kapat
19.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Fakir kızın rüyası!

Aklı başında olan herkes Türkiye'nin gelişmesinin, milletin zenginleşmesinin yolunun Avrupa Birliği üyeliğinden geçtiğini biliyor... Tıpkı gecekonduda yaşayan bir genç kızın rahat etmek için zengin bir aileye gelin gitmek istemesi gibi...

Ama Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşlarının yüzde 74'ü bizi aralarına almak istemiyor... Yani 4 Avrupalı'dan 3'ü "Türkiye otursun oturduğu yerde" diyor... Çekler'e, Macarlar'a, Polonyalılar'a "Evet" diyen Avrupa Birliği üyesi ülkelerin halkları Türkler için "Hayır" diyor...

Biz yıllardır kapılarını çalıyoruz, onlar "Kim o" bile demiyor... Sadece arada sırada kapıyı açıp "Ne istiyorsun" diyor sonra da bir sürü mazeret ileri sürüyor...

İşte; bu yüzden bazı çevreler haklı veya haksız; "Onurlu davranalım! Bu ulusun gururunu ayaklar altına aldırmayalım" diyor...

***
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği ile kazanacakları belli... Ülke gelişecek, işsizlik engellenecek, millet zenginleşecek... Kısacası Türkiye gerçek anlamda çağ atlayacak...

Peki Avrupa Birliği bu ortaklıktan ne kazanacak? Türkiye'yi içine almaktan ne çıkarı olacak?

Bize malını mı satacak?

Bizden ucuz işgücü stoku olarak mı yararlanacak?

Veya bizi kullanıp Ortadoğu'ya ve Türk Cumhuriyetleri'ne mi açılacak?

Düşünün; Avrupa Birliği Türkiye'yi neden üye ülke olarak alsın?

Ben mantıklı bir yanıt bulamadım, bulamıyorum... Ama yine de size sormak istiyorum; AB olsanız; işsizliğin, enflasyonun tavana vurduğu... Halkının bir kısmının mezralarda oturduğu... Milli geliri 2300 dolarda gezen, dini farklı bir ülkeyi aranıza alır mısınız?

Veya siz evinizin bir odasına 8 çocuklu, fakir, aile reisi işsiz, bütün gelenekleri sizden farklı bir ailenin yerleşmesini onaylar mısınız?

***
SON SÖZ: Fakir kızlar, zengin ailelere hep filmlerde gelin gidiyorlar... Gerçek hayatta ise bunu ancak rüyalarında görüyorlar...

Vefasızlık!
ÇANAKKALE Zaferi'nin 87'nci yıldönümünde, bu savaşın kaderini değiştiren ve zaferin kazanılmasına katkısı inkâr edilmeyen Nusrat mayın gemisi Mersin Limanı'nda çürüyor...

Nusrat, Atatürk'ün hatıralarını yok sayıp Savarona'yı özelleştiren zihniyet tarafından kurban ediliyor...

Trilyonları yandaşlarına dağıtırken bonkör olanlar, sıra Nusrat'a gelince birden cimrileşiyor... "O geminin elden geçirilmesi çok pahalıya mal olur" diyor...

Basiretsiz yönetimleri yüzünden Maliye'ye son 10 yılda 173 milyar dolarlık faiz ödetenler, 5556 yarım kalmış yatırıma 130 milyar doları gömdürenler, bunlar yetmezmiş gibi 195 milyar doları da har vurup harman savurarak yok edenler; sıra Çanakkale'den kalan tek hatıra Nusrat'a gelince birden hesap adamı kesiliyorlar...

Sebep?

"Pahalıya mal olur?"

Yuh sizlere!
Dolmabahçe Sarayı'nın bakımı da pahalıya mal oluyor kapatın isterseniz?

Topkapı'daki emanetlerin korunması da pahalıya patlıyor, satın isterseniz...

Çok paraya sıkıştıysanız; Anıtkabir'in geniş bahçesini imara açıp yapsatçı müteahhitlere verin isterseniz...

Kadınların tercihi SABAH
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nin kadınlar üzerine yaptırdığı araştırmanın sonuçlarına göre, kadınlar en çok Sabah'ı okuyor ve en çok da ATV'yi izliyor... Bu SABAH grubu için sevinilecek bir sonuç... Ama bir de millet olarak üzüleceğimiz gerçek var ki; İstanbullu kadınların yüzde 26'sı hiç gazete okumuyor... Yüzde 24'ü hiç radyo dinlemiyor... Ve yine İstanbullu kadınların yüzde 5'i okur yazar değil...

Fıkra

"Bu bir"
ÇOCUK dedesine sormuş:

- Dede ninem ile kaç yıldır evlisin?

- 40 yıldır evlat

- Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir?

- Otur evlat anlatayım... Nikahımız kıyıldı. Benim at arabasına ninenin üç-beş eşyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda atın ayağı tökezlendi. 'Bu bir' dedim. Yola devam ederken bir daha tökezlendi, ben yine 'Bu iki' dedim. Köye de epey yolumuz vardı. Bizim atın ayağı bir daha tökezleyince 'Bu üç' dedim ve çektim piştovu, atı orada vurdum. Ben atı vurunca başladı bana söylenmeye:

- Biz nasıl gideceğiz. Niye durup dururken atı vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eşyaları nasıl götüreceğiz?

Ben de döndüm ninene:

- "Bu bir" dedim. O gündür bu gündür, gül gibi geçinip gidiyoruz....

Doğru SÖZ
Emek ve sevgiyi birleştirdiğinizde gerçek başarı kendiliğinden gelir...

ALKIŞ
3 yıl önce hizmete açılmış eski bir parkı, yeni park gibi Ali Müfit Gürtuna'ya açtırma başarısını gösterenlere...

Hay ağzını ÖPEYİM!
AB İngiltere'yi alırken, "Git İrlanda sorununu çöz de sonra gel" demedi... Aslında Avrupa kafasındaki haritayı 1994'te çizdi... Bu haritada Türkiye yok... Türkiye'nin AB'ye alınmasında Avrupa açısından siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel hiçbir mantıklı neden yok...

(Prof. Dr. Erol Manisalı)

YUH!
Kadın haklarını savunurken askerlere, "Kadınlara cinsel tacizde bulunuyor" diye iftira atan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin'e...

Kırmızı kart
Hakem camiasında yaşanan rezillikleri görev yaptığı dönemde gizli tutup, yıllar sonra açıklayan eski hakem İhsan Türe'ye..

Halkın sütunu

SSK çilesi
AĞABEYİM kronik şizofren. İlaç almayınca saldırganlaşıyor. Günde beş laponeks içmeli. Ben de bittikçe ilacı yazdırıyorum ama tam bir haftadır Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin telefonundan randevu alamıyorum. Hep meşgul, ulaştığım zaman 'numara bitti' diyorlar. Eczane de reçetesiz bu ilacı vermiyor. Fatma Akkaya



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır