kapat
06.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Mızmızlanmayın!

Uzmanlar diyor ki; "İstanbul'u en az 7 şiddetinde bir deprem vuracak..."

Ne zaman?

Zamanı belli değil.. Şu anda da olabilir, 20 yıl sonra da...

Yine uzmanlar uyarıyor:

"Başta Boğaziçi köprüsünün yaklaşma viyadükleri olmak üzere TEM'in ve E-5'in üzerindeki yaklaşık 200 viyadük ve üst geçiş olası bir depreme dayanamaz..."

Bu ne demek; olası bir felaket anında ulaşım durur... İstanbul'un hiçbir noktasına ulaşamazsınız, Türkiyle'nin hiçbir noktasından da İstanbul'a koşamazsınız... Yardım yapamazsınız, tıkanıp kalırsınız...

Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna dün açıklama yapıyor: "İstanbul depreme hazır değil... Ben Boğaziçi Köprüsü'nün de sağlam olduğunu zannetmiyorum..."

Bütün bunlara rağmen kimse kılını kıpırdatmıyor... Deprem uzmanlarına "Falcı" yakıştırmaları yapılıyor... Hemen önlemler alması gereken Bayındırlık Bakanlığı, "Viyadükler güçlendirilmeli" diyenlere kızıp, "Siz işinize bakın" diyor..

İstanbul'un bu afeti asgari zararla atlatması için ne gerekiyorsa yapma konumunda olan Gürtuna bile sadece yakınıyor...

Oysa; İstanbul'u hazırlıksız yakalayıp vuracak bir depremin faturasını Türkiye ödeyemez... Çünkü katma değerin yüzde 50'sini yaratan bu kent ve çevresindeki sanayi yıkılırsa Türkiye bir daha ayağa dikilemez...

*

Son söz: Türkiye'yi ve İstanbul'u yönetenler mazeret ileri sürmeyi, mızmızlanmayı bir kenara bırakmalı... Hemen bugünden kolları sıvamalı... Zemin araştırmaları yapılmalı, binalar tek tek taranmalı... Ve en önemlisi güçlendirilmesi gerekenlere uzun vadeli kredi imkanları sağlanmalı..

Yüzleri kızarmayanlar!
Vatandaşını kazıklamak üzerine bina edilmiş bir sistem olur mu? Kazık yiyenin hesap sormasına izin vermeyen, insanları mutsuz eden, sömüren, sıkıştığı zaman "Ne halleri varsa görsünler" diyen bir yönetim tarzı var mı? Türkiye'de var! Bunun en son örneği Avrupa'nın en pahalı benzininin Türkiye'de tüketilmesi..

Yanlış anlamayın.... Dolar değer kaybederken benzine neden zam yapıldığını sormuyorum...

Sadece kişi başına 25 bin dolar milli gelirin olduğu Almanya'da kurşunsuz benzinin litresi 0.97 Euro'ya satılırken, 2 bin 250 dolar milli gelirin olduğu Türkiye'de neden aynı benzinin 1.13 Euro'ya satıldığını bir vatandaş olarak öğrenmek istiyorum...

Ankara işine gelmeyeni anlamaz ya... Anlayacağı şekilde soruyorum: Rafineri tavan fiyatı 198 bin 982 lira olan benzini bana hangi hakla, hangi mantıkla ve hangi vicdanla 1 milyon 286 bin liraya satıldığını bilmek istiyorum..

Bir litre benzinden 1 milyon liradan fazla verginin başka hangi ülkede alındığının bu millete gösterilmesini rica ediyorum... Tabi eğer yüzleriniz kızarmazsa... Dürüstçe, ilk kez yüreklice çıkıp bu milletin gözüne baka baka, "Evet biz sizi kazıklıyoruz" deyin...

Bu kazıkta adalet yok!
1 Nisan tarihinden geçerli olacak SSK ilave prim yükünün adaletle uzaktan yakından ilgisi yok... Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan bu adaletsizliği nasıl savunabiliyor anlamıyorum...

Neden mi?

Prim tabanı 1 Nisan'da 340 milyon liraya çıkacak... Peki 222 milyon liralık asgari ücret için 340 milyon lira üzerinden prim alınmasının adaletle, vicdanla, izanla bağdaşır bir yanı var mı?

İşte; Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, bu adaletsizliği hükümeti bir uyarı mektubu halinde iletmiş ve bir kopyasını da bana göndermiş...

Çağlayan, ekonomik kriz nedeniyle işini kaybeden 1.5 milyon işsize SSK'nın yeni prim tabanı uygulaması nedeniyle yeni işsizler ekleneceğine işaret ediyor ve prim tabanının asgari ücret miktarına çekilmesinin gerekliliğini belirterek, "Aksi halde 1 Nisan 2002 tarihi Türk sanayiinin ve çalışma hayatının kara bir günü olacaktır" diyor...

Yaşar Okuyan acaba ne diyor?

Halkın sütunu
Zorunlu deprem sigortası yaptırın diyorlar. Hangi devlete güvenerek yaptıracağız? Sizler zannediyormusunuz ki; Allah korusun bir felakette bizlerin zararlarını karşılayabilecekler? Daha nemalarımızın ana paralarını veremiyorlar... Paralarımızı alabilmek için her türlü vaadi yapıyorlar. (aslında zart zurt adı altında vergilerle bizi soyuyor ya neyse) Yani güven yok!.. İlk önce bizleri inandırsınlar. Artık işimiz dualara kaldı. Ama ben geleceğimizden çok umutsuzum. Bu şahane memleketi bize cehennem hayatına dönüştürdüler. Sizler yani basın birleşip bize öncü olun ve 1 dakika karanlık eylemi gibi icraatla artık sesimizi duyurmayı sağlayın. Bizleride böylelikle koyunluktan kurtarın. Necla Sevinç

Fıkra: Benim eşimi boşver!
İki adam Akmerkez'de eşlerini kaybetmiş, hararetle arıyorlarmış... Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar... "Ne oluyor birader?" demeye kalmamış, birisi "Kardeş, kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum" demiş...

Diğeri "Sen de kusura bakma ama bende karımı arıyorum" karşılığını vermiş... Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş:

"Madem ikimiz de karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat 12.00'de Mc Donals'ın önüne gitmesini söyleriz..."

Diğeri "Tamam" demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:

"Sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında. 1.75 boyunda 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor..."

"Senin karın nasıl biri?" diye sorunca, diğeri cevap vermiş:

"Boşver benimkini seninkini arayalım..."

SAÇMALAMA
Ecevit, 28 Şubat sonrasının sinirli Türkiye'sini kafası karışık islam dünyasına model olarak pazarladı... (Köşe yazarı Fehmi Koru)

Hay ağzını öpeyim!
Çocukları dinlemek, onlarla ilgili alınacak kararlarda fikirlerini sormak, böylece onların da herkes kadar söz sahibi olduğunu göstermek gerekir.. (İstanbul Edebiyat Fak. Psikolojesi Bölümü'nden Doç.Dr. Gül Şeydil)

YUH!
Çay Belediyesi Kooperatifi'ne ait 8 katlı inşaat tamamen yıkılınca, "Nasıl yıkıldı anlayamadım... Belki altından fay geçmiştir" diyen eski Belediye Başkanı Sabahattin Dündar'a..

ALKIŞ
"Ne zaman farkı açsak hakemler bahane ediliyor ve baskı altına alınıyor... Bu geçmişte de böyleydi, yine böyle" diyerek taraftarın sesi olan Galatasaray Başkanı Cansun'a..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır