Artık bir dirhem et bin ayıp örtmüyor
Dünya Sağlık Teşkilatı uyarıyor. Pek yakında açlıktan olduğu kadar, abartılı tokluktan da ölüm olacak. İngiliz "yağ araştırmacıları" insanlık tarihinde ilk kez ebeveynlerinden daha kısa yaşaması olası bir nesilden söz ediyorlar
Sakın kimse bu henüz bizim derdimiz değil demesin. Çünkü bu artık herkes gibi bizim de elimizde bir yakartop. Şişmanlıktan söz ediyoruz. Batılı toplumlar sorunu ağızları yanınca farkettiler. Bakın şöyle söylemek hiç de abartılı değil: Amerikan Tarzı Hayat/The American Way of Life ve Fast Food elele, 1960-2000 yılları arasındaki 40 yıl kaba bir hesapla iki-üç neslin hayatına kastetti. Şimdi son beş yıldır, gelişmiş toplumlar bu konuyu gündemin ortasına yerleştirdiler. İş şu anda nerelere geldi biliyor musunuz? Örneğin İngiltere'de "katı yağ ve türevlerinden" ek bir vergi alınması tartışılıyor. Ayrıca, bundan böyle "malum mamulatın" üzerinde "sıhhatinize zararlıdır" ibaresi yer alması zımni bir kabul görmüş durumda. Hayata geçmesi artık eli kulağında, bugün ya da yarındır. Gün geçmiyor ki, küresel ölçekte bu konu tartışılmasın. Daha çok yeni, önce National Geographic sonra da Der Spiegel obeziteyi ele aldılar. Kamuoyu elbette buraya bir nefeste gelmedi.
Yüzyıllarca "balıketi ve ötesi" makbul addolundu. Ne zaman ki maliyetler okunur oldu. Muhasebe o gün başladı. O güne dek, "Tombulluğun Tarihi" aynı zamanda artık eşiğine ayağımızı attığımız "Avrupa'nın Estetik Tarihi" gibidir. Bakın G. Rebora "Avrupa Mutfağı'nın Kısa Tarihi" kitabında anlatıyor: "Yağ fışkıran her şey iyi kabul edilirdi. Rembrandt ve Rubens'ten başka İtalyan ressamları ve daha binlercesi de, selüliti adeta kutsuyorlardı. Şişmanlar güzeldi." Konu elbette sadece estetik bir süreçten ibaret değil. Ortalama insan ömrünün uzaması ile ilgili beklentilerinn artışı, nihayetinde yaşadığımız süreyi de daha sıhhatli geçirme arzusu bugünü belirliyor.
XL NESİLLER Alman Der Spiegel de tam bunu anlatıyor: Yağ "genç körpe vücudları" yaşlı kılıyor. O fazladan kilolar, kalp hastalıklarını, bağırsak kanserini, karaciğerde yağlanmayı ve omurgada problemleri tetikliyor. Artık "diabetes mellitus"' dan muzdarip hastalara bile rastlanıyor. Bu yaşlılık şekeri olarak bilinen illet beş yaşında çocuklarda görülmeye başlandı. WHO, Dünya Sağlık Teşkilatı uyarıyor. Pek yakında bundan böyle açlıktan" olduğu kadar abartılı tokluktan" da ölüm olacak. İngiliz "yağ araştırmacıları" insanlık tarihinde ilk kez ebeveynlerinden daha kısa yaşaması olası bir nesilden söz ediyorlar: Bugünün çocukları. Artık bu yaş grubuna bir isim de takıldı: "XL nesli". Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde çocuklardaki "obezite" eğiliminin terör" kadar can alıcı sonuçları olabileceği tartışılıyor. Elbette önlemler de: Bundan böyle Arkansas Eyaletinde öğrenciler karnelerinde ağırlıkları ve vücut ölçüleri endeksini de görecekler.
Notlandırılmış olarak! Peki bizim ne yapmamız gerek? Öncelikle Avrupa Topluluğu'nun konu ile ilgili norm ve önlemlerini devreye sokmalıyız. Geçenlerde meşhur bir fast food zinciri yöneticisi övünüyordu. Türkiye'de sattıkları hamburgerlerini üst üste koysalarmış, Kuala Lumpur'daki Petronas Towers'ı dörtle katlarlarmış... Ne diyelim? En iyisi işe eğitimle başlamak. Ritz Carlton'un müdürü sadece çocuklara yönelik bir sıhhatli beslenme mönüsünü bütün dünya gibi Türkiye'de de devreye sokacaklarını anlattı. Umuyorum, bu ve benzeri teşebbüsler irili ufaklı her tesise yayılır.
|