kapat
02.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bizim Ecyad'lar

Suudiler'in tarihi Ecyad Kalesi'ne yaptıkları muamele üzerine önce Türkiye büyük tepki gösterdi, ardından bütün dünyadan bu tarihi eserin kurtarılması için destek geldi. Böyle bir eserin kurtarılması için Türkiye'de herkes ciddi bir duyarlılık gösterdi.

Ecyad Kalesi için gösterilen duyarlığın; zaten bizim elimizde, bizim topraklarımızda bulunan tarihi eserler için ne ölçüde gösterildiğini bu fırsattan yararlanarak sormak gerekiyor.

Ne yazık ki bizim Ecyad'larımız da öyle az değil, hatta çok sayıda.

Zeugma konusunda bütün dünyadan gelen tepkiyi, buradaki eserlerin kurtarılması için seferber olan "dünya insanları"nı, kötü şeyleri birbirimize söylemeyi pek sevmediğimiz için farketmedik. Zeugma için dünyada kopan gürültü Ecyad Kalesi için kopandan az değildi, hatta çok daha fazlaydı. Sanık da Suudiler değil Türk yöneticilerdi.

Şantiye, restoran vs...
Türkiye Arkeolojik Yerleşmeler Projesi adında bir çalışma, uzun süredir uzman gruplar tarafından yürütülmekteydi. Bu çalışmanın sonucu olan tahribat raporu bir süre önce yayınlandı.

Bu rapor nice Ecyad'ı kendi ellerimizle tahrip ettiğimizin vahim kanıtıdır.

Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'da tam 579 tarihi yerleşme merkezi "tarafımızdan" tahrip edilmiş durumdadır.

Bu iki bölgedeki toplam bilanço şöyle çıkıyor: 69 merkez, barajlar ve yollar altında kalmıştır, 418'inin üzerinde ya tarım yapılmaktadır ya da binalar yapılmıştır, 72'sini defineciler tahrip etmiştir, 12'sini ise madenler yok etmiştir.

Raporda inanılmaz bazı fotoğraflar da yer alıyor. Elbistan'da 7.000 yıllık bir höyüğün ortasına apartman dikilmiş... Kadirli'de yine 7.000 yıllık bir yerleşme merkezinin üzerine DSİ şantiyesi kurulmuş... Yine Elbistan'da inşaatlar için toprak çekerek Tunç Çağından kalma bir yerleşme merkezinin yarısını yok etmişler, kalanının üzerine de mezarlık kurmuşlar... Silifke Kalesi'nin ayağına belediye bir restoran inşa etmiş, sonra ikinci katını da çıkmış...

Ağır bir insanlık suçu
İstanbul'a geldiğimiz zaman ise her yer Ecyad'larla dolu. Surlara yapışık gecekondular, dökülen çeşmeler, çeşme duvarlarına yapıştırılmış büfeler, terkedilmiş kiliseler...

Sultanahmet'te Bizans Büyük Sarayının ana parçası üç yıl önce ortaya çıkarılmış ve bunun haberi bütün dünya medyasında yer almıştı. Aradan üç yıl geçti, her şey aynı üç yıl öncesindeki gibi duruyor ve biraz daha durmaya devam ederse tahribat başlayacak. Yine Sultanahmet'te Hipodrom da duruyor, üzerinde bir umumi hela ile durmaya devam ediyor.

Nemrut'un durumu yıllardır yüzlerce kez yazılmıştır, şikâyet edilmiştir, ama değişmemiştir.

Anadolu'daki bütün tarihi değerlerin bizim değerlerimiz olduğu bilinci sadece eğitimle sağlanamaz. Bunları küçük çıkarlar için tahrip edenler de kovalanmak, cezalandırılmak ve devlet bütün bunlara sahip çıktığını göstermek durumundadır.

Ecyad Kalesi için bağırdık ama kendi Ecyad'larımızı zamanın ve cahil yağmacıların insafına terk etmiş durumdayız. Sadece iki bölgede 579 tarihi merkezi tahrip etmek ya da tahrip edilmesine izin vermek ağır bir insanlık suçudur.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır