Her genç erkeğin rüyası
Maçı, "taraf tutmadan" izliyordum. Olan oldu ve zaten damarları problemli olan kalbimin sıkıştığını hissettim. Ha ni, gole sevinip yahut üzülüp yıkılan taraftarlar vardır; tribünde, kahve köşesinde yahut evde.
Konyaspor-Galatasaray maçının sonlarında girip tam maç biterken golü atan 17 yaşındaki çocuk, Aydın Yılmaz'ın o an, dünyanın her tarafında milyonlarca çocuk ve genç erkeğin, futbol oynamış, oynamakta olan yahut futbolu çok sevmiş her yaştan (ve artık her cinsten) insanın "en büyük rüyası"nı, kendi çocukluğumun, gençliğimin de en büyük hayalini gerçekleştirdiğini görünce, olan olmuştu. Bu hayali, onu hiç kurmamışlar... Bu rüyayı, onu hiç görmemişler elbet bilemez. Biz, çocuktuk, çoktuk, gördük, kurduk, biliriz. 1. Çok genç olmak, mesela 17'sinde. 2. Büyük bir kulübün, hele tuttuğun takımın formasını giyebilmek. 3. Futbol hayatının ilk (süper) lig maçında, yedekken... 4. Takım tökezlerken, maçın sonlarında, birden hocanın seni yanına çağırması... 5. Maç biterken oyuna girmek... 6. Saniyeler varken bitişe, havadan ortalanmış bir topun sana süzülmesi... 7. Gelişine vole de olabilir elbette, ama diyelim ki o topu göğsünde yumuşatıp yere indirmek... 8. Karşındaki bir, iki rakibin yanından süzülüp... 9. Başını bir an kaldırıp kaleyi ve kaleciyi gördüğünde... 10. Gözlerini tekrar önündeki topla buluşturup öyle dümdüz de değil, falsolu vurup da tatlı bir kavis verdirterek... 11. İdeali 90'dandır ama, tam direğin dibinden filelere göndermek.. . 12. Yıllarca gıpta ile, hayranlıkla izlediklerin de dahil, tüm takımın sana koşması... 13. Karşı takımın yıkılışına şöyle bir gözlerin gittikten sonra sevinç gözyaşlarının yola koyulması... 14. Tribünlerin inlemesi, hocanın sarılması, bitmeyen öpücükler... 15. Mahallede beğendiğin kızın o an aklına gelmesi... 16. Aklından hiç çıkmayan aile dertlerinin hepsinin birden biteceğini düşündüğün, anneni, babanı hatırladığın, belki ölmüş babana sarıldığın o an... 17. Bütün bunları, bu maddenin numarası bir yaşta tatmanın çıldırtıcı hazzı.
Bilen, hayal eden, rüyasını gören bilir; bu kadarı hiç bir araya gelmez. Hayat sonra nasıl akar, belli olmaz ama, bir maç tam bitecekken, az önce oyuna girmiş 17 yaşında bir çocuğun topa ilk vuruşunda attığı harika golle takımı kazanmaz hep. Çok daha küçük yaşta en üst ligde oynayanlar... O yaşta Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi, Dünya Şampiyonluğu görenler... Son dakikada çok daha müthiş gol veya goller atanlar, çok daha önemli maçların kazanılmasını sağlayanlar hep olmuştur. Misal, İngiltere'de "en genç golcü" unvanı 2002'de 16 yaş 361 günlük Rooney'den 16 yaş 357 günlük Milner'a geçmiş, Everton'lu Vaughan geçen yıl bunu 16 yaş 271 güne indirmişti. 2004 Avrupa Kupası'nda Rooney İsviçre'ye attığı golle "Kupanın en genç golcüsü" olmuş, ama dört gün sonra bu kez ondan üç ay küçük İsviçreli Vonlanthen rekoru kırmıştı. Daha 18 yaşında "Şampiyonlar Ligi'nin hat-trick yapan en genç oyuncusu" olan Real'li Raul, bugün büyüdü; o ligin en çok oynayan ve en çok gol atan adamı aynı zamanda. Nuri Şahin Alman liginde ve Türkiye milli takımında yaşıyla ve golüyle tarihe geçmedi mi? Ama ilk lig maçında, 17 yaşında, harika bir son dakika golü kaç kişiye nasip olmuştur ki! Aydın Yılmaz, bunun kıymetini iyi bilsin. Başkaları da onun kıymetini. Biz, hepimiz, çocuktuk, çoktuk ve en çok tamı tamına bu hayali kurmuştuk. Hayaldi tabii. Kalbim ondan uçuvermiş olmalı! Biraz kıskançlıkla, yorulmuş bir bedende çok çocukça bir sevinçle.
|