kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın gereğidir?
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak!
ŞAKA

Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın gereğidir?

Tabii ki, Leyla Zana'nın veya DEHAP Genel Başkanı Tuncay Bakırhan'ın nasıl konuşmaları gerektiğini biz belirleyecek değiliz.
"Empati" her ilişki ve her meslek için geçerli olabilir. Ama siyasetteki aktörleri ele alıp, "Ben onun yerinde olsaydım böyle davranmazdım" demek, fazla anlam taşımıyor.
Kimbilir "Kürt Realitesi" ve DEHAP içinde ne dengeler var ki, tahliye edilen eski DEP'li milletvekilleri ve DEHAP Genel Başkanı Bakırhan, böyle konuşmalar yapıyorlar?
Aynı durumu, AK Parti iktidarı, "YÖK-İmam Hatip Tasarısı"nı gündeme getirirken de yaşamadık mı?
O zaman da, hariçten gazel okuyup, empati denemeleri yapmadık mı?
- Tam Avrupa Birliği yolunda son süratle ve toplumsal mutabakatla gidilirken, gündeme YÖK- imam hatip meselesini getirip, safları ve gündemi dağıtmanın anlamı var mı?
Bunları hepimiz yazıp, söylemedik mi?
Bunların yararı mı oldu?
Sonunda Sezer'in vetosu ile rafa kaldırılmadı mı bu konu?
Şimdi "Kürt Realitesi" ile "Bölücü terörizm"i birbirlerinden ayırıp, olayı demokrasi ve hukuk zeminine oturtmak isteyen "Büyük Çoğunluk" yine aynı
çaresizlik içinde. Çünkü evrensel siyasi gerçekleri hepimiz biliyoruz.
Siyasette, toplumların belirli kesimlerini birbirinden ayıran,
birbirini boğazlamaya iten tutumlar,hep başarısız olmuştur.
Sonuçta sadece bu tür siyaseti izleyenler değil, onların halkları da büyük eziyetler çekmiştir. Anadolu toprakları da, tüm Ortadoğu gibi bu gerçeği tarihin başından beri defalarca yaşadı. Şimdi de yaşıyor. Şimdi, Avrupa Birliği hedefi ve Kopenhag kriterleri dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan insanlar için, bu kaderi değiştirmek ihtimali, mali, tarihi bir fırsat olarak önümüzde. Bu dönüm noktasını doğru değerlendirmek yerine, geçmişteki şartları hala varmış gibi bugün için de geçerli sayıp, "Ateşkes'i bitiririz" veya "Biz örgütle hükümet arasında bir yerdeyiz" benzeri cümleler kurmak, en azından "Zaman"ı ve "Şartlar"ı yanlış değerlendirmektir.
AK Parti iktidarının ve yaygın sivil toplum kesimlerinin AB yolundaki çabalarını, zaten engellemek isteyenler, çok fazlasıyla var.
Sanki eski DEP'lilerin tahliyesini, herkes yürekten mutlulukla mı karşıladı?
Nasıl "Kıbrıs'ta Çözüm" için "Ver-kurtulculuk" denildiyse, Anayasa değişiklikleri ve DGM'lerin kaldırılması da, "AB'ye teslim olmak" diye eleştirilmedi mi?
Bu noktada, Zana ve arkadaşları da, DEHAP'lılar da ve hatta Abdullah Öcalan bile, eskisinden farklı olmak ve davranmak zorunda olmalı değiller mi?
Ama yine de, başta söylediklerimizi tekrarlayalım.
Siyasette herkes, kendi aklının ve hesabının kendine yettiğini düşünüyor.
Anadolu'da yaşayan tüm Türkiyeli insanların, hep birlikte, demokrasi ve barış içinde, hukukun, insan haklarının üstün değerler olacağı bir yeni çağa geçebilmeleri mümkün.
Bu hedef somut olarak çok da yakın... Her şey, aralıkta, AB zirvesi sonunda belli olacak!
Daha ne diyelim ki?
Ankara'ya laf yetiştirmek ve "ateşkes"le Rus ruleti oynamak bazılarına daha çekici geliyorsa, buna karşı ne denilebilir?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tarzan daldan dala, gazete yazarı konudan konuya atlar...   / 15-06-2004
 Toplumsal fobileri acaba bir gün aşabilecek miyiz?   / 14-06-2004
 21'inci yüzyıla uyumlu yaşamak çok kolay değil!   / 13-06-2004
 Kuşkucu olmak iyidir ama işin gözünü de çıkartmayalım!   / 12-06-2004
 Vietnam'daki "Çirkin Amerikalı" Irak'ta "Aptal Amerikalı" oldu!   / 11-06-2004
 Güngör Uras nasıl öldürüldü ve sonra nasıl yeniden hayata döndü...   / 10-06-2004
 Siyaset, hayatı kolaylaştırmak için mi icat edildi gerçekten?   / 09-06-2004
 Haber her yerde var... Ya güvenirlik ve dürüstlük?   / 08-06-2004
 "Basında rekabet" sağlıklıdır, "basında kavga" tehlikelidir!   / 07-06-2004
 Yalnızken ve ıssız bir yerde kalp krizine yakalanırsanız...   / 06-06-2004
ERGUN BABAHAN
İzmir'de ölüm
Yemekte gelen notu aldığımda birileri şaka...
ERDAL ŞAFAK
Bir canın ardından
Bu satırları yazmamak için neler...
MANSUR FORUTAN
Ne kadarı yeter?
Eve servis hamburger, kanepeye tüne,...
MEHMET BARLAS
Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın...
SAİT GÜRSOY
Bu seslere kulak verin
SON iki aydır Anadolu'nun...
SAVAŞ AY
Babaya bak babaya!..
Bu fotoğrafı önceki gün...
REFİK DURBAŞ
Edebiyat geziye çıktı
KAÇ yıl önceydi, mevsimin...
HINCAL ULUÇ
Antalya'da bir vali..
Önce köşe yazarı, gazeteci Mevlut...
Onur duydum
Onur duydum
Sağlık kontrolündeki müthiş verileriyle doktorları şaşırtan Okan,...
İlle de Gallardo
İlle de Gallardo
Fransa'da başkan Canaydın ve yönetici Gökşen ile görüşen Rumen hoca,...
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal, Halkbank'ı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 356...
'İyi ki silahım yoktu'
'İyi ki silahım yoktu'
Önceki gece eşiyle birlikte dondurma almak için çıktıkları...
Kalbi Ege'de kaldı
Kalbi Ege'de kaldı
Cenaze yarın Konak İsabey Camii'nde kılınacak ikindi namazından...
Dostum Piriştina
Bu yazı, gazetecilik mesleğini sürdürürken yazdığım en zor yazıdır.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.