kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Televizyon modern dadı
Televizyon modern dadı
Türkiye'de reytingi 1951 kişi belirliyor

Reytingi 1951 kişi belirliyor

Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Fatih Karaca, reyting sisteminin değişmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Türkiye'de sadece 1.951 denekle bu işin kaderi çiziliyor. Avrupa ülkelerinde bu sayı 5 bin. Deneklerin çoğaltılması gerek."




***

Televizyon modern dadı

Radyo Televizyon Üst Kurul Başkanı Fatih Karaca, "Televizyonlar en çok çocuklar üzerinde etkili" diyor. Karaca'ya göre ekranla baş başa kalan çocuk savunmasız.

Pazartesi Sohbeti'nin bugünkü konuğu Fatih Karaca, Radyo Televizyon Üst Kurul (RTÜK) Başkanı. Karaca aslında siyasi bir aileden geliyor. Babası Gıyasettin Karaca 1961-80 yılları arasında parlamenterlik yapmış ayrıca devlet Bakanlığı görevinde de bulunmuş. Karaca Erzurum doğumlu. İlkokul ve liseyi Ankara Koleji'nde okumuş. "Lisede çok aktiftim. Gazetecilik Kolu Başkanı'ydım. Okulun bütün sosyal faaliyetleri bendeydi.
Aklım fikrim siyasetteydi. O zamanlar Demirel Başbakan'dı ve ben ona hayrandım." Fatih Karaca'nun Demirel hayranlığı sadece konuşmalarını taklitle sınırlı kalmamış, Karaca kendine bir fötr şapka bir de uzun pardösü edinmiş. Sonra takma ismi gelmiş, küçük Demirel. Peki siyaset aşkı niye devam etmemiş? Karaca gülümseyerek anlatıyor: "Bizim kuşak 12 eylül öncesi çok kötü dönemler yaşadı. İhtilal olduktan sonra ise siyasi partiler kapatıldı. Biz o dönem anladık ki siyasetten başka kendi geçimimizi sağlayacak bir iş edinmek zorundayız. Böylece ben 1980 yılında bir arkadaşımla birlikte şirket kurdum. Sermayemiz 10 bin liraydı."

LOKAL YAYINCILIK AŞKI
Pamukbank'ın ilk çocuk tiyatrosu, Gençlik tiyatrosu, Rüştü Asyalı ile beraber "Ah şu çocuklar" ve "Ah şu gençler" isimli tiyatrolar.... Hepsi Fatih Karaca'nın imzasını taşıyor. Ardından bir halkla ilişkiler firması, sonra bazı özel şirketlere yapılan dergiler derken Fatih karaca kendini 1990 yılında bir kanalın kurucusu olarak bulmuş, Flash TV. Yayıncılığa bulaşan bir daha kendini kopartamıyor diye anlatıyor Karaca: "95 yılında Flash TV'yi bıraktım. O zaman aklımda lokal yayıncılık yapmak vardı. Tam o sırada RTÜK üyesi Cumhur Ersümer ve Biltekin Özdemir istifa ettiler."

EVLİLİK TRENİ KAÇTI
Fatih Karaca titizliğiyle anılan bir kişi. Evi, ofisi son derece düzenli. Hiç evlenmemiş. Niye? diye soruyorum, gülüyor. "Evlilik trenini kaçırdık biz. Bir dönem hayat koşuşturması içinde kendimizi ihmal ettik. Yaş ilerledikçe de seçici olmaya başlıyor insan." Karaca'nın bir de kravat koleksiyonu var. takılan kravatın kişinin ruh halini çok iyi yansıttığını söyleyen Karaca "Örneğin eğer mutsuzsam ya da sinirliysem koyu renk kravat seçerim" diyor. Telaşla taktığı kravata takıyorum. Bakışımı yakalıyor. "Yok bugün kahverengi ama üzerinde maviler de var. Yani tam ortadayım."

YA RTÜK'TEN SONRA?
Fatih Karaca ile en çok televizyonu konuştuk. Karaca eski bir yayıncı olmasının RTÜK Başkanlığı'na büyük yardımı olduğunu söylüyor. Peki ya başkanlığı bittiğinde ne olacak? Örneğin bir televizyon kurma hazırlığı mı var? "Düşünüyorum ama ne olur bilemem" diyor. Kısaca ser verip sır vermiyor.

