Geleneğiniz yoksa... Yaratın! Gelenekler çok iyi kriz toparlar. Devlet geleneklerini incelerken bu noktayı atlamamak gerek.

Mesela Cumhurbaşkanı ve Başbakan ne kadar aralarında tartışmış da olsalar, yan yana geliyorlar...

Gelmeleri gerekiyor!

İşi aile boyutuna da oturtabiliriz...

Pazar sabahları ailenin bütün fertlerinin mutlaka katıldığı bir kahvaltı geleneğinin ne güzellikler taşıdığını, yaşayanlar bilir.

Geleneğin hakkını böylece verdikten sonra...

Asıl yapmak istediğim "gelenek"le "rutin" arasındaki çizgiyi çekip, bu hafta sonunu "rutinden kurtulma fırsatı" olarak değerlendirmek.

"Neler oluyor hayatta" diye baktığımızda, bir büyüteç tutacak olsak...

Bir alışkanlıklar silsilesi görüyoruz.

Alışkanlıklar tekrar edile edile insanı uyutan bir monotonluğa varıyor.

Buna her zaman aymak kolay değil, çünkü alışkanlıklar silsilesi sizi çoktan uyutmuş oluyor!

Bu hafta sonu, "Hayatta başka neler var" diye bakma fırsatı...

Elbette değişiklikten olumlu sonuç alırsak bunu yeni bir alışkanlık haline getirmek (ta ki bıkana kadar) mümkün, yeniyi beğenmezsek eski alışkanlıklarda kalmak da...

Bir hafta sonuna, bu gözle bakınca...

* Kahvaltıda greyfurt ve müsli diyenlere, sucuklu yumurta ve simit görünüyor. Çöreğin üzerine bal kaymak koyanlar da bu kez yoğurdun içine yeşil elma doğrayıp hafif mideyle güne başlamak nasıl oluyormuş onu deneyebilir.

* Hafta sonu hiper/süper marketten alışveriş yapıyorsunuz... Mahalle bakkalını ve pazarını bir deneyin. Köşedeki bakkala aboneyseniz, hipermarketlere bir uzanın.

* Otomobili değiştirecek halimiz yok ama bu kez radyoda yeni bir istasyon bulabiliriz!

* Hafta sonu spor yapanlar bu kez de sergi gezsin. Müzayedeye gidenler de bir hafta sonu yürüyüş yapsın mesela.

* Evin içinde eşofmanla dolaşanlar şık giyinmeyi, hafta sonu bile "bayramlıklarını" giyenler de eşofman giymeyi denesin.

* Her hafta arkadaşlarıyla buluşanlar bu hafta ailece kalsın. Tersi de geçerli... Maksat rutini kıralım.

Örnekleri çoğaltmak mümkün elbette...

Sizin mesajı aldığınızı biliyorum!

Biraz yaratıcılık katalım, kendimize yeni pencereler açalım.

İçimizdeki merakı uyandıralım.

Sizdeki merak eğer...

Bu yazı da nereden çıktı diye uyandıysa...

Bir gezide mağaralar gördüm, çevredeki köylülere sordum, "Bu mağaraların içinde ne var" diye...

Yıllar önce İngilizler, Almanlar, Fransızlar, Amerikalılar gitmiş...

Bir şey yokmuş!

"Ya sizler gitmediniz mi hiç" diye sordum...

"Mağara işte ne gideceğiz ki" cevabı geldi...

Şu kendi mağaramızdan bir hafta sonu çıkmayı deneyelim bakalım!

Mahfi Eğilmez de "Anitta'nın Laneti" kitabında Hitit tarihini yazarken de yola işte buradan çıktı...

"Bir kere de bu işi yabancılar değil, biz yapalım" dedi...

Siz de okumayı deneyebilirsiniz!

Değişik tatlara merhaba diyeceğiniz bir hafta sonu olsun!