kapat
02.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
"Kuvva-” Milliye"ciler

Ay vallahi çok korktuk. Uzan'lar çok fena kızmışlar, yayın organlarından bütün Babıali'ye dümdüz gidiyorlar. Kamuoyuna işaret parmaklarını sallıyorlar.

"Ulan" diyorlar, "Biz Amerikalıları dolandırdık, size ne?"

"Bir tek Türk'ün bile bu işten zararı var mı" diye de soruyorlar.

Motorola'yı birkaç milyar dolarcık içeri attık diye, ne bu vaveyla hıyartolar, diye küfrediyorlar.

Siz yoksa, Motorola'dan gizlice maaşa bağlanmış birer Amerikan uşağı mısınız, şeklinde yorumlar getiriyorlar. Öyle bir hiddet ki bu, insan ister istemez, paçayı fena kaptırdıklarını, gözlerinin feci dönmüş olduğunu hissediyor.

Argüman olarak da ancak, mekteb-i iptida talebelerinin bile yutmayacağı şu teze sarılıyorlar:

Okumamış olabilirsiniz, habersiz ve eğlencesiz kalmayın, diye bildiriyorum.

Temel mantıkları şu:

Motorola'nın bize geçen 2 milyar dolarından ötürü bir tek Türk vatandaşı bile zarar görmediğine göre, Amerikalılar'ın dolandırılması milliyetçi bir hareket sayılır. Bu milliyetçi harekete eleştiri getirenler de haliyle vatan hainleridir...

Yani bir "Kuvva-” Milliye operasyonu" diyecekler, diyemiyorlar...

Bu mantıkla, bütün işadamlarımızın, buldukları yerde bütün yabancıları dolandırmalarında ülkemizin büyük menfaati olacağı açık değil mi?

İşte size şapka çıkartmalık bir yorum!

Bu yoruma göre, mesela, Sabancı'nın japonları dolandırmamış olması, çok ayıp kaçmış oluyor.

Kendileri de buna iyice inanıp ikna olmuşlar, ardından sayfalar dolusu suçlama, iftira, küfür ve kabadayılık, döşenmişler!

Peki...

A benim güzel meslektaşlarım:

Şu, sizin grup bankasından, mevduatın tamamının grup şirketlerinde nasıl olup da kullanıldığı meselesine biraz eğilseniz de, aylardır dilinize doladığınız "yetim hakkı" muhabbetine öyle devam etseydiniz, yanlış mı olurdu?

Yoksa size haksızlık mı yapıyorlar? Ha, ne dersiniz?

İspat külfeti
Bence "şahane" bir işkence oldu.

Bu laftan anlamaz, sahtekar halka daha iyi bir ceza düşünülemezdi.

Topla belgeleri, bastır parayı, gir kuyruğa saatlerce bekle sonra da yaşadığını ispat et!..

Birkaç tembel bürokrat yüzünden, yüzbinlerce Bağkur'lu günlerdir kuyruktaydı, bakan Okuyan, özür dileyerek geri çekildi, geri zekalı bürokratlarının faturasını şahsen ödedi.

Hep söylerim.

Türkiye'de "ispat külfeti" sanığın sırtındadır.

Suçlu diye tutuklandıysan mahkemede "masum" olduğunu sen ispat edeceksin, yani...

Bu olayda da, Hazret-i devlet, vatandaşa diyor ki:

Ölmediysen ispat et!..

Sen ölmüş bir vatandaşın öldüğünü niye ispat etmiyorsun!

Veya ölmüş de hala avantadan maaş alan vatandaşı niye ortaya çıkartamıyorsun!

Bürokrasinin ve kırtasiyenin altında ezilmiş durumdasın da ondan...

Peki ne işe yararsın birader?

Sadece işkenceye mi?

Gel de kudurma
Milli Güvenlik Kurulu'na bir istihbarat raporu sunulmuş...

Raporda, deniyormuş ki:

"Türkiye'ye akın eden Nataşa'lar yılda 2 milyar dolar paramızı yurtdışına çıkartıyor. Ayrıca da birçoğu Türk erkekleri ile evlenip, tabiyete geçiyor. İlerde bunlar ajan olarak, başımızı ağrıtabilir."

Tebrik ederim. Bu külyutmazlığın karşısında saygıyla eğiliyorum.

Ve bu rapora cevap yazıyorum:

Eğer, bu öngörü doğru çıkarsa ve Nataşa casusluğu yüzünden Türkiye batarsa, hiç olmazsa tarihe geçmiş oluruz, sıkmayın canınızı...

Bilmemneyine söz geçiremediği için batan ilk ülke diye...

BÜYÜTEÇ

Şekil hukuku
Bizim hukuk, esasen "şekil" hukukudur. Şeklen haksızsan, haklı da olsan yanarsın... Basit anlatayım, birisi tepenize binip size senet imzalattıysa, ödemekten başka çare yoktur.

Veya şeklen kılıfına uydurmuşsan, kimse sana dokunamaz.

Geçen gün Yenişafak bağırıyordu; "Sayıştay, Albayrak ihalelerini mevzuata uygun buldu" diye...

Tabii ki mevzuata uygun olacaktı, bir de kör gözün parmağına mı yapılacaktı yani...

Minare, kılıf olayı...

Zaten götürenler de hukukun şekil hukuku olduğunu biliyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır