kapat
18.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dağlarda kar kalmadı, gözümde fer kalmadı

İstanbul'u kar bastı.. Kar dediğin zaman sıkıca duracaksın.. Zira İstanbul'u kar basması, yeni doğum yapmış loğusalık gelini al basmasına benzemez.. İstanbul denilen nüfusu belli olmayan metropol bir anda iptal olur..

Spottaki "Nüfusu belli olmayan" lafına takan bürokratlar çıkıp laf yetiştirirler diye peşin peşin yazıyorum.. Son iki nüfus sayımı İstanbul'un kelle sayısı olarak envanterini çıkarmaya yetmedi..

Sayım için öngörülen mahpusluk saatleri bittiğinde İstanbul'un ancak üçte ikisi sayılmıştı.. O yüzden biri çıkıp da "İstanbul kaç hane, kaç kelle?" diye sordu mu "On milyonu mütecaviz.." türünden yuvarlak laflar edilir..

***
Lafı dağıtmayayım.. Kar ile ilgili adam gibi tek bir hatıram olmadığından, ilk belirtiler görülür görülmez harekete geçtim.. Daha ilk taneler düşüyordu ki yedekte tuttuğum B planını uygulamaya koydum..

Normalde karı sevmem lazım..

Çünkü doğduğum yer Sarıkamış.. Yılın yarıdan fazlasını kar altında geçiren bir yer.. Bebelik resimlerim var.. Kafada tiftik başlık, anamın kucağına kurulmuşum.. Anam da atlı kızakta..

Havam batsın!
Gelin görün ki böyle bir kültürden gelmek karı sevmeyi icap ettirmiyor.. Karın insanlara acı verebileceğini öğrendiğimde ilkokul ikinci sınıfta mıydım ne? Babam bana çok güzel bir okul çantası tedariklenmiş..

Bir tane de liseye giden küçük amcama almış..

O zamanın okul çantaları asker bavulunun biraz küçümeni.. Benim yeni çanta ise tepeden fermuarlı ki koca şehirde benzeri yok.. Kulpu olmadığından kolumun altına sokup öyle yürüyorum yollarda..

Şehrin avanam bebeleri de "Bu çantanın kulpu yok, nasıl iş?" diye hayretle bakıyorlar, havam oluyor..

- "Çalı dibinde yuvası, böyle götürür havası.." hallerim şehre kar düşene kadar sürdü..

Karın düşmesiyle birlikte, benim çantaya gıpta ile bakan yerli çocukların kızaklarını çıkarması bir oldu.. Kıçını kızağa koyan, yokuş aşağı saldı mı kendisi oluyor size Niki Lauda..

Şehrin yokuşlarında kızakla kayılmıyor da sankip Formula 1 yarışları yapılıyor.. Kaldık mı kolumuzdaki havalı çanta ile orta yerde?

Şimdi diyeceksiniz ki "Sen de kendine bir kızak yapıp binseydin.."

Söylemesi kolay.. O devrin memur çocukları bir nevi mavi kanlı sayılırdı.. Tek parti yönetiminin terbiyesi ile yetişmiş bir memur demek, söylemesi ayıptır, İngiltere sarayının bir lordu demek..

Memurun düğmesine elin kazayla değse, o da senden davacı olsa cezası altı aydan başlıyor..

***
Memur bebeleri böyle bir asalet zorlaması ile "geçici mutasyona uğradıklarından" başka türlü olurlardı.. Yerli çocukların becerdiği işlerden hiçbiri ellerinden gelmezdi..

Temsil uçurtma yapmayı bilemezlerdi.. Sapan yapamazlardı.. Bir yerden bulsalar da kuş vuramazlardı.. Söğüt dalından düdük yapamazlardı..

Kızak dediğin bunlara nazaran daha yüksek teknoloji.. Onu yapmak hiç ellerinden gelmezdi..

Cümle memur çocukları böyle olunca ben tek başına aykırılık yapacak değilim ya! Yapamadığımız için de "kış etkinliklerinin" dışında kalma ihtimalimiz belirdi..

Allahtan mücadeleden yılacak bir karakterimiz de yok.. Yaratıcılığımız imdadımıza yetişti.. Pederin aldığı yeni çantayı kıçımızın altına koyduk, kendimizi yokuş aşağı saldık..

Ne çantaymış ama..

Bre mübarek çanta.. Ne kayarmışsın! Benim çanta, yerli çocukların kızaklarını birer ikişer solladı, yokuşun dibine birinci olarak vardı.. Hayatımın ilk sportif başarısıdır bu..

Keyiften dört köşeydim.. Ayağa kalkıp da ikinci bir zafer için yokuşu tırmanmaya hazırlandığımda karşılaştığım manzara beni şoka soktu.. Bizim bulunmaz çantanın karla temas eden kısmı, şehla şehla yarılmıştı.. Popoma temas eden kısmı ise sağlamdı..

Altı üstü yüz metrelik bir hız uğruna çantayı telef etmiştik ki o yıllarda bir memur evinde böyle bir suçun karşılığı New York'un ikiz kulelerini yıkmaktan beterdi..

Michael Schumacher havasından çıkıp Usame Bin Ladin sendromuna geçmem bir olmuştu.. Dayak kaçınılmazdı..

***
Dayaktan şikayet etmeyeceğim.. Bizim nesil için vitamin gibiydi.. Şimdiki bebeler gibi bir iki şaplakla psikolojimiz bozulmazdı.. Tam tersine.. Dayak övününde eksilme olduğumuz zaman kaygılanırdık..

Annem beni birgün öncekinden az pataklasa "Acaba hasta mı? Anneme birşey mi olacak?" diye telaşlanırdım..

Özetle dayak beni bozmadı, çantanın yırtılması yüzünden kış etkinliklerinden uzak kalma durumu daha çok bozdu.. Oldukça "Makyavelist" işleyen bir mantığım vardır..

- "Olay ortaya çıkınca dayak nasıl olsa yenecek.. Keyfimi niye bozayım?" diye düşündüm.. Eve sessizce gittim.. Amcamın çantasını alıp dışarı çıktım.. Doğru yokuşun başına..

İkinci seferinde, birincisinden daha hızlı kaymışım gibi geldi bana.. Belki de bile bile suç işlemek zevki arttırıyordu.. Bilemem.. Bildiğim, yokuşun sonuna geldiğimde hemen ayağa kalkıp çantaya "araştırıcı" bir gözle baktığımdı..

Sonuç çanta açısından negatif "çantayla karda kayılmaz.." diyenler açısından pozitifti.. Amcamın çantası da parçalanmıştı.. Kış sporlarının pahalı bir uğraş olduğunu taa o gün anladım..

Ama yapacak birşey kalmamıştı.. Benim "makyavelist mantığımın" atladığı şey ise amcamın çantası ile kaymanın beni daha çabuk ele vereceğiydi.. Kendi çantamla kalsaydı olay, idare edebilirdim..

Yırtık tarafını karnıma dayar, sağlam tarafıyla gider gelirdim..

"İspiyoncu amca, zalim anne" işbirliği beklediğim gibi sonuçlandı.. İşin içine olayın mali yönüne ağırlık veren baba da karışınca hasar büyük oldu..

Gerçi ben "Baba seni kazıklamışlar, bu çantalar çok dayanıksız.." diye kendimi savunurken, olaya "tüketici refleksi" katmaya çalıştım ama o yıllarda ahalide "tüketici bilinci" zayıf olduğundan fayda etmedi..

Tam tersine konuşurken savunmayı ihmal ettiğimizden fazladan bir iki darbe daha aldık..

O gündür bugündür kar olayına soğuk bakarım.. Tahtelşuurumdan çıkma bazı korkular içimi sarar.. Belki de bizimkilerin aklına çanta vak'ası gelecek de bir posta daha girişecekler gibi gelir bana..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır