F.Bahçe sanki daha arzulu, daha işin önemini anlamış bir görüntüdeydi ilk yarı. Futbol oynaması için rakiplerinin peşinden koşarak değil de topu kendisinin kullanması gerektiğini nihayet çözmüş durumda.

Ama sahaya çıkan takım futbol oynamaya müsait mi değil mi artık yazmaktan bıktım. Bir daha da yazmak istemiyorum. Demek ki F.Bahçe elindeki futbolcu değerlerini bilmiyor.

Burada herkesin merak ettiği bir Brezilyalı var. Simao kötü bir oyuncu değil, aciz de değil. Nerede duracağını topu nasıl kullanacağını iyi biliyor. F.Bahçe'yi toparlar mı? Yanına düzgün adamları koyarsanız takımı da toparlar.

Ama topu kullanamayan adamları koyarsanız bir şey yapamaz.

Revivo döküldü
Revivo'nun ayakta durmaya hali yok. İkinci yarıda Revivo çıkıyor, kenarda Ceyhun dururken içeri Ali Güneş giriyor. Lorant hâlâ takımı tanıyorsa birileri ona yanlış şeyler anlatıyor demektir.

Lazetiç sağ kanatta sadece duruyor. Bir orta saha oyuncusu ne yapar? Topu ileri geri verir. Ama top Lazetiç'te iken almaya gelen yok, zaten veren de yok.

Andersson çok çalıştı ve gerçekten mükemmel bir gol attı. Ama gol kadar Serhat'ın olğanüstü pasını takdir etmemek elde değil. Ama o pası veren Serhat, ondan sonra gene topu kullanmak yerine fantezi yapmak isteyen ve beceremeyen bir görüntüdeydi.

F.Bahçe seyircisi de dün enteresandı. Andersson'un mükemmel golü ve Uche'nin karambollerden attığı 2 golle skor 3-0 olunca, üstlerindeki stres de gitti. Kaybetme korkusu olmayınca hafif uykulu bir şektilde maçı seyretti. Halbuki F.Bahçe seyircisi yüreği ağzında maç izlerdi.

Fener orta şeker
F.Bahçe çok iyi oynamadı, kötü de oynamadı. Ama topu kullanmak istedi ve bunun için çalıştı. En azından iyiniyetliydi. Böyle devam ederse iyi olur ama bana göre hâlâ yanlış taktikler deneniyor. Ama böyle deneye deneye giderse F.Bahçe kaybeder.

Önemli olan A.Gücü yenilgisinden sonra bu maçı kazanmaktı. En zoru da öyle yenilgilerden sonra bir takımın maç kazanmasıdır. Neticede F.Bahçe moral buldu. Lorant da takımını daha iyi tanıdıkça işler düzelebilir ama doğru futbolcularla...