* RTÜK Başkanı olmak büyük bir güce sahip olmak demek. Kendiniz çok güçlü hissediyor musunuz?
Ben kamu yöneticiliğinin geçici olduğunu düşünenlerden biriyim ama RTÜK büyük bir güç o kesin. Düşünebiliyor musunuz Türkiye'yi idare ettiklerini düşünen çok büyük bir gücü, medya gücünü muhafaza eden radyo ve televizyonları düzenleyen, kontrol eden ve onlara müeyyide uygulayan bir kurum RTÜK. Dolayısıyla bugün bazılarına göre 4. güç olan medyayı düzenliyor, yönetiyor, denetliyor ve ceza veriyorsunuz. RTÜK'ün gücü yaptığı işlerde.

* RTÜK'e ilk kez adım attığınız günle bugün arasında kendinizde nasıl bir fark görüyorsunuz?
İlk zamanlar daha acımasızdım. RTÜK'ün fazla müsamaha gösterdiğini düşünüyordum. Bugün öyle değil. Hayattan önemli iki şey öğrendim. Bir, insana ait hiçbir şey sizi şaşırtamamalı. İki, olaylar hiç de dışardan gözüktüğü gibi değildir. Dışardan RTÜK bir sansür kurulu gibi algılanıyor kimi zaman, ama burada da insanlar var, duyguları ve düşünceleri var.

* Sabahtan akşama kadar yayın izleyen kişiler mi var bu binada?
Güzel bir soru bu. İzleme ve değerlendirme dairesi var. Burada çeşitli konuların uzmanları görev yapıyor. Her uzmanın sorumlu olduğu bir kanal var. Ama bu kanal her hafta değişiyor. Hem bu izlemeler hem de 178 ALO RTÜK hattına gelen şikayetler sonucunda raporlar hazırlanıyor. Bu raporun altında en az 2 imza gerekiyor. Üst kurul ise bu raporları haftada üç kez gerçekleştirdiği toplantılarda ele alıyor. Konuşmalar banda alınıyor, herhangi bir problem çıkmaması için. Dokuz RTÜK üyesinin en az beş tanesinin "Müeyyide uygulansın" demesi halinde kanala ceza gönderiliyor. Bunun çok demokratik bir atılım olduğunu düşünüyorum.

* Asla kabul etmeyeceğiniz, hatta üzerinde bile tartışmayacağınız ihlaller var mı?
Çocuklara yapılan şiddet. Düşünebiliyor musunuz çizgi filmin içinde kan akıyor. Bunu kabul edebilmek ve yayıncılık etiğiyle bağdaştırabilmek mümkün değil. Ayrıca şiddetin yüksek volümde kullanıldığı kurgulandığı sahneleri de kabul etmek mümkün değil. Ayrıca ailece ekran başında olunan saatlerde gayri ahlaki ve aile düzeniyle bağdaşmayacak bir takım görüntüler...

* Bir proje vardı. Hani ekranın yanına örneğin, "Bu film 16 yaşından küçüklere sakıncalı ya da şiddet sahneleri içermektedir" diye bir ibare konacaktı.
O konu devreye girmek üzere. AB'den destek aldık. Altyapısı da kuruluyor. Onu mutlaka gerçekleştirmemiz gerekiyor. Televizyonlar evimize gelen davetsiz misafirler. Ben onlara "Modern dadı" diyorum. Anneler babalar evden gidiyor ve savunmasız çocuklar televizyondaki her şeyi seyrediyorlar. Onun için benim kanalların mevcut yapısından memnun olmam mümkün değil. Her şeyin reyting olmadığı yayınlar yapmak zorundayız. Kurtuluşumuz ancak bu şekilde olur.
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Türkiye'de kanser oranı beş yılda yüzde 60 arttı
 Sebze ve meyveye 'Temiz Kağıdı'
 Büyük maraton bitti
 Troy filmindeki Truva atı Türkiye'ye geliyor
 Bir daha Türk rolünde oynamak istemiyorum
 Korkudan yalan söyledi
 Leylek Baba soranlara 'Türkiyeliyim' diyecek
 Doktorlar fabrika basacak!
UMUR TALU
Global tarla
BATI, kendi yarattığı "canavarlar"ın...
EMRE AKÖZ
Kökenimiz nerede?
Ali Saydam'ın mtv'deki NPQ...
MEHMET ALTAN
Paganini ve diploma
Üniversiteye girmek için sınav...
Bush'tan beş mesaj
ABD Başkanı Bush'un NATO'nun İstanbul zirvesinde yapacağı konuşmanın...
İstanbul'u da izleyecekler
Portekiz'de devam eden Euro 2004 futbol şampiyonası, güvenlik...
Alex imzaladı
Alex imzaladı
Türkiye'de gördüğü ilgiden memnun olduğunu söyleyen sambacı,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.