kapat
25.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Tipine göre gözaltı

"Satanist avı"na tekrar başlayan polis siyah giyinmiş, sakallı, küpeli ne kadar genç varsa gözaltına aldı. İşte iki mağdur gencin 13.5 saatlik gözaltı öyküsü
Satanist oldukları gerekçesiyle önceki gece gözaltına alınan 10 genç Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Cinayet Masası'nda 13.5 saat bekletildikten sonra serbest bırakıldı. Bu gençlerden özellikle ikisi yaşadıkları şoku hâlâ üzerinden atamadı. Zira ikisi de karakola ilk kez düşmüştü. Biri Anadolu'dan gelmişti, diğeri ise öğrenciydi. M.B. ve V.G. gözaltı maceralarını SABAH'a anlattı...

SADECE BARMENİM MEMUR BEY
M.B., 23 yaşında ve üniversite öğrencisi. Bu yıl İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünden mezun olacak. Atlas Pasajı'nda büyük bir cafe-bar'da çalışıyor. Ailesine ve öğrenim masraflarına katkıda bulunmak için akşam yediden sabah ikiye kadar barmenlik yapıyor. Aylık kazancı 325 milyon lira.

M.B. yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor:
"Ben askerlik yoklamam dışında hayatımda karakola hiç gitmedim. Önceki gece yaşadıklarım tam bir kabustu... Başıma gelenleri hayatım boyunca unutamayacağım. Gece birde 15 civarında polis çalıştığım bara geldi. Hemen müziği kapatıp ışıkları yaktırdılar. Ekibin başındaki kişi barda beni görür görmez, 'Çık oradan' diye seslendi ve arkadaşlarına beni işaret etti. Çünkü top sakala benzer uzun bir sakalım vardı. Sadece çenemde uzuyordu. Bunun dışında kulaklarımda küpe, dudağımda ise piercing vardı. Herhalde tipimi beğenmedikleri için beni seçtiler ve hemen dışarı çıkardılar."

ZİNCİRİMİ GÖRÜNCE İŞARET ETTİ
Aynı gece, aynı mekanda gözaltına alınan başka bir genç daha vardı. O ise Bolu'daki ailesinin yanından gelip dayısının işlettiği bara gelen 19 yaşındaki V.G.'ydi. V.G. hayatında askerlik yoklaması için bile karakola gitmediğini söyleyerek yaşadıklarını anlatıyor:

"Barda otururken bir anda polis geldi ve kimliğimi istedi. Tam cüzdanımı çıkartırken bir polis belimde aksesuar olarak kullandığım zinciri görür görmez amirine beni işaret etti. Tek suçum buydu."

M.B. ve V.G İstiklal Caddesi'nde tanıdık tanımadık herkesin gözü önünde polislerle birlikte yürüyerek Taksim'deki polis otosuna gittiklerini söylüyorlar. Daha sonra Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'ne götürelerek Cinayet Masası tarafından sorgulanıyorlar.

M.B. ve V.G. bekleme odasına alındıklarında kendilerinin dışında 8 kişinin daha satanist şüphesi ile gözaltına alındıklarını görüyor. Bekleme odasındaki büyük ayna ise hemen dikkatlerini çekiyor.

AĞRI'DAN GELDİM KARAKOLA
Sorgu sırasının kendilerine gelmesini beklerlerken sohbete başlayan gençler içlerinde bir kişiyi hemen fark ediyorlar. Koyu kahverengi gömleği, lacivert pantolonu ve siyah ayakkabıları olan, 30 yaşlarındaki kişiyi tanımak istiyorlar. Çünkü dış görünüşüyle asla bir sataniste benzemiyor. Konuşmaya başladıklarında ise herkesi şaşkınlığa düşüren bir olayla karşılaşıyorlar. M.B. bu durumu şöyle anlatıyor:

"Bizim dikkatimizi çeken kişi Beyoğlu'nda bir lokantada bulaşıkçı olarak çalışıyormuş. Ağrı'dan gelmiş, 30 yaşında, evli ve bir erkek çocuk sahibiymiş. Tipi ise bizimkilerle tezat oluşturuyordu. Onun satanist şüphesiyle alındığını anlayınca gülmekten kırıldık. Komik değildi tabii. Ama o kadar şaşırdık ki... Onunla sohbet etmek istedik, bu bile mümkün değildi. Çünkü hem korkudan çok kısık sesle konuşuyordu hem de aksanı anlaşılacak gibi değildi... Bu Ağrılı genç, başına gelenleri 'Polis çalıştığım lokantayı bastı. Herkese kimlik sordu. Sonra da bana dönüp gel seninle de dışarıda sohbet edelim, dedi. Ben de şüphelenmedim, çıktım. Ama dışarı çıkmamla gözaltına alınmam bir oldu. Ben bulaşıkçıyım kardeşim, anlarım satanistten matanistten?' diye anlattı."

Bu arada V.G. giriyor söze, gözaltındaki diğer gençlerin özelliğini sıralıyor: "Aramızda iki üniversite mezunu vardı. Biri Amerika'ya master yapmaya gidecekmiş. Diğeri ise Koç Üniversitesi'ni ilk 100'e girerek kazanmış. Şimdi kendi açtığı çiçekçilik dükkanını işletiyormuş. Bunlar da mı satanist?"

O gece satanistler erkenden uyudu!
Satanizm, İstanbul'da tartışmalı operasyonlar yapılmasına yol açıyor. Birkaç gün önce pasajları dolaşıp CD ve kitap toplayan polis, önceki gece de Beyoğlu, Beşiktaş ve Bakırköy'deki eğlence mekanlarına operasyon düzenledi. Merkez yine Beyoğlu oldu. Taksim Meydanı'nda saat 22.30'da toplanan 100 polis, saatler geceyarısını gösterdiğinde iki grup halinde daha önceden "mimlenmiş" mekanlara gitti.

Saat 04.00'e kadar açık olan barlara giren polisler şoke oldu. Çünkü baskın yapılan barların çoğunda az sayıda genç vardı. Mekanlar önceden boşaltılmıştı.

BARMEN M.B. 23 YAŞINDA

Osmanlı'da böyle sakal var mI?
Gözaltındakiler saat 2.30'da sorgu odasına teker teker alınmaya başlandı. M.B., üç polisin bulunduğu sorgu odasına alınan ilk kişi oldu ve sorgusu 3-4 dakika sürdü.

Polis: Sakalını niye bıraktın, anlamını biliyor musun?

M.B.: Aslında tam top sakalım vardı. Sağdan kestim, soldan kestim sadece alt kısım kaldı. Kısacası zaman içinde bu hale geldi. Bir özelliği yok.

Polis: Satanistlerden haberin var mı?

M.B: Özel bir ilgim yok, sadece medyada gördüğüm kadarıyla biliyorum. Ama satanist nedir, kimdir diye sorarsanız bir şey diyemem, çünkü bilmiyorum.

Polis: Atlas Pasajı satanistlerle tanınır. Siz mekanınızda ne tür müzikler çalıyorsunuz?

M.B: Cafe'miz işadamlarının geldiği nezih bir yerdir.

Polis: Öyleyse rock müzik çalmıyorsunuz?

M.B.: Genellikle MTV tarzı pop müzik çalıyoruz.

Sorgudan çıkan M.B.'nin daha sonra üstü başı arandı. Kolyesi, küpeleri teker teker çıkartıldı. Ve tekrar bekleme salonuna gönderildi. Saat 10.30 ifadesi alınan M.B.'nin polis ile arasında ilginç bir diyalog da yaşandı.

Polis: Madem ki Bursalısın, Bursa'nın Osmanlı tarihindeki önemini biliyor musun?

M.B: Tabii, Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa.

Polis: Peki Osmanlı padişahları içinde sana benzeyen, senin gibi sakal bırakan var mıydı?

M.B: Sadece Fatih Sultan Mehmet'te sakal vardı. Ama onunki bütündü.

Polis: Karıştırma şimdi Fatih'i, matihi.

ÖĞRENCİ V.G. 19 YAŞINDA

Bizi arka kapıdan yolladılar, çünkü...
Saat 4.00 sularında V.G. sorgu odasına alındı. Dayısının işletme müdürlüğü yaptığı cafe-barda gözaltına alınan V.G.'nin sorgusu da 5-6 dakika sürdü.

Polis: Ne işin vardı senin o barda?

V.G: Dayımı ziyarete geldim. Bar zaten dayımın. Onun yanında kalıyorum, üniversiteye hazırlanıyorum.

Polis: Buradan sana bir çakarım duvara yapışırsın. Yalan söyleme. Kaç aydır İstanbul'dasın?

V.G: 4-5 aydır.

Polis: Peki ailenin haberi var mı?

V.G: Elbette var. İsterseniz Bolu'daki evimizin telefonunu vereyim arayın onları. Haberleri var.

Polis: Tamam, tamam gerek yok.

V.G.'nin anlattıklarına göre polis ona ifadesini imzalattıktan sonra birşeye ihtiyacı olup olmadığını sordu. Daha sonra da içeriye gelen bir görevli, V.G. ve diğer gözaltındakilere 2'şer poğaça ve bir meyve suyu verdi. Karşılığında da para talep etti.

Bu ifadeden sonra gözaltındakiler tekrar bekleme salonuna alındı. Saat 2.30'da ise teker teker serbest bırakıldı. İkişerli gruplar halinde, 5'er dakika arayla arka kapıdan gönderildiklerini söyleyen V.G. arka kapıdan serbest kalmalarının sebebini ise şöyle açıkladı:

"Bizi basından kaçırdılar. Herhalde bir delil bulsalardı ön kapıdan çıkarırlardı."

Hukukçular: Satanist düşünce suç olamaz
Türkiye'de satanizm 1999 sonunda Şehriban Coşkunfırat adlı genç kızın öldürülmesiyle gündeme geldi. Olayın 3 satanistin işi olduğunun ortaya çıkmasının ardından "satanist avı" başladı. Siyah tişörtlü, uzun saçlı gençlerin çoğu satanist olarak etiketlenerek suçlandı. Peki dünyada her siyah giyen satanist diye tutuklanıyor muydu? Satanist olmak hukuk açısından suç teşkil ediyor muydu?

Satanistler, özellikle ABD ve Kuzey Avrupa ülkelerinde "inanç özgürlüğü" kapsamında rahatlıkla hareket edebiliyorlar. Kurdukları derneklerde serbestçe toplanıp kan içmek dahil her türlü ayini rahatlıkla yapabiliyorlar.

Türkiye'de ise durum biraz farklı. Avukat Cengiz Hortoğlu, "Biri çıkıp ben şeytana inanıyorum derse bu suç sayılmaz. Düşünce eyleme dönüştüğünde suç olur. Ancak bu düşünce şekli örgütlü bir yapıya kavuşursa ve bu tespit edilirse o zaman TCK'nın 312 maddesine girer" diyor.

Öge DEMİRKAN - Özer KILIÇ



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır