Menderes'in yasak aşkı sahneye çıktı
Adnan Menderes'in başbakan olduğu geceden, idam sehpasına kadar uzanan bir dönemi sahneye taşıyan Yarım Bardak Su' perdelerini açtı. Oyunda Menderes'i canlandıran Can Gürzap, "Bu rol heyecan verici" dedi.
Yakın tarihimizden esinlenerek tiyatro sahnesine çıkan 'Yarım Bardak Su', Profilo Kültür Merkezi'nde izleyici karşısına çıktı. Başrollerini Can Gürzap ile Ayda Aksel'in üstlendiği oyun, eski başbakanlarımızdan Adnan Menderes'in hayatını konu alıyor. Tiyatro Kedi'nin sahnelediği oyunda, Menderes'in opera sanatçısı Ayhan Aydan ile yaşadığı sansasyonel aşk ve Yassı Ada'da son bulan dramatik öykü anlatılıyor. Can Gürzap Adnan Menderes'i, Ayda Aksel ise onunla aşk yaşayan ve hatta ondan çocuk aldırdığını bile söyleyen opera sanatçısı Ayhan Aydan'ı canlandırıyor. Menderes'i oynayan Can Gürzap, 'Yarım Bardak Su'yu gençlerin yakın tarihimizi öğrenmesi açısından eğitici buluyor.
* Yakın tarihimizden birini canlandırmak zor mu? Aslında bire bir olmasa bile oradan bir esinlenme var. Türk siyasi hayatına uzun süre damgasını vurmuş ve 10 yıl başbakanlık yapmış birinin hayatını canlandırmaktan çok gurur duyuyorum. Menderes'in hayatını canlandırmak hem çok zor hem de çok heyecan verici.
* Menderes'in hayatı hakkında bilginiz var mıydı? O dönem benim çok ilgimi çeken bir dönem. Cumhuriyetimizin kurulması, çok partili düzen arayışları, bunları yakından biliyordum. Türkiye'nin çok sancılı dönemleri olduğu için zaten kişisel bir merakım vardı. O dönemleri yaşadım sayılmaz ama hayal meyal hatırlıyorum. Menderes ile ilgili çıkmış tüm kitapları okudum.
* Menderes'in hayatına ilişkin düşünceleriniz neler? Tarihimizde de örneği olan ilginç bir aşk öyküsü ama bu aşk hiç olmaması gereken bir şekilde Yassıada'da sonuçlanıyor. Bugün Kıbrıs diyorsak, Menderes'in yaptığı anlaşmalar neticesinde söyleyebiliyoruz. Yoksa Kıbrıs yoktu. Eğer Menderes mahkemede çıkıp "Ben halkın oyları ile geldim ve halkın oyları ile giderim. Ben savunma yapmayacağım, yargılanmayacağım" demiş olsaydı, olaylar belki bu şekilde neticelenmezdi, mahkemeler zora girerdi.
* Oyunda bu aşk hikâyesi nasıl ele alınıyor? Gizli bir aşk, biri ünlü bir piyanist, biri de başvekil. Biz bu oyunda perspektiften çok, kronolojide çeşitli kilometre taşlarını görüyoruz. Sahnede hem aşk hem çatışma var. Bu, piyanistin iktidar partisinin demokrasiye yeterince inanmadığını suçlaması ile başlıyor. Oyun, seçimi kazandıkları gece başlıyor, idamlara kadar gidiyor.
* Oyunda, olaylar yeteri kadar vurgulanıyor mu? Bence vurgulanıyor, kadın ile erkek arasında bütün olaylar tartışılıyor. Gençler merak edip bu oyundan sonra olayları daha detaylı öğrenmek isteyeceklerdir.
* Bir anlamda bu oyun, yakın tarihimiz hakkında eğitici olabilir mi? Ne yazık ki, çoğunluk tarihimizi yeteri kadar bilmiyor. Bu durumda geleceğe güvenle bakmamız zorlaşıyor. Geçmişimiz bize yeteri kadar öğretilmiyor. Okullarda öğretilmeye kalkılsa bile, soğuk biçimde öğretiliyor. Tarih gençleri sıkmadan öğretilmeli. Osmanlı'yı bilmiyor gençlerimiz. Televizyonda boy gösteren genç kızlarımız başbakanımızı bilmiyor. Bütün bunlar eğitimin kötülüğünden ve cehaletten kaynaklanıyor. Ben devlette ve yönetimde kabahat buluyorum.
Çiğdem BAL
|