kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sinemadaki büyü bitmez
Sinemadaki büyü bitmez

Sinema Tarih Festivali bu yıl yedinci kere perdelerini açtı. Yine bin bir zorlukla, yine mikroskopik bütçelerle ama en önemlisi yine, bir avuç tutkulu insanın fedakarlığıyla....

TÜRSAK Vakfı, bir kaç sinema aşığının hayal kurmasıyla başladı. Önce emekledi elbette, başarısızlıkları da oldu kuşkusuz. Ama kesin olan şu ki, "süpersonik bir süratle" büyüdü TÜRSAK. Yurtdışında bir çok Türk Filmleri Festivali düzenledi, kimi kez üç kuruş parayla filmleri ve sanatçıları sırtlayıp dünyanın bir çok ülkesine taşıdı. Türkiye'de dört farklı festival yarattı. Bu festivallerden biri var ki, dünyadaki sayılı tematik festivallerin arasına girdiğini çok yakından biliyorum. Sinema Tarih Festivali, biraz Kültür Bakanlığı, biraz da Metro Grup'un sponsorluk desteğiyle, ama en önemlisi, benim de içinde bulunmaktan gurur duyduğum bir ekibin yüreğiyle, mucizevi bir şekilde ayakta durmaya devam ediyor. Bu festival çeşitli sinemalarda ücretsiz olarak ya da sembolik ücretlerle gösterimler düzenliyor, tartışma platformları oluşturuyor, gazetecileri, tarihçileri ve tabii sinemacıları bir araya getirip konuşturuyor. Ve dünyadaki şöhreti her yıl yayılıyor. İlk senelerde film kopyalarını bile göndermeye korkan yönetmenler artık kendileri de filmleriyle birlikte gelmek için can atıyorlar. Geçtiğimiz yıllarda iki dev yönetmen, Bertrand Tavernier ve Patrice Leconte'u arayıp, açılış gecesi büyük ekranda gösterilmek üzere bir mesaj kaydetmek istediğimizi söylediğimde verdikleri cevapları gerçek bir zafer olarak kabul ediyorum. İki yönetmen de, festival hakkında çok iyi şeyler duyduklarını söyleyerek beni hemen evlerine davet etmişlerdi. Bütün bunlar, artık Sinema Tarih'in gerçekten ciddiye alındığına dair bir işaret elbette. Ki, bu sadece benim bildiğim Fransa cephesi... Bir de sekiz yıl boyunca festival yemeklerinde, otel koridorlarında, sinema salonlarında sohbet etme şansını bulduğumuz Franco Nero, Rolland Joff, İstvan Zsabo, John Savage, Agnieszka Holand, Klaus Maria Braundauer gibi isimler var. Akşamları festival yemeklerinde, bu farklı enerjilerle bir araya gelerek edilen sohbetlerin zenginliği var. Örneğin geçen yıllardan birinde, yine bir festival akşamında kafasında doğan bir fikri hemen bizimle paylaşan genç bir yönetmenin, o hayali çok başarılı bir filme dönüştürdüğüne tanık olduğumu hatırlıyorum. Bir Fransız radyocunun, festivalden döndükten sonra yayımladığı, methiyelerle dolu bir radyo programının 2,5 milyon dinleyiciye ulaştığını anlatan mektubunu aldığımızda havalara sıçradığımızı hatırlıyorum. Vakfın beyni Engin Yiğitgil, kalbi Sevinç Baloğlu ve bütün ekiple bunun gibi bir çok önemli anı yaşamanın küçük ve büyük keyiflerini hatırlıyorum. İşte tüm bu nedenlerden dolayı, her yıl Aralık ayında koşa koşa İstanbul'a, Sinema Tarih Festivaline uçuyorum.

Sedef Ecer

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Hollywood nostaljisi yaşayın
 Eteğinde suçlu çocukları topladı
 Kolları dergi için sıvadı
 Bir ihtimal daha var!...
 Coca Cola da Beymen giydi
 Kutoğlu'nun AÇEV'e destek şalı
 Taksit taksit koleksiyon dönemi
 Kişiye özel amigo ekibi evleri stadyuma çeviriyor
 Dışarı Çıkmadan Önce
 Cibalikapı Balıkçısı şimdi de Moda'da
 Sigara yasaklansın
 Sağlam kemikler için sert peynir tüketin
 Sağlıklı besleniyor
 Gizli erkek kuralları
 Kısa kısa kısa...
 Müslüm Baba'ya benzemek şeref
 Okyanusa ada kondurdular
 Sami Hayek ablasıyla yarışıyor
 At arabalı müze gezisi
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Anneler beyin yıkayabilir mi?
Yıkayanlar var. İşin...
FİLİZ AKIN
Alternatif tıp ve New Age arayışları
Her yeri orkide...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Merkür kıpraşma
Ne atom bombası, ne Londra Konferansı,...
Zarif köpüklü, ferahlatıcı ve lezzetli
Şampanyayı bizler genellikle yılbaşında hatırlarız. Şampanya yöntemiyle...
Şarabı 6 ay koruyabilir
Bulgaristan'ın Danube bölgesinin meşhur üzümlerinden yapılan Merlot ve Cabarnet...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.