|
|
Kira tartışması
Borçlar Kanunu Taslağı'nda kira artışlarını düzenleyen (sınırlayan) maddeyi "serbest piyasa ekonomisinin ruhuna aykırı" bulanlara katılmak mümkün değil. Bir kere yapılan düzenleme ile gayrimenkulün kaç paraya kiraya verileceğine karışılmıyor. "Yok bir de ona karışılsın" diyenlerdensiniz küçük bir örnek vereyim: ABD'nin bazı eyaletlerinde, belli bölgelerde geçerli olmak üzere (dengeleri bozan aşırı spekülatif tutumları engellemek amacıyla) "kiraya verilecek konutun, bir önceki kira bedelinin yüzde şu kadarını geçemeyeceğine" dair sınırlamalar var. Yani daha önce 1.000 dolara kiralanmış bir konutu, piyasası olmasına rağmen 1.500 dolara yeni kiracıya veremezsiniz.
Argümanları çelişkili Hükümetin mevcut düzenlemesine karşı çıkanların bir başka argümanı şu: "Artık ev sahipleri evlerini yeni kiracılara eskiye göre daha fazla bedelle kiraya verecektir. Kiracılar bütçelerine uygun kira bulamayacaktır." Ayrıca ekliyorlar: "Kiralık konut piyasası genel kanının aksine, çok sayıda alıcı ile az sayıda satıcının olduğu bir piyasa (oligopol) değildir." Ancak aynı ekonomistler bir düzenleme yapıldığında ev kiralarının artacağını savunduklarına göre, demek ki piyasa, yazarımız Gazi Erçel'in de vurguladığı gibi oligopolist bir karakter taşımakta. Yani çok sayıda alıcı, az sayıda satıcı var! Neyse bu çelişkiyi bir kenara bırakalım... Bugün kira bedelini belirleyen faktör gayrimenkul sahiplerinin insafı veya dünya görüşleri değildir. Kirayı belirleyen gayrimenkulün bulunduğu bölge, gayrimenkulün satın alma değeri ve gayrimenkulün taşıdığı ayırıcı özelliklerdir. Ayrıca bugün genel eğilim, kiraların enflasyon oranı kadar arttırılmasıdır. 20 yıldır kirada oturan birisi olarak, hiçbir ev sahibim, enflasyon üzerinde bir zam talep etmedi. Reel artış talep edenler ise kiracısı ile mahkemelik olmuştur ve mahkemeler hep kira artışlarının enflasyon kadar olması kararını vermiştir.
Reel kayıp engelleniyor Hükümet şimdi piyasadaki bu eğilime uygun ama her iki tarafı da hukuki bir çerçeveye oturtarak, anlaşmazlık noktalarını çözen bir düzenleme yapıyor. Kiracı ile ev sahibi arasında serbest piyasa ekonomisi şartlarına göre belirlenmiş kiranın reel olarak değer kaybetmesini engellenirken, kiracı aleyhine oluşabilecek reel artışlara da mahkemeye gerek kalmadan dur deniliyor. Bunun neresi kötü? Bunun neresi serbest piyasayı bozuyor? Düzenleme, örneğin 100 milyara aldığınız evi aylık 500 milyon veya 1 milyar veya 10 milyar liraya kiralanmasını engellemiyor. Peki buna rağmen, neden bu değerdeki bir ev, 500 milyon lira civarında bir bedelle kiralanıyor? Çünkü kira ile evin değeri arasında bir denge var. Hükümet dengeyi bozmuyor. Düzenleme yasalaştığında ev kiralarının artacağını savunanlar spekülasyon yapmıyorsa, hayal görüyorlar!
|