Bilinçsizce kullanılan kredi kartı ay sonu geldiğinde ailelerin korkulu rüyası oluyor. Uykusu kaçanlar, borç batağına batanlar, ödenmedikçe büyüyen bir meblağın altında eziliyor. Böyle bir borçla son bir yıldır savaşan Necdet Çınar, kiraladığı evinden çıkarılmış, işinden olmuş eşi ve üç çocuğuyla geçinmeye, bir yandan da borcunu kapatmaya çalışıyor. Esenyurt'ta oturan Necdet Çınar'ın oturduğu eve gecekondu demek bile güç. Bir göz odada gece çalışarak kazandığı parayı ay sonuna hem kredi kartı borcu ödeyip hem de geçinmeye yetecek şekilde denk getirmeye çalışıyor. Ve kredi kartı macerasını şöyle anlatıyor: "Ben kredi kartına başvurduğumda çalışmıyordum, ama yine de bana kart verdiler. Sonra bir iş buldum. Maaşı 450 milyon liraydı ama benim o zaman kart limitim 800 milyon olarak belirlenmişti. İnsanın kolayına geliyor ve harcıyor. En başlarda sorun yoktu. Çok harcamıyordum ödeyebiliyorduk. Ama sonra ben işsiz kalınca sürekli kredi kartından yemeye başladık. En son ekmeği bile kredi kartıyla alıyorduk. Birkaç ay işsiz kaldım, hayatımın sonu oldu. Kredi kartı borcum 1 milyar 700 milyon lirayı bulmuştu. Sonra zaten kestiler kartı, ama ben o borcu kapatacağım diye en az beş milyar lira ödedim bugüne kadar. Ama bir türlü kapanmıyordu, her ay üstüne biniyordu. Sonra on iki ay taksitlendirdik. Ben şimdi asgari ücretle çalışıyorum, geceleri boyacılık yapıyorum, kredi kartına da 190 milyon lira ödüyorum. Aldığım paranın yarısıyla üç çocuk ve ev geçindiriyorum daha doğrusu geçindiremiyorum. Hata bende, kredi kartı kötü bir şey değil. Herkese verilmesin. İnsanlar çok mağdur durumda kalıyor.