Söğüt gölgesi
Aydın Menderes birkaç aydır Aydın'a gitmiyordu... Geçenlerde gitti... Yirmi gün kaldı... "Aydın Bey" dedik... "Baba diyarında ne gördünüz?"
Menderes:
- Yavuz Bey, ilk defa bir olayla karşılaşılıyor... İnanılır gibi değil.
- Nedir?
- Canlı hayvan hırsızlığı.
***
Menderes "eski Aydın'ı" anlattı:
- Dağda, zeytin topluyorsundur... Akşam olur... Yarım çuval zeytini dağda bırakırsın... Sabah gider, toplamaya devam edersin.
- Yani akşamdan sabaha, yarım çuval zeytini kimse çalmaz.
- Elbette... Diyelim ki ovada pamuk topluyorsun... Akşam olur... Pamuk, tarlada kalır... Sabah gelir, devam edersin... Çalmak, kimin haddine.
Ve yine Menderes'in anlatımıyla, "şimdiki" Aydın:
- Köylü sabah uyanıyor, bir de ne görsün... Hayvanı çalınmış... Bu, bizim oralarda görülmüş duyulmuş şey değildi... Şimdi öylesine yaygın ki.
***
Büyük kentlerde "kapkaç" yaygın.
Kırsal kesimde ise...
Kapkaççının "kapıp kaçacağı" bir şey yok ki.
Kırsal kesimin kapkaçı "hayvan hırsızlığı."
Aydın Bey:
- Deniyor ki, Türkiye Arjantin olmaz... Deniyor ki, Türkiye'de sosyal patlama olmaz... Köylünün hayvanının çalınması da bir sosyal patlama değil mi?
***
- Yavuz Bey... Bizim orada, Hacı Emin'lerin bir pulluk fabrikası vardı... Otuz yıl önce ihracat yapardı... Sana bir kötü haber... Kapanmış.
***
- Yavuz Bey, eskiden de işlerin kötü gittiği olurdu... Traktörünü satardın... Tarlanı satardın... Fabrikanı satardın... Şimdi satacaksın, fakat alacak kimse yok... Böyle bir şey, ilk defa oluyor.
***
- Aydın Bey, halk ne diyor? Aydın'da, Nazilli'de, Söke'de, Kuşadası'nda... Çakırbeyli'de... Çine'de... Halk ne diyor?
Menderes'in yanıtı uzun.
"Özetleyecek" olursak:
Yavuz Bey.
Halk, tam bir şokun içinde.
Bakışları hüzün dolu.
Mahsul az olur, bol olur, ucuza gider, pahalıya gider, bunlar hep yaşanırdı.
Ama insanlar geleceğe olan umutlarını korurdu.
Bugün ise insanlar, hayalet gibi.
Halk, topyekun ümidini kaybetmiş.
Açıkçası, karamsarlık öylesine derin, öylesine yaygın ki, anlatamam Yavuz Bey.
***
- Aydın Bey. Bu şartlarda siyaset ne yapıyor?
- Seçime doğru hava değişir tabii... Ama şu süreçte, siyaset de vatandaşın yüreğine su serpemiyor.
- Neden?
- İnsanlar çok tepkili... İnsanlar birbirlerine "gel bir yemeğe gidelim" demeyi bile düşünemez hale gelmiş. Ayrıca bir şey daha var.
- Nedir?
- Derviş Bey iyi bir insan... Şahsen saygı duyduğum bir uzman... Ama onun sık sık "kriz bitti" demesi, vatandaşı üzüyor.
***
Aydın, "Aydın Menderes'in anlattığı gibi" de...
"Diğer yerler... İstanbul... Konya... Bursa... Gaziantep... Manisa" farklı mı?
Hayır.
Ankara'nın "Keçiören'i... Siteler'i... Ostim'i... Sincan'ı" farklı mı?
Hayır.
Kriz "her yerde" aynı kriz.
Soru:
- Ya bürokratik sektörde?
Aydın Menderes'in yanıtı:
- Yavuz Bey, hay atana rahmet... Ankara şehri bir büyük söğüt... Üst bürokrasi de bu söğüdün gölgesinde... Orada kriz yok... Orada fakirleşme yok... Orada kimse işini kaybetmiyor... Zaten sorun da orada.
***
Aydın Menderes'in anlattığı Türkiye ile "Ankara'nın bilgisayarının anlattığı Türkiye" birbirinden çok farklı.
Bilgisayar "her şeyin iyi gittiğini" gösteriyor.
Acaba...
"Gölgede olduğundan" mı?
|