Bir zamanlar Türk sinemasının en seksi kadınlarından biriydi Oya Aydoğan... Balık etindeki fiziği, iri gözleri ve şuh bakışlarıyla nice Türk erkeğinin hayallerini, duvarlarını süsledi. Sonra rakibi Banu Alkan gibi o da ortalardan kayboldu... Sinema yeni seksi kadınlar yarattı ama hiçbiri onlar kadar hafızalara kazınmadı. Aydoğan, şu sıralar ikinci baharını yaşıyor. Televizyon dizileri, ekstralar hatta film teklifleri. Artık esas kadın değil, daha çok vamp kadının parodisini yapıyor... Yani kendi taklidini... Aydoğan'la eski günleri konuştuk ve tabii eski aşkları....
* Banu Alkan'la bir tv programı yapacağınız doğru mu?
Evet öyle bir teklif geldi ama biz sıcak bakmadık. Her gün yayınlanacak bir programdı. İnsanları bıktırır diye düşündüm. Ayrıca ikimizin birarada olması çok zor.
* Banu Hanım'la pek dost değilsiniz biliyoruz. Şöhretli kadınlar dost olamaz mı?
Hiç alakası yok. Mesela benim en yakın arkadaşım Bülent Ersoy'dur. Sabah kalkınca birbirimizi mutlaka ararız. İki saat konuşuruz. Dedikodu yaparız, kendimizi eleştiririz. Nur Yerlitaş da dostumdur.
* Peki aşk...?
7 yıl beraber olduğum insandan 4 ay önce ayrıldım. Ama yeni birini aramıyorum. Zaten gönlü zengin, her dakika aşık olabilecek bir insan değilim. O duyguyu 24 sene önce çok kötü bir şekilde kaybetmişim.
* O duyguyu kaybettiren şey neydi?
Evliliğim. Haluk Ulusoy'la tanıştığımda çok gençtim, okulu daha yeni bitirmiş, üç film çevirmiştim. Peşimi bırakmadı. Evlendik. Bana olan sevgisinden ve düşkünlüğünden ben de onu sevdim. Ailesini benimle evlenmesini bir türlü hazmedemedi. Tehditleri yüzünden çok kötü günler geçirdik. Haluk o zaman gençti ama sonra hatalarını telafi edebilirdi. O zaman beni Ferdi Tayfur'dan kıskanmıştı. Hayatımda bir kere ölmeyi istedim. O da Haluk'tan ayrılınca. Aşırı sevgiden değil, aşırı gurur kırıklığından... 24 yıl önce yaptığım bu hata tüm hayatımı etkilemiştir.
* Bursalı gazinocu Tamer Taylan'la ilişkiniz çok konuşulmuştu...
Hayatımın en büyük aşkıdır. Senelerce peşimde oldu. Kaç kere nikah tarihi alındı, kaçtım. Aramızdaki yaş farkının bilincindeydim. Benim gibi İstanbul'a alışmış bir kadının, Bursa'ya gidip evde oturamayacağını, yapsa bile bunun sağlıklı bir evlilik olmayacağını düşündüm. Mantığıma uydum.
* Tekrar evlenmeye nasıl cesaret ettiniz peki, ağzı epey yanmış biri olarak?
Taylan'dan ayrıldıktan sonra oğlum Gurur'un babası Latif Demirbağ'ı kurtarıcı olarak gördüm. 1987'de tanıştık. Mantık evliliği yapayım dedim. Çok fedakarlık yaptı benim için. ANAP'tan milletvekili adayıydı. Bir artistle birlikte olursan siyaset geleceğin biter dedim, ama yine de beni bırakmadı. Latif çok kıskançtı. Bu kadar kıskançtın ne işin var böyle artist bir kadınla... Hamileliğimin üçüncü ayında baktım yapamayacağım, ayrıldım.
* Müslüm Gürses'e gerçekten ilgi duymamış mıydınız?
Haluk Ulusoy gibi bir insanla evlendikten sonra zaten Müslüm Gürses'e bakmazsın. Niye bakmazsın? Onu küçümsediğim için değil. Ama Müslüm bana aşık olduğu zaman Tarlabaşı'nda Asotel'de kalıyordu. Böyle biriyle nasıl geleceğim olabilirdi. Parasına sahip olan biri değildi. İyi ki Muhterem Nur'la evlendi. Nur onu toparladı. O da Nur'a kaybettiği şöhreti ve parayı verdi. İkisi birbirine cuk oturdu.
* Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?
Artık orta yaşlı bir kadınım. Bundan sonra oğlum aşk yaşasın. Torun istiyorum.