kapat
23.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Yiğit kısmı işini kış tutsun, yaz çıkarsa bahtına!

Ruzi Kasım'ın sonuna geldik çok şükür.. Önümüzde milletçe birlik ve beraberlik içinde atlatmamız gereken önemli dönemler var.. İş bu risale; yazar ahalimizi bu dönemlerin hallerine karşı bilinçlendirmeyi iş edindiğinden yazılmıştır..

Halk şairi "Baharın geldiğini nereden bileyim? Gül dikendedir, bülbül daldadır.." demiş ama tabii bu lafları ettiği zaman meteoroloji yok.. Saatli Maarif Takvimi'nden de halk şairinin haberi yok..

Cemreleri sayacaksın.. Berd-el Acuz'u takip edeceksin ki Ruzi Hızır'ın başladığını bilesin..

Eskiden bizim Kemal gazetenin bir köşesinden "Gelir bahar ayları, gevşer gönül yayları.." diye başlığını atıp, kara kıştan bunalmış bekarlara müjdesini verirdi..

Şu günlerde kendisinin parasızlıktan gevşeyen yaylarını toplamakla meşgul olduğundan ahalimiz ondan da hayır beklemesin..

***
Nevroz diye bildiğimiz mevsim dönümü taşradaki ahaliye haberdir.. Özellikle de bekarlar için "kızışma mevsiminin" başladığını ilan etmesi bakımından anlamlıdır..

Sosyetemizin kızışması sürekli olduğundan ve ilaçla takviye edildiğinden seçkin muhitlerde Nevroz'u duyuran tarihin kıy-met-i harbiyesi yoktur.. Onlar için aylık kadın dergilerinden birinde yayınlanan ilk "Aman ayak bakımına dikkat!" haberi Nevroz yerine geçer..

Solaryuma buyrun..
Haberi okumalarıyla birlikte solaryumlara üşüşmeleri bir olur..

Solaryum faslı, öğrenci milletinin üniversiteye giriş sınavına hazırlanması gibi birşeydir.. Fistanını çıkarıp, üryan kaldıktan sonra mayosunu giyen hatun kişi tabutluk gibi bir yere sırtüstü veya yüzüstü yatar..

Yukarıdan florasana benzeyen lambalardan üzerine ışık tutulur.. Temsili güneşlenme halidir ki bir eyyam böyle yatar..

Onun tenini, esmer şeker kıvamında koyulaştırmak istediğini bilmeyen biri bu manzarayı gördüğünde o hatun kişinin "ölmeye yattığını" düşüneceğinden ister istemez kelime-i şehadet getirip, fatiha okur..

Vücutlarını solaryum ışığına tutup, kendi kendini yok etmeyi arzuluyor gibi görünen bu hatun kişilerin halleri yaklaşık bir ay sürer..

Bu sırada taşradaki ahalimiz "mantar zehirlenmesi" mevsimini idrak eder.. Parasızlıktan bunalan aile büyükleri, çoluğu çocuğu toplayıp kırlara çıkarırlar.. Ellerinde sepet, torba ha babam de babam mantar toplarlar ki o ayın taamını bedavaya getireler..

Mantarın zehirlisi zehirsizi birbirine karışır.. Kimileri mantar sayesinde aylık geçimi bedavaya getirirken, kimileri de bedavadan öbür tarafa giderler.. Ne var ki kendisini solaryuma teslim edenlerin bu etkinlikten pek haberi olmaz..

***
Solaryumda yaza hazırlanan hatun kişi niyetini şimdiden bozmuş demektir.. Yeterince karardıktan sonra plaj denilen deniz hamamlarına gidip (ki en makbulleri Bodrum'dadır) orasını burasını açarak salınmasına hiçbir güç engel olamaz..

Yeterince kararmış olmak neyine lazım, diye sual edecek olursanız onu da arzedeyim..

Birincisi şu.. Bu kadınlarımız arasında "cildin yanığı makbuldür.." şeklinde boş bir inanç vardır.. Çocukken bizleri "Ekmeğin yanık tarafını yerseniz para bulursunuz.." diye kandırırlardı ya!

İşte bunun gibi boş bir inanç.. Solaryumda yanmış bir kadının erkeğe "para buldurma" bakımından faydası olduğu görülmemiştir.. Tam tersine para kaybettirir..

Solaryuma dadanan kadınlar ikinci olarak da "selülit ile mücadele ettiklerine" inanırlar..

Selülit mücadelesi
Çiftçi için buğdaya, arpaya dadanan kımıl zararlısı neyse sosyete kadını için de bacaklarına dadanan selülit odur..

Selülit denen meret kadının bacağını popo nahiyesinden başlayıp, diz arkasına kadar ince şeritler veya çatlaklar halinde çizer..

Mayosunu giyip de plaja indiğinde bu çizikler "doğal hayatı gözlemlemeye meraklı" bütün er kişiler tarafından farkedilir, böylece kadının o mevsim borsadaki değeri düşer..

Poposu çizilen kadın bir daha hayır etmez.. Onu ne Gucci ne de toprağı bol olsun Versace kurtarabilir.. O artık ikinci el yerli araba muamelesi görür ve hurda fiyatına gider..

Fiş de alamaz..

Solaryum yanığı bu selülit olayını bir miktar gizleyebildiğinden vazgeçilmez bir çare gibi görünür.. Kadına yüzde yüz faydası olmasa da güzellik salonu sahiplerini zengin eder..

(Yazarın notu: Selülitten kurtuluş yoktur.. Önemli olan onunla yaşamayı öğrenmek hatta ondan yararlanmaktır.. Selülit falı bakmasını ilk akıl eden kişinin köşeyi döneceğini buradan müjdelerim..)

***
Bütün bu haller Mayıs sonuna kadar devam eder.. (Mayıs içinde kısa süren bir "denizde boğulma" dönemi yaşanır ki solaryum müdavimlerini etkilemez..)

Sosyetemiz sahillere üşüşmek için gazetelere dikkatle bakar.. Ahalimizin "yabani mantardan zehirlenme" mevsimini atlatıp "damdan düşme" mevsimine girmesini bekler..

Bodrum, Kuşadası, Marmaris gibi yerler bütün memleket nüfusunu kaldırmaz..

Zaten kendi halindeki ahalimiz de yazın serinlemek için buralara dökülmez.. Daha çok dama çıkmayı, geceleri damda yatmayı tercih ederler..

Elin gavurunda damda yatma adeti olmadığından Avrupa Birliği bu huyumuza uygun bir standart geliştirememiştir.. O sebepten ahali serbestçe yatar.. Kimi döşeğini damın orta yerine kurup kendini emniyete alır..

Kimi de döşeğini dam kenarına atarak "macera tadında" bir uykuya hazırlanır.. Damdan ilk düşen de gazetelerde ilk haber olma hakkını kazanır..

Daha şanslı olanlar, ölmeyip kafayı su kabağı gibi yardıranlar ise Reha Muhtar'a konuk olup, bir sosyal yaranın ele alınması işinde memleket hizmeti yaparlar..

Baharla birlikte başlayan bu sürecin bir de yaz faslı vardır ki başka bir risalede konu edeceğiz.. Lakin illa ki önceden yerine gidip, hal ve gidişatı bizzat gözleyeceğiz..

Kıssadan Hisse: Yağmur yağıyor diye aba mı giyeceğim? Selülitliye varıp da abla mı diyeceğim?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır