kapat
06.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Artık gerçeklerle başbaşayız

Ekonomiyi dört aydan beri IMF'ten para gelecek beklentisi sürükledi. Sonunda IMF ile yeni bir stand-by anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile Türkiye'ye üç yılda 16 milyar dolar kredi verilecek. Kredinin, 9 milyar doları hemen olmak üzere 14 milyar doları bu yıl serbest bırakılacak. Böylesine güçlü bir beklentinin gerçekleşmesiyle mali piyasalarda, özellikle borsada oyun bitti. Bu gerçekleşme, gelen para döviz olduğu ve gelecek aylarda yeni bir devalüasyon beklenmediği için, kurda tersine bir harekete yol açmadı. Döviz gevşemeye devam ediyor.

Faizler biraz da enflasyonun yüksek çıkmasının etkisiyle düşüşünü şimdilik durdurdu. Daha sonra enflasyon düşüşüne paralel olarak bir düşüşünü yeniden sürdürebilir. Ancak, IMF'ye verilen niyet mektubunda da görülebileceği gibi, Hazine bu yıl ağırlıklı ortalama nominal yüzde 69.6 faizle borçlanmayı öngörmüş. Geçen yıl bu rakam yüzde 99.7 idi ve yeni yıla yüzde 32.4 düzeyinde bir reel faizle girilmiş. 2002 için tahmin edilen reel faiz düzeyi yüzde 33.2 gibi yüksek bir düzey. Ancak yılın ilk ayından enflasyonun beklenenden yüksek çıkması gibi, burada da hedeflenen yüzde 35 yıl sonu enflasyonu tutmayabilir. Bu durumda elde edilecek reel faiz azalır. Beklenen ise yüzde 50 dolayında bir enflasyon. Bu durumda reel faiz düzeyi yüzde 13'e düşer. Bu da Türkiye şartlarında makul sayılabilecek bir getiri. Bu oranları gündeme getirmemiz zaten hedeflenen faiz düzeyine şimdiden inilmiş olduğunu belirtmek için.

* Zamana olan ihtiyaç- Borsa 11 Eylül sonrasında en hızlı toparlanan piyasaydı. Yine dış kredinin gerçekleşmesi nedeniyle en erken satışa geçen piyasa oldu. 8 Ocak'taki 15.072 puanlık düzeyi ile tepe noktası yapan borsa 3.5 aya yaklaşan tırmanışının ardından şimdi dinleniyor. Gerçekleşmeyi satıyor ve yeni beklentilerin oluşmasını bekliyor.

Bu aşamadan sonra iş, niyet mektubunda belirtilen icraatların gerçekleşmesine ve gösterilecek ekonomik performansa kalıyor. Bu da belli bir zamanı gerektiriyor.

Aynı zamanda belli bir riski de var. Yani programın uygulanmaması riski. Tıpkı 2000 programında olduğu gibi. Belli bir icraat döneminin ardından sağlanan iyileşmenin de verdiği cesaretle rehavete kapılma riski hiç de az değil. Bu açıdan piyasalar ve kamuoyu hem icraatları hem de ekonomik performansı çok yakından izleyecek.

İzlenecek temel göstergelerin başında yüzde 6.5'luk faiz dışı fazla geliyor. Enflasyonun ne oranda düştüğü yine kur ve faiz oranları üzerinde belirleyici olacak.

* Irak dikkate alındı- Herhangi bir dış şok meydana gelmezse, enflasyon Mart ayından itibaren yıllık bazda sert bir düşüşe girebilecek. Şirketlerin üç aylık bilançoları düşen kurlardan ve inen faiz oranlarından dolayı toparlanmış olarak gelecek. Ancak asıl kâra geçiş yarı yıl bilançolarında gerçekleşebilecek. Geçen yıl ki büyük zararlı bilançoların yerini daha iyilerinin almasıyla güçlü bir iyileşme kaydedilecek.

Bankacılık operasyonunun da altıncı ay sonunda tamamlanmasının hedeflenmesi bilançolarla ve ekonominin canlanma beklentileriyle çakışınca, borsadaki canlanmanın mayıs-haziran gibi beklenmesi yerinde olur. Zaten Haziran, yılbaşı canlanması sonrası borsanın en iyi olduğu ikinci ay. Yıl ortası bilançolar önceden satın alınıyor.

Bütün bunların olması elbette bir dış şokun meydana gelmemesine ve hedeflerin tutturulmasına bağlı. Bu dış şokun meydana geliş zamanı, yeri, şiddeti ve ne kadar süreceği hem ekonomimizi hem de piyasaları çok yakından etkileyeceğe benziyor.

IMF Avrupa Direktörü Michael Deppler de, "Program hazırlanırken Irak'a olası müdahale gibi istikrarsızlıklar da göz önüne alınarak hazırlandı" dedi.

Beklenti ve umut dönemi bitti. Artık gerçeklerle baş başa kaldık. Ekonomi ve piyasalar Irak riskine hazırlıklı olmalı.

* Sonuç- "Gündüz kandilini hazırlamayan, gece karanlığa razı demektir" Cenap Şahabettin



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır