kapat
30.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Malt viskileri arasında aşk

Basın gezilerinde aşk hakikaten güzel bir şeydir. Kimse duymaz, kimse fark etmez sanılır ama maceranın haberi, bizden önce memlekete ulaşır, İkitelli plazalarında yankılanır... Nitekim benim maceramın haberi de aynen böyle olmuştu. Ben ve maceradaşım, daha dönmeden muhtelif telefonlara muhtelif hesaplar vermek zorunda kalmıştık...

Olay İskoçya'da gerçekleşmişti. Oturarak otlayan koyunların memleketinde. Tahmin edileceği üzere bir viski gezisiydi... Otuz mu kırk kişi mi neydik... Öyle bir uçak dolusu gazeteci. Viski, şarap gezilerinin en güzel tarafı grubun yarısının gurme olmasıdır. Çok güzel muhabbet ediliyor. Tek kusurları var çoğu yaşını başını almış ağbiler.

Ama yakışıklı ve genç Ğen azından orta yaşlı- olanları da var tabii. İşte benim gittiğim gezide de genç ve ünlü bir yemek, şarap, viski, puro ve saire uzmanı oradaydı.

Bana evvel ezel yakışıklı gelirdi...

Daha uçakta yan yana düştük. Umursamaz tavırlarla kitabını okuyordu. Üstelik İngilizce... Buna da bayılırım. Ordinaryüs entel dediğin uçakta bile ingilizce kitap okuyandır...

Biz İskoçya'ya vardık. 19. yüzyılda yapılmış ama 16.yüzyıl şatolarını taklit eden muhteşem bir binadaki muhteşem bir otele yerleştik.

Aaa... Bizim genç ve yakışıklı gurme ile odalarımız yan yana!.. Ne güzeeel...

Gezi başladı...

Hayatımda ilk defa malt viskisi içeceğim. Cahil ama aşırı meraklı kız rolümle gurmemizin ağzından girip burnundan çıktım...

Çok bilmiş erkekleri "ben bir hiçim, bana dünyayı SEN öğret!" ayaklarıyla tavlamak gibisi de yoktur.

O en ağır tavırlarıyla, o "dünyanın en sabırlı erkeğiyim BENİM bebeğim, hiç merak etme" halleriyle muhteşem olurlar...

Cidden çok seksi olurlar.

Benimki beş katı seksi oldu... Çünkü hiç bir şey anlatmasa da seksiydi zaten... Bir de üstüne entellektüellik...

Ah!... Kaymaklı ekmek kadayıfı gibi... İkbal'den üstelik...

Neyse... Cardhu'ydu, Macallan'dı, biz malt viskilerini lıkır lıkır içerken süratle birbirimize kenetlendik bittabi.

Ben bekardım, her zaman olduğum gibi de...

Onun uzun süredir herkes tarafından bilinen bir ilişkisi vardı.

Her neyse. Biz yemekten sonra, mütemadiyen yağan yağmurun altında, epiğice sarhoş vaziyette dolaşmaya karar verdik... Yağmur o kadar çok yağıyordu ki uzaktaki kocaman ağacın altına sığınalım dedik. Ağaç da şemsiye gibiydi gerçekten...

Ağacın altına gelince daha fazla dayanamadık ve öpüşmeye başladık. Çok da rahattık çünkü ağaçtan dolayı kimse göremezdi.

Ağacın altında hayatımın en uzun, en romantik ve aynı zamanda en heyecanlı öpüşmesi gerçekleşti. Gurmemiz, yemek yemesini, şarap içmesini bildiği gibi öpüşmesini de pek iyi biliyordu.

İki saat sonra, dönmeye karar verdik çünkü yokluğumuzu fark edebilirlerdi... Ayrı yollardan şatoya döndük.

Ortada kimse yoktu. Herkes yemek rehavetindeydi. Odalarımıza çıktık, giysilerimizi değiştirdik ve akşam çayı için lobiye indik. Biz hiçbir şey olmamış gibi birbirimizden uzak köşelerde oturuyor, başkalarıyla sohbet ediyorduk. Sonra cam kenarında korkunç bir şey gördüm.

AYAKLI BİR DÜRBÜN!!!!
Ve bilin bakalım dürbün nereye odaklıydı?

Evet...O ağacın altına...

Korka korka baktım... AHHH.. Herşey kabak gibi ortadaymış!!!! Orada bıraktığım sigara paketini bile görebiliyorum...

Ahh!! O an ölmek istedim.. İlk uçakla, hatta ilk kayıkla memlekete geri dönmek istedim.

Bütün grup o an gözümün önüne geldi. Dürbünden bakıp bizi orada fingirderken ilk gören çığlığı basmıştır...

"Millet! Gelin gelin! Tuğçe'yle gurme ağaç altında yiyişiyor!"

Herhalde herkes sırayla dürbünden bakıp kıkırdamıştır. Hatta, o sırada orada olmayanı da odasından çağırıp baktırmışlardır.

Tam bir rezalet...

Gidip gizlice gurmeye durumu aktardım...

Gurmenin yüzü hiç değişmedi. Sadece "Biliyorum" dedi.

Meğer dürbünden bakanlardan biri gurmenin sevgilisinin arkadaşıymış. Ve anında yetiştirmiş.

Sevgili de anında telefon edip tabiri caizse "sıçmış sıvamış"...

Flörtümüzün tabii tadı kaçtı...

Döndükten sonra bir daha hiç görüşmedik. Sevgilisiyle çok sıkı bir kavga daha etmişler. Ama ayrılmamışlar. Şimdi sokakta bile görse, başını çeviriyor...

Ah ah... Beraber olacağımız bir başka gezi mutlaka olacak... Zaten kriz de bitti... Geziler başladı...

Kesin olacak, kesin...

Tuğçe BARAN



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır