kapat
06.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kırılgan bir ego öyküsü

Ege Serbest Bölgesi'nin düşmandan kurtuluşunun öyküsünü bir de benden dinlemek ister misiniz? Olay şöyle cereyan etti.

Ege Serbest Bölgesi'ni çalıştıran özel şirket Türkiye'ye yatırım çekmek için bir program başlattı.f Değişik ülkelerden iş adamları İzmir'e davet edilecek, Türk iş adamları ile biraraya getirilecek vef Türkiye'deki yatırım olanakları, yatırımın karşısına dikilen engeller ve bunları aşmanın yolları tartışılacaktı. İngiliz, ABD ve Hollandalı, iş adamları ile toplantılar yapıldı. Geçtiğimiz Cuma gün İsveç'le toplantı vardı. Sabahleyin, konferans başlamadan önce katılımcılara İsveç Büyükelçiliği (Büyükelçi Anne Dismorr açılış konusmasını yapmak için orada hazır bulunuyordu) İsveç ve Türkiye adlı bir kitapçık dağıttı.

İsveç 2001 yılının ilk yarısında Avrupa Birliği'ne başkanlık yapacaktı. Persson, İsveç Enstitü'sünü, AB üyesi ve üyeliğe aday herbir 27 ülke ile İsveç arasındaki ilişkileri özetleyen birer kitapçık hazırlamaya memur etti. İzmir'deki toplantıdan önce dağıtılan kitapçık bunlardan biri idi. İsveççe ve Türkçe paralel metinlerden meydana gelen 24 sayfalık kitapçığın amacı Türkiye'yi tanımayan İsviçrelilere ülkeyi kısaca tanıtmaktı. Kitap "Vikingler ile Türkler" arasındaki ilk teması anlattıktan sonra Türklerin kısa bir tarihine geçiyor ve ardından ekonomik konulara dalıyordu. Kitapçığın tarih bölümünde anlatılan bazı olaylar Türkiye'nin tarih kitaplarında anlatılan bazı olaylarla ters düşmesi bazı katılımcıların infialinefsebep oldu. Tahmin edebileceğiniz gibi bu olaylar Kürtler ve Ermenileri ilgilendiriyor.

Ama esas gürültüye şu iki cümle neden oldu:

"Araştırmacılar Türk sözcüğünün bir halk gurubu veya bir ulusun değil de bir dil grubunun adı olduğunu ileri sürmektedirler. Türk, Mançurya'dan kaynaklanan ve batıya doğru göçerken çeşitli halk gruplarıyla karşılaşmış olan, aynı Altay dil grubuna bağlı göçebe kabilelerin ortak adıdır."

Ege Sanayi ve İşadamları Derneği Başkanı Deniz Taner kitapçığı (Milliyet'e göre) bir "hakaret ve aşağılama" olarak kabul edipf toplantıyı terketti. Medyada İsveç aleyhine haberler (İsveç Kitapçığında Çirkin İddialar: Suç, Sizi Bu Ülkeye Çağıranda) ve yorumlar çıktı. İsveç Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.

Ege Sanayici ve İşadamları Derneğif Başkanı Taner'in çıkışı, önemli bir ulusal özelliğimizin yeniden su yüzüne çıkmasına yardımcı oldu: Egomuz çok kırılgan.

Milliyetçilik ve onun altında yatan derin güvensizlik ve sevilmemezlik duygusunun esiriyiz. Herkesin tarihi bizim gibi görmesi gerektiğine, tarihi doğruların tekeline sahip olduğumuzu sanıyoruz.

Böyle düşünmesek, gülüp geçebilirdik. Çünkü önemsiz bir broşürdeki saçma sapan birkaç iddia ve tespitin hiç bir önemi ve ağırlığı yok. Ama gülüp geçemedik. Çünkü bu konulardaf reaksiyonlarımız at gözlüklü, kesin, sert, incelikten ve mizah duygusundan arınmış.

Ve gene - her zaman olduğu gibi - kendi kendimize zarar verdik. Toplantının amacı Türkiye'nin yatırım ortamı olarak çekiciliğini vurgulamaktı. Bunun tam tersini vurguladı.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır