"Külli tavilun ahmak" demiş eskiler.. Yani Mustafa Taviloğlu, Mudo kardeşim alınmasın ama, "Bütün uzunlar ahmaktır.."
Eklerler.. "Külli kasirun fitne.." Bütün kısalar da fitne.. Düzenbaz..
O zaman bu dünyayı kimler ellerine geçirir genelde.. Ahmaklar mı, düzenbazlar fitneler mi?..
Dün Ercan Arıklı ile yemek yiyoruz.. Ercan, fikir hazinesidir.. Yok canım, istiareye yatıp fikir üretmez.. Okur.. Dünyanın öbür ucunda çıkan kitabı duyar, getirtir okur.. Öyle olunca da, aslında her anlattığı "Fikir" olur gazete için, gazeteci için.. Dergiler için.. Tabii sağmayı bilirsen..
"Güzel nedir" diye bir kitap bulmuş, getirtmiş Amerika'dan.. Yemekte sormaz mı, benim gibi profesyonel bir güzel seçiciye.. "Tüm dünyada güzelin üç ortak kriteri var, nedir bunlar" diye..
Hani güzellik, zevktir, çevredir, zemine, zamana, adamına göre değişir falan filan.. Bu kitaba göre hikaye.. Güzellik evrensel..
Bir deneyle kanıtlamışlar da.. 100 Amerikalı beyaz kadının fotoğrafını Çinlilerin önüne koymuşlar.. "En güzellerini seçin" diye.. 100 çekik gözlü, sarı Çinli kadının fotoğrafını da Amerikalıların önüne.. "Siz de ayırın, en güzelleri" diyerek..
Ve de sonuç..
Çinlilerin seçtiği Çin Güzelleri ile Amerikalıların seçtikleri ayni.. Amerikalıların seçtiği Amerikan güzelleri kimlerse, Çinliler de onları ayırmış..
Çekik gözlünün çekik gözlü zevki ile Amerikalının zevki ayni olursa "Zevkler ve renkler değişir" demek mümkün mü?.
Hadi bakalım, şimdi bu evrensel zevkin üç ortak ve şaşmaz kriteri ne?..
Efendim birinci kriter, ten!.. İlk çağlardan beri insan sağlığında bir yanlışlık olursa, bunun belirtisini, ilk tende izlemiş insanlar, uzmanlar, doktorlar, büyücüler.. Her kimse.. Tende kusursuzluk, sağlık işareti.. Güzellik de sağlıkla at başı gidiyor ya..
Şeytanın "Yüz kerre, bin kerre öp" dediği aşüfte kaküllü dilberi, Yahya Kemal "Gün tenli.." diye anlatmaya başlamıyor mu?..
İkincisi, matematiksel bir özellik.. Simetri.. Yüz güzelliği başta, vücut güzelliği, sağ yarının, sol yarının üzerine ne kadar oturduğuna bağlı. Ne kadar simetri, o kadar güzel.. Bunu tartışmanın gereği bile yok.. Bir gözü, bir kulağı, bir memesi ufak bir kadını güzel bulabilir misiniz, mesela?..
Üçüncüsü..
İşte asıl önemlisi burda.. Üçüncüsü endam.. Boy!..
"O gül endam.." diye başlayan dizelerin anlatmaya başladığı güzeli düşünün.. İnsanı ardında süründüren, yürüten gül endamı..
Şimdi, Ercan'ın kitabı diyormuş ki..
Biri hariç, başından beri tüm Amerikan Başkan seçimlerini, hep daha uzun olan kazandı..
Buyrun bakalım.. Hani külli tavilun ahmak ve de kulli kasirun fitne idi?..
Nasıl oluyor da, dünyanın en zor seçimini hep uzunlar kazanıyor?.. Amerikalılar ahmakları seçmeye mi meraklı.. O zaman nasıl bu kadar ileri gidip dünyayı yönetmeye başlamışlar?..
Bizde, niye dağ gibi Deniz Baykal barajı bile aşamaz da, genelde ufaklar, göbekliler seçilir?.. Geri kalmışlığımızın sebebi o olmasın sakın?..