Kim kimi silkeliyor?

Ankara'da yine anlamsız bir tartışma... Bazı çevreler Yılmaz'ın "Orduyu silkeledik, sıra MHP'de" sözünü söyleyip söylemediğini merak ediyor... Yılmaz "Söylemedim!" diyor... MHP "Söyledi!" diyor... Ama onlar her gün halkın anasını silkeliyor.

Nişantaşı'ndan Teşvikiye'ye doğru yürüyoruz...

Yanımda Türk Usulü Başarı kitabının yazarı Mümin Sekman var...

Sohbet ede ede yürürken, bir anda yanıbaşımızda, beş altı yaşlarında bir sokak çocuğu beliriverdi...

"Abi açım, bana hamburger alsana!" Hamburgerciyi de geçmiştik. Tam yanımızda simitçi vardı...

"Sana bugün simit alayım, hamburgeri de yarın ısmarlarım. Her gün buradayım" dedim...

Israr etti... Peşimizden gelmeye devam etti... Cebimizdeki bozuklukları verdik, yine iflah olmadı... İlle de hamburger istiyor...

Gazeteye yaklaşmıştık ki, isyan edip bağırmaya başladı. Elindeki parayı sokağa attı...

SİMİT & HAMBURGER
"Ben simit değil, hamburger istiyorum" diye ağlıyordu...

Açtı... Ama simidi kabul etmiyordu...

Israrla hamburger istiyordu ve o isteği gerçekleşmeyince de elindeki simit parasını bile sokağa fırlatabiliyordu...

Türkiye'yi yönetenlerin bunu görmesi gerekiyor...

Beklentileri bu kadar yükselmiş bir toplumu yönetmek kolay değil...

Kimse daha geri düşmek istemiyor...

Yeni araba, yeni ev satın almak, iyi giyinmek, iyi yerlerde yaşamak istiyor...

Aynen Sertab'ın "Yeni bir aşk, yeni bir ev, yeni bir iş" şarkısında olduğu gibi...

Bu bakımdan, Ankara'nın, Mesut Yılmaz'ın "Ordu'yu silkeledik, şimdi sıra MHP'de" sözlerini söyleyip söylemediğini tartışmayı bir kenara bırakıp, "Silkelenen milleti" farketmesi gerekiyor...

Çünkü Ordu'nun silkelenmediği ortada...

Sapasağlam yerinde duruyor!

YENİ TÜRKİYE VİZYONU
Yoksa... Bu millet onları silkeleyecek, haberleri olsun! Sonradan adının Yalçın olduğunu öğrendiğim bu çocuğun, hamburger isteğini yerine getirdim...

Merak ediyorum, kısır siyasi tartışmalarla gündemi işgal eden siyasilerin, Yalçın'ın ve Türk halkının gelir düzeyini nasıl artıracaklarına dair bir planları var mı?

Dileneninin bile en basit hayalinin hamburger olduğu bir ülkenin geleceğine dönük görüşleri nelerdir?

Merak ediyorum Demirel'in, Baykal'ın, Çiller'in, Yılmaz'ın, Kutan'ın, Erdoğan'ın, Yalçın'ın kurtulmasıyla ilgili bir projesi var mı? Varsa yayınlamaya hazırım...

POLEMİK

Kafanıza hiç silah dayadılar mı?
Geçen haftaydı... İlker Sarıer'in odasına girdim... Banka soyguncularıyla ilgili yazısını yazıyordu... Elime kalemi aldım ve tabanca gibi tutup "Bu bir soygundur, kıpırdama. Tüm paraları çantaya boşalt. Herhangi bir şey yaparsan seni vururum" dedim...

Durdu... Düşündü....

Elini bilgisayarın klavyesinden çekti ve "Haklısın!" dedi...

"Ben şimdi hukuki mevzuatı yazıyorum. Ama bankadakileri öldürmekle tehdit eden soyguncu, aynı zamanda karşı tarafın cevap verme hakkını da yaratmış olur."

Şimdi bankalar yol geçen hanı oldu, önüne gelen soymaya kalkıyor. Geçmişte benim de başıma silah dayamışlardı!

Oradan biliyorum. Yanımda silahım olsa, hiç durmam ben de çeker kendimi korurdum. Bana göre banka güvenlik görevlisinin bu olayda kastı, adam öldürmek değil, kendisine emanet edilen banka şubesini korumaktır. Alnından öpülmeli...

ŞAİR DİYOR Kİ...

PUSULA
Babamın öldüğü yaştayım artık
Gurbeti sıla, sılası hicran
Bir de yalnızlık arkadaşım olsa da
Rüzgârlar yazsın aşkımı.
Refik Durbaş

DURUM

Şaşıracak ne var?
Oğuzhan Beyaz'ın genel yayın müdürlüğünü yaptığı dünkü Takvim'de çok güzel bir haber vardı:

"Ayasofya'yı bile istediler!" diye...

Haberin spotlarında ise şu ifadeler yer alıyordu: "Her fırsatta Türkiye'nin milli menfaatleri aleyhinde kararlar alan Avrupa Komisyonu, bu kez çizmeyi çok aştı. Komisyon gündemine getirilen kin dolu önerge, Avrupalılar'ın gerçek niyetlerini ve çirkin yüzlerini ayan beyan ortaya koydu.

'Ayasofya'nın Hıristiyan Dünyası'na İadesi' şeklinde küstah bir başlıkla verilen önergede, 'İstanbul işgal altındaki Hıristiyan kentidir. Bizans'taki gibi Constantinopol adıyla anılmalıdır' denildi. Ayasofya'nın asıl sahiplerine yani Avrupalılar'a iade edilmesi istendi."

İlahi Oğuzhan bunda şaşıracak ne var! Birincisi adamların çirkin yüzü değil bu, görünen yüzü...

İkincisi de kendileri söyledikleri yalanı yine kendileri açığa çıkarmışlar...

Ne duruyorlar, alabiliyorlarsa alsınlar...

HYDE PARK

Hanımlara tavsiyem
Biliyorum bu yer tamamen sizin. Ama, ilk gün konuşmasını Hyde Park'a taşıdığımız SABAH'ın Demokrasi Kürsüsü'ne çıkıp ben yapmak istedim...

*

Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor... Birçok işsiz erkek evde! Lütfen hanımlar eşinize karşı anlayışlı olun. Hayatta her şeyin insanlar için olduğunu unutmayın. Kendinizi de ilişkinizi de boşuna yıpratmayın! Sevgiler!