kapat
30.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Değer ve cemaatçilik!

İş dünyasındaki yönetim süreçleriyle ilgili eğitim ve araştırma çalışmalarım sırasında sıkça "Kurum içi iletişim sorunumuz var!" şikayetini alıyorum.

Çalışmalar biraz derinleşince sorunun özünde bir iletişim sorunu olmadığı anlaşılıyor. Aslında sorun tamamen Türkiye'ye özgü bir kültür sorunu olarak önümüze çıkıyor.

Özetle söylersem "Kişilerde değer ve güven sorunu" iş yaşamındaki ilişkileri güçleştiriyor.

Kısaca önce değer sorununa bir göz atalım.

VARLIĞIN MUTLU EDİYOR

Doğan Cüceloğlu'nun çok güzel bir saptaması var:

Çocuklara küçük yaşlarda onların varlığından mutlu olduğunuzu hissettirmeniz çok önemli.

En azından çocuk 5 yaşını tamamlayıncaya kadar bu duygu çok önem taşıyor.

Çocuk ben değerliyim ve benim varlığım insanları mutlu ediyor diye düşünüyor. Bu duyguyla yetişen çocuk yaşamının sonraki yıllarında "Beni adam yerine koymadılar" gibi bir düşünceye kapılmıyor.

Şöyle çevrenize bir baktığınızda şunu hemen göreceksiniz:

Adam yerine konma savaşı vererek yaşayan ve her fırsatta "Ben önemli adamım!" mesajı veren çok sayıda insan var.

Bu insanlar "değerli olmayla önemli olma arasındaki ince farkı" gözden kaçırıyorlar.

YENİYE YAN BAKIŞ

Şimdi de diğer önemli konu olan "güvensizliğe" değineyim:

Kendini başka referans noktalarına ve bağımlılıklarına göre değerlendiren bir kişi yalnızlığı pek sevmiyor. Mutlaka bir cemaate ve ya da çıkar grubuna bağlanarak güvence arayan bu kişi yeni gelenlere pek sıcak bakmıyor. Onları rakip ya da farklı görüyor. Kısacası ayrımcılık yapıyor.

Güvensizlik duygusunun arkasında güvenceyi kaybetme korkusu yatıyor. Eğer kişi hep bir grubun içinde kalarak başarıya ulaştıysa bireysel yanını tanımıyor ve ona güvenmiyor. Bu nedenle yalnız savaşmaktan korkuyor. Bunun doğal nedeni olarak "benden olanlar ve olmayanlar!" ve "Bizden olanlar ve olmayanlar!" gibi değerlendirmeler yapıyor.

Bu duyguların yoğunluğu ve baskısı bireyi hasta ediyor. Bu tip insanların çokluğu ise toplumu hasta ediyor.

Bu nedenle olsa gerek "Ne yeni bir çıkış yapanlar ne de farklı duruşu olanlar" pek sıcak karşılanmıyor!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır