kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gerilim artıyor
YÖK tartışması'nda tansiyon yükseliyor

Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP Meclis grubunda yaptığı konuşmada kendisini ve AKP'yi, YÖK tasarısı ile ilgili tutumundan ötürü eleştirilerenlere sert çıktı.

YÖK Tasarısı'nın diğer bütün yasa tasarıları gibi aynı demokratik ve hukuki süreçler izlenerek Meclis kararıyla şekillenecek bir tasarı olduğunu bildiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de demokratik sistem nasıl işlemesi gerekiyorsa öyle işleyecek, parlamenter sistem bütün kurum ve kurallarıyla yürüyecek, YÖK'e ilişkin kanun tasarısı da Anayasal düzen ve parlamenter süreçler içinde neticelendirilecek'' şeklinde konuştu.

Bu açıklamanın arkasından YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç YÖK binasında bir basın toplantısı düzenledi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yükseköğretim Yasa Tasarısı'na ilişkin ''Bu taslak uzlaşmayla oluşmuştur'' şeklindeki ifadesinin ''sağlam bir zemine oturduğu kanaati taşımadığını'' belirtti. Teziç, Anayasa'ya göre, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu belirterek, ''Ancak, egemenliğin kullanılması yetkili organlar eliyle olur. Bu demektir ki, egemenliğin aidiyeti başka bir şeydir, onun kullanılması başka bir şeydir'' diye konuştu.


***

Gerilim artıyor

Erdoğan "YÖK ne zamandır yürütme kurumu sıfatını almıştır?" diye sordu ve "egemenlik hakkını milletin verdiği yetkiyle biz kullanırız" diye konuştu. Başbakan, "toplumsal mutabakat, salt olarak kurumlararası, kuruluşlararası mutabakat değildir. Toplumsal mutabakat, vekaleti veren milletin mutabakatıdır" dedi..

Erdoğan: Mesele yeni değil 20 yıllık
AKP Grup toplantısında tasarının 20 yıllık bir mesele olduğunu belirten
Başbakan Erdoğan: "Yükseköğretim sistemimizin yeniden düzenlenmesi ve çağın gereklerine uygun hale getirilmesi hususunda hem meselenin tarafları arasında hem de toplum katında geniş bir mutabakat teşekkül etmiştir. Hükümetimiz bu meselenin mevcut mutabakat zemininde çözülebilmesi için 17 aydır samimi bir gayret gösteriyor. Şu anda, şu çatı altında; Türk milletine sesleniyorum: Şu ana kadar yazılan, çizilenlerin büyük bir çoğunluğu doğru değildir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretimin sisteminin de TBMM'nin düzenleyebileceği ve bu düzenlemeleri yapabileceği bir alan olduğunu belirtti. Erdoğan, Meclis'in iradesini rahatlıkla kullanabilmesi gerektiğini söyleyerek, ''Bu iradeye de kimse baskı yapmanın gayreti içine lütfen girmesin. Ve girerse, zaten Meclis'ten alacağı cevap görülecektir'' dedi.

Yeni YÖK Başkanı bana, 'hazırlıklarını yapalım, beraberce çalışalım, bu işi yürütelim' derken hazırlıklarını bitirip Milli Eğitim Bakanlığımıza göndermiştir. Yürütme ile ilgili taslakta aynen şu ifade yer alıyor: Bu kanunu Bakanlar Kurulu ve YÖK birlikte yürütür. Bu nasıl demokrasi? Ne zamandan beri YÖK bu ülkede yürütme kurulu sıfatını almıştır?''

Teziç: Taslak uzlaşmadan uzak
Bu açıklamanın hemen arkasından YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç YÖK binasında bir basın toplantısı düzenledi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yükseköğretim Yasa Tasarısı'na ilişkin ''Bu taslak uzlaşmayla oluşmuştur'' şeklindeki ifadesinin ''sağlam bir zemine oturduğu kanaati taşımadığını'' belirtti. Teziç, Anayasa'ya göre, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu belirterek, ''Ancak, egemenliğin kullanılması yetkili organlar eliyle olur. Bu demektir ki, egemenliğin aidiyeti başka bir şeydir, onun kullanılması başka bir şeydir'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti TBMM Grubu toplantısında dile getirdiği bazı eleştirileri değerlendiren Teziç, göreve geldiğinde kendisine bir taslak metin verildiğini anımsatarak, ''Yükseköğretimin yapısı; bunun arasında Üniversitelerarası Kurul var, Rektörler Komitesi, YÖK Genel Kurulu var... (Bu süreçlerden geçmeden bir metin sunmamız isabetli olmaz) dedim. Bugünkü konuşmadan da şunu anladım. YÖK'ün yapısı hakkında bazı bilgi eksiklikleri var Başbakanlık çevrelerinde'' diye konuştu. YÖK Başkanı Teziç, Başbakan Erdoğan'a taslak metnin sunulması için 2 Ocak 2004 tarihini benimsediklerini, kendisinin de metni 21 Ocak 2004'te sunduğunu belirterek, ''Kendilerine de (Oluşturacağınız metne yardımcı olmak üzere bir metin sunuyorum) dedim'' açıklamasında bulundu.

Teziç: Tek yetkili Meclis değil
Başbakan Erdoğan'ın, bugünkü konuşmasında, ''TBMM'nin vereceği karar, nihai, uyulması gereken kararsa, egemenlik hakkının kullanıldığı çatı burası ise o zaman herkes buna saygı duymak zorundadır'' ifadesine cevaben Teziç, şöyle konuştu: ''1961 ve 1982 anayasalarındaki aynen kullanılan ifadeler: Egemenlik, kayıtsız şartsız Türk Milleti'ne aittir. Ancak, egemenliğin kullanılması yetkili organlar eliyle olur. Bu demektir ki, egemenliğin aidiyeti başka bir şeydir, onun kullanılması başka bir şeydir.
Egemenliğin aidiyetinin millete ait olması, kayıtsız şartsızdır. Ama egemenliğin kullanılması ise yetkili organlar eliyle olur, o kayıtlı ve şartlıdır. TBMM, egemenliği bir bütün, yegane, sadece kendisi kullanan konumunda değildir, yetkili organlardan biridir. Yani egemenlik hakkını kullanan başkaca organlar da vardır. Örneğin yargılama organları, mercileri kararlarını verirken, millet adına karar verir. TBMM bu egemenlik yetkisini kullanırken Anayasa'nın çizdiği sınırlar çerçevesinde bağlıdır. Çünkü, oluşacak irade, kararın nihai olup olmadığı bir süre sonra ortaya çıkar. O da eğer Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuşsa ki Anayasa Mahkemesi kanunların Anayasa'ya uygunluğunu denetleyen bir makamdır. O mahkemenin yaptığı denetim sonucu kanun metninden bazı hükümler ayıklanabilir, aykırı hükümler ayıklanabilir. TBMM'nin düşünmediği bir irade ortaya çıkabilir. İşte bu şekilde TBMM son sözü söyleyen yer değildir. Meclis bitirir tamamlar ama onun yaptığı siyasi tercihtir. Kanun dediğiniz işler, parlamentodaki çoğunluğun siyasi iradesini gösterir. Bu siyasi tercihin Anayasa uygun olup olmadığının denetim yeri ise Anayasa Mahkemesi'dir.''

Teziç AB'ye uyum sürecinin yaşandığı bir dönemde, ''Türk demokrasisi çoğunlukçu bir bakış açısına mı, yoksa çoğulcu bir bakış açısına mı sahip?'' sorusunun önem kazandığını dile getirdi ve sözlerine şöyle devam etti: "Parlamentonun kullandığı yetkinin mutlak, dokunulmaz, mutlaka saygı duyulması gereken bir yetki olarak baştan ortaya konulması, doğru bir ifade değildir. Kaldı ki Anayasa diyor ki; hiç kimse, hiçbir sınıf, egemenliğin kullanılmasına tek başına sahip olamaz. Onun için, Sayın Başbakan'ın, (Parlamentonun iradesine kimse ambargo koyamaz, karşı gelemez) anlamına gelecek ifadeleri, Anayasa hukuku karşısında tekrar değerlendirilmeli kendisi tarafından.''

Baykal: Bu tartışma Türkiye'deki dengeleri sarsıyor
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, YÖK Tasarısı ile ilgili tartışmanın Türkiye'deki dengeleri ciddi biçimde sarsmaya başladığını, ekonomiyi de etkilediğini belirtti ve ülkenin YÖK Tasarısı ile ciddi bir gerginlik içine sürüklendiğini söyledi. Baykal, AK Parti'nin değiştiğini, milli eğitim uygulamalarında bunun ortaya çıktığını anlattı. Milli Eğitim Bakanlığı'nda kadroların bir gecede değiştirildiğini, yönetmelikler konusunda Cumhurbaşkanı'nın ve Talim ve Terbiye Kurulu'nun devre dışı bırakıldığını ifade eden Baykal, bunlarla birşeylerin altyapısının hazırlandığını kaydetti.

Baykal sözlerine şöyle devam etti: ''1.9 milyon öğrenciyi ilgilendiren bir konuda kimin hangi alandan nereye gireceği konusunda karar verme yetkisi bakanlığa verilmek isteniyor. Bu olağanüstü bir yetkidir. Bakanlık siyasi bir kurumdur. Yetkinin bakanlığa devri pekçok sakıncayı da beraberinde getirmektedir. AKP İktidarı, kollamak istediği bir kesim için milyonlarca gencin hakkını yok sayma noktasına gelmiştir. Milli eğitimi küçük çıkarları için kullanma noktasına gelmiştir. Milli eğitim bu uygulamayla çığırından çıkar. Bakanlığın işi kim, hangi koldan, hangi daldan geçerek hangi üniversiteye girecek, bunu belirlemek değildir. Ben sana nasıl güveneyim? 1.9 milyon gencin geleceği ile oynama yetkisini sana nasıl bırakayım? Bu güvenilirliği sen nereden kazandın? Sen bakanlığı kadrolaştırdın, şimdi öğrenciler arasında da kadrolaşma yapmak istiyorsun, yanlıştır, tehlikelidir.''
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 CHP: YÖK tasarısını sakın getirmeyin
 'Bilgili öğrenci gelmiyor'
 AKP'de YÖK ayrılığı
 İran'da, ordu ile hükümet kapıştı
 Başbakan, Brezilya ve Arjantin'i sordu
 Hükümet ekonomiyi masaya yatırdı
 Hükümeti uyardılar: Biz de yasaları çiğneriz
 Meclis'te cübbeli eylem
 YÖK’te karar Meclis’in
MUHARREM SARIKAYA
Sezer veto ederse, askıya alınacak
ANKARA'da işadamından...
YAVUZ DONAT
İktidar gemisi dalgalı
Doğu Anadolu'yu da dolaştık, Batı...
 atv 17.40
"Çocuklar Duymasın"
 atv 19.00
"Ali Kırca ile..."
 atv 19.45
"Spor Haberleri"
 Show TV 17.45
"Passaparola"
 Show TV 19.30
"Ana Haber Bülteni"
 Star 18.30
"Üvey Baba"
Eskimeyen dostlar
Onlar Robert Kolej 1951 mezunları. Okul bittikten tam 40 yıl sonra...
Bundan daha güzel bir hediye olurmu?
Pazar günü kutlanan Anneler Günü, İzmirli Fikriye Aydur için ayrı bir...
Sakis, 34.5'ta tacize uğradı!
Sakis, 34.5'ta tacize uğradı!
Eurovision Şarkı Yarışması için İstanbul'da bulunan Yunanistan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.