğünü anlatan Kubilay sözlerine şöyle devam etti: "Kredi kartı sayısında asıl patlama 2002-2003 yılında oldu. O tarihlerde alanların problemleri şimdi ortaya çıkmaya başladı. Gözlemlerimize göre, kredi kartında ödeme sorunu yaklaşık 1.5-2 yıl sonra çıkmaya başlıyor. Yanlış kullanımın faturası bu zaman süreci sonunda ödemelere yansıyor. Ancak geçmiş yıllara baktığımızda sorunlu kart sayısında 2005 yılında oransal olarak bir artış söz konusu değil."
'KART VERMEYİN' Kredi kartı kullanmayı bilmek de aslında bir bilgiyi gerektiriyor. Ortaya çıkan iflaslar, intiharlar nedeniyle son dönemde Kredi Kayıt Bürosu'nun da bankaların da kapısını çalan bazı kart müşterileri, "Oğluma, kızıma ya da eşime kart vermeyin" diye bireysel başvurularda bulunuyorlar. Edinilen bilgiye göre, bankalar bu tür talepleri kişilerin özgürlüklerini sınırlama olarak gördükleri için değerlendirmiyorlar.