kapat
21.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Başyazar supleksi

Bir Alman atasözü şöyle der:

"İki şey halkın gözü önünde yapılmaz. Biri koalisyon pazarlığı, bir diğeri de sosis!"

Benzer bir Çin atasözüne ise Ali Rıza Bozkurt'un kitabında rastlamıştım.

O da şöyleydi: "İnsan iki şeyin yapılmasını seyretmemelidir. Birisi sosis, diğeri ise kanunlardır. Her ikisi de mide bulandırıcı aşamalardan geçer."

Bu satırları DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e söylediği "Önce Apo'yu asalım, sonra idam cezasını kaldıralım" sözleri bağlamında yazıyorum...

GÖNÜLDEKİ NİYET

Çiller, muhalefetteki bir partinin lideri olarak, fırsatı kaçırmamış... Kamuoyunun duygu tellerinin üstüne bastıran bir açıklama yapmış...

Uluslararası hukuk ve Türkiye'yi bağlayan anlaşmaları yok sayan bir demeç bu! Frenklerin "wishfull thinking" dedikleri türden...

Gönüldeki niyeti ortaya koyan...

Ajite edici bir açıklama bu!..

Oysa...

Ekonomik darboğazdan geçildiği, yılların yanlış politikalarının bedelinin ödendiği bir dönemde... Türkiye'nin böylesi duygu yüklü konuşmalara değil, soğukkanlı değerlendirmeler içeren beyanatlara ihtiyacı var...

Birinin bunu DYP liderine hatırlatması gerekiyor...

Yoksa...

İş hamaset boyutunda kalacaksa, onu MHP çok iyi beceriyor...

Bu bakımdan vakanın adı "Apo" olsa bile soğukkanlı olmak şart...

Onun için bu tür hadiselere, "Başyazar duyarlılığı"nda yaklaşmak gerekiyor...

Belki de...

Usta yazar Güngör Mengi'nin "SABAH Diyor Ki" başlığı altında, çoğu zaman kaleme aldığı yazılarda olduğu gibi...

GECEYARISI SOHBETLERİ

Rahmetli Teoman Erel'den dinlemiştim:

Milliyet'in ilk yıllarında kurucusu ve başyazarı Ali Naci Karacan'ın çevresinde kuvvetli bir yazar topluluğu varmış...

Peyami Safa, Cemil Cahit Cem, Refi Cevat Ulunay, Reşat Ekrem Koçu gibi ...

Ve yazı işleri kadrosunda da rahmetli Abdi İpekçi...

Geleceğin büyük yöneticisi...

Zaman daha yavaş akarmış o dönemlerde...

Milliyet sadece İstanbul'da basıldığı için, son haberleri de almak düşüncesiyle sabahlara kadar beklenildiği günler de olurmuş...

O saatlerde, gazetenin üstatları arasında, gençlerin büyük ilgi gösterdiği ve istifade ettikleri edebi ve mesleki sohbetler de yaşanırmış...

İşte o sohbetlerin birinde Peyami Safa, Ali Naci Karacan'a sormuş; "Ben güzel fıkra yazıyorum. Niçin başyazı yazmayayım?" diye...

Karacan da bunun üzerine, usta yazara şu cevabı vermiş:

"Başyazı ayrıdır. Başyazı yazanın supleksi kuvvetli olmalıdır. Olaya soğukkanlı bakmalıdır. Sen edebiyattan geliyorsun. Güzel fıkra yazıyorsun ama duyguların ve tepkilerin kuvvetlidir. Başyazar supleksi gösteremezsin."

GERÇEK OLAN

Bu bakımdan...

Adına Apo denen adamın ne olduğu ortada...

O'nu bir mendil gibi kullanıp atan Batı'nın cibiliyeti de...

Bu nedenle Türkiye'nin değişmesi ve dönüşmesi yolunda atılan adımlar sekteye uğramamalı...

Uğratılmamalı!..

Bunun AB'ye girip girmemekle hiçbir alakası yok...

Çağın ruhunu yakalamakla alakası var...

Yükselen değerleri, üretim ve yaşam kalitesini, modern zamanların en insani vitrinini yapmakla alakası var...

Medeni bir ülkede idam cezası olmamalı diyorsanız, bunu şarta bağlamanın bir mantığı yok!

Kaldırırsınız olur biter...

Ama, bunu bir pazarlık ve şantaj konusu olarak kullanacaksanız... O zaman da sosis ve koalisyon pazarlığında olduğu gibi kamuoyunun gözü önünde yapmayın yeter...

Çünkü insanın içi kalkıyor...

İstifrar edesi geliyor...

İdam etmek yerine, Apo'yu hakettiği cezaevine gönderin yeter...

Ne o öyle bir kuş sütü eksik adamın...

Yediği önünde yemediği arkasında...

Hastalanacak diye ödü kopuyor Ankara'nın...

"Kazara ayağı kayıp, başını bir yere vursa, Avrupa'ya ne deriz?" diye...

Onun için bırakın asıp asmama tartışmalarını bir yana, şunu gerçek bir hücreye tıkın yeter...

Layık olduğu koşullar odur...

Son söz:

Aklın yolu; "Apo'yu asmak, yüceltmektir" diyor...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır