|
|
|
|
|
Türkiye'de reytingi 1951 kişi belirliyor
|
|
Bugün daha fazla denekle başka bir araştırma yapılsa reyting sonuçları farklı çıkacaktır.
* Türkiye'de televizyonculuğun en büyük derdi sizce nedir? Kuşkusuz reyting. Türkiye'de sadece 1951 denekle bu işin kaderi çiziliyor. Bunu anlayabilmek benim için hiç mümkün değil.
* Bu deneklerin kaçı İstanbul'da? Sağlıklı bir bilgimiz yok. AGB kuruluşu RTÜK'e bile bu verileri vermekten imtina ediyor. "Özel ticari anlaşmalar çerçevesinde sadece servis verdiğimiz kuruluşlara bunları aktarabiliriz" diyorlar. O bir ticari çalışma anlıyorum ama bizim sosyal verilere ihtiyacımız var. Toplumun hangi şehirlerinde hangi kesimlere ulaşılıyor?
* Dünyada reyting ölçümlerindeki denek sayısı kaçtır? Avrupa'da 5 bin. Bizdeki rakamı da buna çıkarmak mümkün ama maliyeti televizyonların olduğu için onlar da buna sıcak yaklaşmıyorlar. Ama ara bir yol bulmak zorundayız. Eğer reyting sistemini baştan aşağı değiştirebilirsek ve gerçek rakamları ortaya çıkarırsak, Türk seyircisi bugünkü televizyon yapısından en sonunda kurtulmuş olacak.
* Eğer böyle bir çalışma yapılırsa reyting sonuçlarının bugünkülerden farklı olacağını mı düşünüyorsunuz? Bu çalışmayı eğer profesyonel bir şekilde yaparsak, işin içine üniversiteleri sokarsak, sosyal reytingi ortaya daha sağlıklı bir şekilde çıkarabiliriz. AGB'nin dışında bu sosyal ölçümleme sistemini de aslında üst kurulun hayata geçirmesi gerekiyor. Her ne kadar yasa bize izin verse de Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi'ne gidip yürütmeyi durdurma kararı aldığı için elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. Sorunuza gelince, anlattığım şekilde bir sosyal yaklaşımla ortaya çıkacak sonucun bugünkü AGB sonuçlarından çok farklı olacağını düşünüyorum. Tabii araştırma sonuçlanmadan yüzde yüz emin olmam mümkün değil.
* O zaman belki de örneğin çok reyting aldığını iddia ettikleri magazin, haber bülteninden çıkacak. Belki. O zaman prime- time kuşağında sabun köpüğü programlar yerine daha bilgileneceğimiz yayınlar seyredebileceğiz. Kişisel olarak size şunu söyleyebilirim, haberler dışında hiçbir programı seyredemiyorum. Tabii bu RTÜK'ün programları takip etmediği anlamına gelmesin.
Yeni yasadan sonra ihlal sayısı çok arttı * Yeni yasayla birlikte artık ekranlar kararmayacak değil mi? Öyle. 4756 sayılı son yasa değişikliği bizim işimizi biraz zorlaştırdı açıkçası. Program durdurma geldi. Program durdurma belki Avrupa ölçeğinde çok demokratik gözüküyor olabilir ama bizde bu yasa değişiminden sonra ihlaller arttı. Bir de cezaların caydırıcılığı konusunda sıkıntımız olduğunu düşünüyorum.
* Peki çözümü ne? Herhalde ekran karartmayı savunmuyorsunuz. Tabii ki hayır ama direkt uygulanan para cezalarının hem artması hem de çabuk uygulanması gerekiyor. Örneğin biz reklam ihlalleri konusunda aynı sorunu yaşıyoruz. Bir yayından sonra uyarı veriyorsunuz, bu 15 günlük süre demek. İkinci uyarıdan sonra ancak yayını durdurabiliyorsunuz. Ayrıca program durdurmadan önce savunmanın alınması gerekiyor. İki hafta da bu yazışmalar için geçiyor. Yani uygulamanın gerçekleşmesi en az bir buçuk ay alıyor.
* Durdurduğunuz program yerine ne yayınlanması gerekiyor? O da büyük bir sorun. Çünkü o programın yerine bizim ikame program göndermemiz gerekiyor. Gençlerin çocukların gelişmesini doğru yönde etkileyecek yayınlar gönderiyoruz ama bunları kamu kuruluşlarında yaptırıyoruz çünkü yasa böyle diyor. Kısıtlı imkanlara yapılan bu programlar bazen sıkıcı ve anlaması zor olabiliyor. Yani pek cazip değil.
* Televizyon kanalı bir hata yapıyor, ceza yiyor. Ceza ise birtakım sıkıcı programları yayınlamak. Kanal için bir şey fark etmez ki seyirci çekiyor yine. Kanal için bu pek bir ceza olmuyor tabii. Vatandaş için de olmuyor çünkü hemen başka bir kanala geçiyor. İşte bu yüzden para cezası önemli diyorum. Televizyon evimizdeki davetsiz misafir. Ekonomik bir ihlal gerçekleştirdiğinde bunun cevabının da ekonomik olması lazım. Durdurma yerine para cezası verirsek caydırıcı oluruz.
* Ana dilde yayını nasıl denetleyeceksiniz? TRT''nin yayınlarını denetlemek hiç zor değil. Öte yandan hiç bir ulusal kanaldan bu yönde teklif almadık. Kimse ana dilde yayın yapmak için başvuruda bulunmadı. Reyting kaygısı herhalde.
|
|
|
|
|
|
|
|
|