kapat
23.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
"Beni yargılayamazsınız!" diyenler

Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u tanıma ve onunla dolu dolu sohbet etme zevkini tadalı kaç yıl oldu bilmem.

Yaşı ileri olmamasına rağmen, babamdan dolayı tanıdığım için "baba dostu" diye anarım.

Dün bu değerli hukuk adamıyla, bir iki gündür sürdürdüğüm "memurların yargılanması" konusunda sohbet ettik.

Sayın Selçuk da sistemin bu noktada tıkandığına inananlardan.

Ve bu konuda çok çarpıcı bilgiler verdi.

Yargıtay Başkanı'nın ifadesiyle, "Uygar dünyada memurların yargılanmasıyla ilgili özel düzenlemeler yoktur."

1982 Anayasası'nın 129/son madde ve fıkrasında öngörülen "izin sistemi" 1831 tarihinde Belçika'da Anayasa'nın 24. maddesiyle yasaklanmış.

1994'te kabul edilen Anayasa'da da aynı yasak sürdürülmüş.

Birkaç örnek vermek gerekirse, "izin sistemi" Bolivya'da 1861'te kaldırılmış.

Fransa'nın bu izin gereğini kaldırma tarihi ise 1870; yani imparatorluk dönemi.

İsviçre'deki dar kapsamlı uygulama dışında "izin sistemi" hiçbir Avrupa ülkesinde yok.

Anglosakson hukukunda ise gündeme bile gelmemiş.

Bu bilgiler Sayın sami Selçuk'un TÜSİAD tarafından yayınlanan "Memur Yargılaması Hakkında" adlı kitabında mevcut.

Yargıtay Başkanı diyor ki: "Belçika'da yasaklanan bir sistem, çağcıl diye 151 yıl sonra 1982 Anayasası'na sokulmuştur. Bu da söz konusu Anayasa'nın ne denli çağdışı olduğunun vurucu bir kanıtıdır.

İşin en acı yanı, bu sistemin Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanun-u Muvakkatın kaldırılması sırasında bir devrim gibi sunulmasıdır."

***
Bu konu, bir hukuk tartışması değil. Neredeyse bizim varoluş kavgamız.

Eğer "Bal tutanın parmağını yaladığı" Türkiye'de bu işten dolayı kimseyi yargılama olanağı bulamaz iseniz, soygunun önüne nasıl geçersiniz?

Gidip onlara "Ne olur bizi soymayın!" diye yalvararak mı?

Katrilyonlarca liralık yolsuzlukla suçlanan Belediye Başkanları, "Buyurun beni yargılayın; alnım açıktır!" demiyor.

Ya ne yapıyor:

Danıştay'a başvurup "Aman beni yargılatmayın!" diyor.

Bakanlar koltuklarını kaybediyor ama, hakim önüne çıkmıyorlar.

Yani bu ülkede mahkemeler, sadece yönetimde olmayan sade yurttaşlar için kurulmuş.

Böyle bir ülkede hukuktan nasıl söz edilebilir?

Eğer biz de uygar dünya gibi memur ve siyasetçilerimizi yargılayabilseydik; bu gün bambaşka bir Türkiye'de yaşıyor olurduk.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır