Göründüğün gibi olabilmek
Aktüel estetik ve moda dünyası elini kuvvetlendirmek için diyetisyenlerden, sıhhat aleminden destek ve de fetva alıyor. Yani zayıf olmak sadece güzel ve moda değil, sıhhatli aynı zamanda. Mı acaba?
Hayat bazen ne denli eğlenceli olabiliyor! Birileri halimize bakıp eğleniyor olabilir mi?... Anlatalım. Daha senesi dolmadı. Dr. Atkins sizlere ömür... Bu da ne? Tababet merakı yeni mi, demeyin. Merhum doktor ilgi alanımız içinde. Doğrusunu isterseniz kendisine, nadide fikirlerine kayıtsız insan; daha spesifik konuşursak cinsi latif yoktu. Hem de on yıllardan beri. Merhum doktor zayıflama sevdalılarının gurusu. Şimdi, "Böyle muhterem bir adamın vefatı için eğlenceli demek ayıp olmuyor mu", dediğinizi duyar gibiyiz. Haşa, öyle değil! Kendini bilen hiç kimse bir ölümü elbette eğlence konusu yapmaz. Ama doktorun vefatı ile ortaya çıkan daha önce bilemediğimiz küçük bir detay var ki... Nasıl söylesek "kara mizah" gibi: Doktor 117.5 kilo imiş. Bu da zayıflamış hali. Şimdi... Kendisinden "medet" uman "müridlerine" zayıflama reçeteleri ihsanla geçinen bir insanın kaç kilo olduğu hiç kuşkusuz haber... Acaba onun vaaz ettikleri ile kilo atmaya didinenler merhumun kilosunu öğrenince, ne hissettiler? Bilemiyoruz. Peki, doktor huzur içinde atıştırmaya devam ederken, sayısız diet kitabını gördüğünde ne düşünüyordu? Onu da bilemiyoruz. Yine de merhumun hacimli vücudu insana "şişmanlar güzeldi", "şişman kal, mutlu yaşa" temalarını hatırlatmıyor mu? Bakın G. Rebora "Avrupa Mutfağının Kısa Tarihi" kitabında anlatıyor: "Yağ fışkıran her şey iyi kabul edilirdi. Rembrandt ve Rubens'ten başka İtalyan ressamları ve daha az tanınmış binlercesi de, selüliti adeta kutsuyorlardı. Şişmanlar güzeldi. İtalyan Rönesans saraylarının hemen hepsinde, başınızı kaldırıp tavandaki fresklere baktığınızda, kiliselerdeki melek tasvirlerine ya da malikanelerin duvarlarında Eros resimlerine benzeyen, bazıları çok genç lordlar ve hanımefendilerin hayranlık verici tasvirlerini görebilirsiniz." O zamanlar Avrupa'nın her yerinde, "şişman" makbuldü. Albrecht Dürer'in resimlerindeki zayıf, bir deri bir kemik kalmış insanlar köylülerdi. Bu "kilolu hayatı", kilolarla barışık ruh halini geçmişe mahsus sanmayın. Alın size 2000 yılının Sabah Gazetesi'nden o zaman yazdığımız bir yazı: "Güzel ve sıska. En azından son 40 yıldır... Önceleri böyle olmadığını nostaljik albümlerden izliyoruz. Kadınlar asır başında, 20'lerde, hatta savaş sonrasına kadar etli butlu... Bir dirhem et, bin ayıp örter düsturuna hizmet halindeler. Biat etmişler, sürekli ayıp örtüyorlar... Oysa şimdi 70'li yıllar sonrasında, önce Twiggy ile başlayan tercihler, en nihayetinde bizleri Kate Moss'a getirdi. Şimdi artık, güzel olan zayıftır diyoruz. Üstelik aktüel estetik ve moda dünyası elini kuvvetlendirmek için diyetisyenlerden, nütrisyenlerden ve sıhhat aleminden destek ve fetva da alıyor. Yani zayıf olmak sadece güzel ve moda değil, sıhhatli aynı zamanda. "Mı acaba"? En azından yorumsuz olarak aktaralım, bu soruyu soranlar çoğalmakta. Son bir iki yıldır çoğalan, cesaret sahibi muhaliflerden bir iki isim nakledelim. Teselli olsun diye. Madem ki aziz milletimiz 40-50 yıldır küresel tercih ve propagandaya direndi, kilolarımızı terketmeyiz diye. Gönüllerini ferah tutmalıyız. Bir zamandır bu "refreshing malzeme" mevcut. Yazarı Richard Klein, "Yağlı güzel dünya". Başlığa aniden inanamayanlar için bir de izah var, alt başlık: Tombulluğa övgü. Klein, Cornell Üniversitesi profesörlerinden. Antik çağlardan beri değişen zevklerden En masumu, "Praxiteles'in Venüs'ü" bile bu günün ölçülerine göre tombulca, Rubens'in tabloları inanılmaz. Yazar bizleri insanlık tarihi ettikten sonra diyeceğine geliyor: "Yağlı günler yakında..." Bu "yakında" izafi bir laftır. Size ve akşam yemeğinize göre mi, insanlık tarihine göre mi bilinmez. Ama her halukarda yemekten, yediklerinden zevk alanların daha iyi yaşadıklarına dair ikinci bir kitap daha geldi önüme. U. Pollmer ve S. Varmuth yazmış: "En yaygın beslenme hataları". Yazarlardan birisi Avrupa Beslenme Enstitüsü'nün yöneticisi, diğeri ise biyolog. Yani arzu ederseniz, ciddiye alabileceğiniz insanlar. Kitaptan başlıklar:
-Her şeyi yiyebilirsiniz. Miktarlar her zaman korkutulduğumuz limitlerden uzaktadır.
-Çoğu tombul, zayıflardan daha az yer. Yıllar içinde hafif bir kilolanma tabiidir!
-Mutlu ve yuvarlak olmak; zayıf tatminsiz va aç olmaktan iyidir.
-Düzenli ve az miktarda alkol tüketimi sıhhat için yararlı olabilir.
-Kahvenin zararı ispatlanamadığı gibi, anti-depresif özelliği mevcut.
-Tatlı-şeker, açlık hissini kuvvetlendirdiği için şişmanlatır.
-Light besinler doyurmaz, sadece açlığı erteler.
-Sürekli siyah ekmek (çavdar, tahıllı vb.) yemek bağırsakları yükler ve bağışıklık sistemini bozar.
-Sebze ve meyvenin sıhhatli olduğu ispatlanmış değil. Eskimo ve Massai'ler sadece hayvansal gıda ile besleniyor ve fevkalade sıhhatliler...
-Kuvvetli kahvaltı ve az akşam yemeği, tavsiyelerin tam tersine ne sıhhate, ne de kiloya fayda sağlamıyor. Akdeniz'de geç ve doyurucu akşam yemeği yiyenler ayrıca bir zarar görmüyor... Böyle devam ediyor... Nasıl? Rahatlatıcı değil mi? Dünyevi zevkleri gönül ferahlığı ile tadabilirsiniz. Merhum obez Dr. Atkins'i rahmetle anarak! Ali Esad Göksel Fax: 0212 233 18 33
LEZZET SEYAHATİ
|