kapat
25.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Balina ile mandalina...

TÜDAV basın bülteninde "Belgesel film karelerinden hatırlayacaksınız onu. Bu kadar yakından görmek ise sizi şaşırtacak. 10.5 metre olmasına rağmen bu henüz yavru bir balina. Eğer yeterince yaşayabilseydi 27 metre boya ulaşabilecekti." diyor. Belgesel filmlerin yanı sıra Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Balina ile

Mandalina" şiir kitabından hatırlıyorum ben onu...

Yani "balina"yı...

Dağlarca, adı geçen kitabında yapayalnız bir balina ile yapayalnız bir mandalinanın Kuzey Denizi'nin ak gecelerinde tanışmalarını", yani maceralarını anlatıyordu. Ve balinanın ölümünü: "Arkada göğün karanlığı Önde kocaman balina apak.

Vurdular Gökbalinayı işte

Kanı taştı Akdenizin, kıyılarından

Şimdi bütün maviliği sessiz,

Kıpkırmızı, korkunç.

Saya dursun ey

Mandalinaları tek tek yıldızlar

İşte

Vurdular Gökbalinayı

Yıldızlarca yerinden.

Gözleri de açık ağzı da

Neden kapalı değil?

Neden su güzelliğinde değil artık

Dalgalar yalnız ölüm."

İşte "mandalina"nın arkadaşı bu "balina 4 Mart 2000'de Adana Yumurtalık Haylazlı Köyü sahilinde karaya vuruyor. Ardından da TÜDAV uzmanları tarafından İstanbul'a getiriliyor. Balina, henüz bir yaşında bile değildi ve iyi beslenemediğinden boyuna göre kilosu oldukça azdı. Balina, İstanbul Riva sahilinde iki gün süren bir çalışma sonucunda toprağa gömülüyor. 15 ay toprak altında bekletilen kemiklerin çıkarılma

işlemi üç gün sürüyor. Dört ay süren yoğun bir çalışma sonucunda kemikler temizleniyor ve detaylı bir çalışmayla birleştiriliyor. Temizlenmesi ve kemiklerin birleştirilmesi işlemlerinde 34 TÜDAV gönüllüsü çalışıyor. Böylece de Türkiye denizlerine ilişkin çalışmalar yapan TÜDAV, Türkiye'de yaşayan balina türleri hakkında bilgi verecek bu tam konstrüksiyonla Türkiye'ye bir ilki daha kazandırmış bulunuyor. Uzun balina (Balaenoptera physalus), ilk kez 8 - 17 Şubat 2002 tarihleri arasında 21. Uluslararası Boat Show'da sergilenecek... Türkiye deniz memelilerini izleme ve koruma projesi kapsamında yürütülen bu çalışmaya balina ile mandalinaları seven herkes davetli... Ben, şimdiden hazırladım mandalimamı...

Türk şiirinde kadın..

Araştırmacı Şükrü Günbulut, "Nalk Şiirinde Savaşlar" ve "Halk Şiirinde Başkaldırı"dan sonra "Halk Şiirinde Kadın" ile çalışmalarını sürdürmekte...

Berfin Yayınları arasında çıkan kitabına Günbulut, 508 şiir, türkü ve türkü parçası almış...

Bunların yüz kırk tanesi ise ilk kez yayımlanmakta...

Şiirlerin yirmisi de annesi, halk ozanı Mevlüde Günbulut'a, beşi ise anneannesi Gülbahar Atakan'a ait...

Türküler kadar, türkülere konu olan olaylar da güzel, ilgi çekici...

Birkaç örnek vermek istiyorum.

İşte Şarkışla'dan "Hayriye"nin türküsü:

"Emmim evi dedim sokuldum işe

On sene görsem de emeğim boşa

Kör olsun gözlerim çıkmayım dışa

Meğer söz ağızdan bir yol çıkarmış

Tavus kuşu gibi çöküp oturma

Derdim elli iken yüze yetirme

Etme Nuri bizi gurbet götürme

Meğer söz ağızdan bir yol çıkarmış"

Şimdi de Günbulut'tan "Hayriye"nin hikâyesini dinleyelim:

"Hayriye (1882-1939), amcasının oğluyla evlendiriliyor. Dışarıda fazla gezdiği için kocası 'boş ol' diyor. Sözünü geri almıyor. Evlenme, özellikle İslam kültürünün baskın olduğu bölgelerde erkek için bir 'satın alma'dır. Erkek satın aldığı maldan (kadından) bir sözle vazgeçebilir." Ağıtların da kadın dünyası üzerinde büyük izleri bulunmakta...

Hemite köyünde, ki bu köy ünlü yazarımız Yaşar Kemal'nde köyüdür, Mehmet ile karısının önünü eşkıyalar keser. Eşkıyalar Mehmet'i öldürüp karısını da bir ahıra koyurlar. Kadın, işte bu sırada şu ağıdı yakacaktır:

"Sulumağra'nın deresi

Hayli çekiyor arası

Bir kurşuncuk sık da ölsün

Kovalama kör olası

Bunu duyarsa ne der Veli'm

Hep kırılsın evim malım

Kuşlar yemiş dala konmuş

Kıpkırmızı olmuş dalım."

Ünlü Amerikalı yazır John Steinbeck "Türküler bir halkın tarihidir, insanı en çok onlarla tanırız" diyor. Günbulut da türkülerler kadınlarımızın tarihini yazmış bulunuyor "Halk

Şiirinde Kadın" başlığı altında...

Türkülerin tanıklığında kadınlarımızın tarihi...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır