|
Fenerbahçe aslanlar gibi
|
|
- Sayın Aziz Yıldırım... Yaşınız? - 52. - Şeker? - Normal. - Tansiyon? - Düzgün... On iki, on sekiz. - Kalp? - Bazı sıkıntılar vardı... Şimdi iyi. - En son ne zaman kontroldan geçtiniz? - Bir yıl önce büyük sağlık kontrolü... Şimdi ara, sıra kan tahlili. - Maçlarda sağlık durumunuz nasıl seyrediyor? - Heyecan ve sıkıntı yaşıyorum. - Kızdığınız zaman ne yapıyorsunuz? - Söyleniyorum. - Kime söyleniyorsunuz? - Kendi kendime... Yanımdakilere. - Küfür? - Hayır. - Sayın Nihat Özdemir... Aziz Bey hiç küfretmez mi? - Küfür bilmez. - Gerçekten mi? - Ağzından küfür duymadım... Söylenir... Neden böyle oldu... Neden böyle yaptık diye. Aziz Yıldırım: - Yavuz Bey, biz bir aileyiz. Aile içinde insanlar birbirine, bir şeyler söyler... Ama küfür asla. - Başkan... Fenerbahçe'nin sağlık durumu nasıl? - Maşallahı var, aslanlar gibi.
Şekeri mi var? Uçakta sağlık sohbetini "sabah saatlerinde" yaptık. Öğleden sonra, yemekte de, Aziz Yıldırım'la yanyanaydık. Çorba, salata, içli köfte, lahmacun derken... Baklava geldi. Biz almadık. "Evsahibi" Kurtalan Çimento Fabrikası Genel Müdürü Gültekin Akyürek "Baklava Gaziantep'ten... İmam Çağdaş'tan" diye ısrar etti. - Teşekkür ederiz... Bizim hakkımızı Aziz Yıldırım başkan yesin. Aziz Bey'in tepkisi: - Teşekkür ederim... Yemeyeceğim... Şimdi Yavuz Bey "Başkanın şekeri var" diyecek. Masada bir kahkaha koptu. Başkan elini cebine attı. Bir "hap" çıkardı, içti. "Baklavaya" ise elini sürmedi. Sahi, gerçekten Aziz Bey'in "şekeri mi var?"
|