kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Özkan ve Yüce Divan

Siyaset kurumu, siyasi sorumluluk ile hukuki sorumluluk arasındaki nüansı iyi kavramalıdır. Bu noktaya dikkat edilmezse, zor durumda kalan sadece dünün siyasetçileri olmaz.

Meclis, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ı Yüce Divan'a gönderip göndermemeyi oylayacak. Türkiye, hukuki açıdan bu suçlamanın tam içeriğini bilmiyor. Özkan'a yöneltilen suçlama ne peki?
Gerek Meclis Araştırma Komisyonu'nda, gerekse Meclis Soruşturma Komisyonu'nda Özkan'a Halk Bankası vasıtasıyla usulsüz kredi açtırmak, ihaleye fesat karıştırmak, doğrudan ya da dolaylı olarak menfaat sağlamak gibi bir suçlamada bulunulmadı.

Özkan, Devlet Bakanlığı ile "ilgili" banka statüsünde bulunan Halk Bankası Genel Müdürü hakkındaki müfettiş raporlarını zamanında savcılığa iletmediği gerekçesiyle suçlanıyor. Bunun sonucunda zamanın banka genel müdürünün göreve devam etmesinin sağlanmış olması diğer bir suçlama olarak ortaya konuyor.

Bu suçlamaların bir bakanın yasayla kendisine verilmiş takdir hakkını kullanması ile ilgili olduğu açıkça görülüyor.

Bu arada, dün bir gazetede Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun hakkında suçlamada bulunduğu bir banka başmurakıbı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmadığı haberi vardı.

Yani, Özkan'a yöneltilen suçlamanın bir benzerini Ali Babacan için de yapmak mümkün.

Bize göre, Ali Babacan temsili parlamenter sistemin gereği olan bir yetkiyi kullanmıştır. Takdir hakkını doğru kullanıp kullanmadığı siyasi bir değerlendirme konusudur. Babacan yanlış yapmışsa bunun bedelini mahkemede değil, ilk önce başbakana, sonra da halka hesap vererek öder.

Yani, bu siyasi bir karardır. O koltukta Hüsamettin Özkan veya Ali Babacan'ın oturuyor olması bu gerçeği değiştirmez. Aksi durumda, Başbakan'ın şikâyet ettiği "bürokratik oligarşi", yerini kolaylıkla "bürokratik diktatörlüğe" bırakabilir.

Siyaset kurumu, siyasi sorumluluk ile hukuki sorumluluk arasındaki nüansı iyi kavramalıdır. Bu noktaya dikkat edilmezse, zor durumda kalan sadece dünün siyasetçileri olmaz. Siyaset kurumunun gereksiz yere yıpranmasından uzun vadede bugünün iktidar sahipleri de zarar görür.
Siyasetin bir kurum olarak yıpranması, demokrasinin de altının oyulması anlamına gelir. Bundan en büyük zararı görecek olan da demokrasinin nimetlerinden yararlanan halk olur.

Bu satırların yazarı Hüsamettin Özkan'ı en çok üç kez görmüştür. İktidarda iken etrafında pervane olan gazeteciler arasında hiç olmamıştır. Bu yazı, kişisel sempatiden değil, hukukun herkese gerekli olduğunun bir kez daha altını çizmek için kaleme alınmaktadır.
Yoksa, Türkiye'de bütün kamu bankalarının nasıl bu hale geldiği mutlaka araştırılmalı, başta bu bankaları yönetenler olmak üzere, kasıtlı işlemlerin sorumlularından da hukuk düzeni içinde mutlaka hesap sorulmalıdır.
Türkiye'de hukuk sistemi varsa, iktidar gerçekten yolsuzlukların üstüne gidiyorsa, bu bankaların da üzerine gitmek bir zorunluluktur.

Ancak geçmiş bir dönemin kişisel hesaplarını görmek için Yüce Divan gibi saygın bir kurum alet olarak kullanılmamalıdır. Yüce Divan en saygın yargı kurumlarından biridir. Buraya siyasi değil, hukuki suçlamalarla gitmek hukuk düzenine saygının bir gereğidir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yeni Basın Yasası   / 15-06-2004
 Teröre lanet...   / 14-06-2004
 Emlakbank olayı   / 11-06-2004
 Avrupai adalet   / 10-06-2004
 Özkan ve Yüce Divan   / 09-06-2004
 21 gram   / 08-06-2004
 Bir aktörün ölümü   / 07-06-2004
 TV ve reklamlar.   / 04-06-2004
 Şimdi ne olacak?   / 02-06-2004
 Bak şu konuşana!   / 01-06-2004
ERGUN BABAHAN
İzmir'de ölüm
Yemekte gelen notu aldığımda birileri şaka...
ERDAL ŞAFAK
Bir canın ardından
Bu satırları yazmamak için neler...
MANSUR FORUTAN
Ne kadarı yeter?
Eve servis hamburger, kanepeye tüne,...
MEHMET BARLAS
Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın...
SAİT GÜRSOY
Bu seslere kulak verin
SON iki aydır Anadolu'nun...
SAVAŞ AY
Babaya bak babaya!..
Bu fotoğrafı önceki gün...
REFİK DURBAŞ
Edebiyat geziye çıktı
KAÇ yıl önceydi, mevsimin...
HINCAL ULUÇ
Antalya'da bir vali..
Önce köşe yazarı, gazeteci Mevlut...
Onur duydum
Onur duydum
Sağlık kontrolündeki müthiş verileriyle doktorları şaşırtan Okan,...
İlle de Gallardo
İlle de Gallardo
Fransa'da başkan Canaydın ve yönetici Gökşen ile görüşen Rumen hoca,...
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal, Halkbank'ı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 356...
'İyi ki silahım yoktu'
'İyi ki silahım yoktu'
Önceki gece eşiyle birlikte dondurma almak için çıktıkları...
Kalbi Ege'de kaldı
Kalbi Ege'de kaldı
Cenaze yarın Konak İsabey Camii'nde kılınacak ikindi namazından...
Dostum Piriştina
Bu yazı, gazetecilik mesleğini sürdürürken yazdığım en zor yazıdır.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.