kapat

17.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Eski kaşarlar iş başında...

Hemen hemen 40 senedir şu teşkilatın içinde sayılırım. Yani öyle kıyısından, köşesinden değil de tam göbeğinden... Tabii gözlemci, gazeteci olarak... Bu süre zarfında çok şey gördüm, çok tecrübeler edindim. Özellikle polis teşkilatını izlemekle geçti ömrüm. Zaman zaman kendimi onlardan biri gibi hissettim, zaman zaman da yetkilileri ile tartıştım. Tabii bunların hepsi haber uğruna idi...

İyi bir polis muhaberi olabilmek için çırpındım, durdum. Sonunda da başardım galiba... Bu işte başarının ölçüsü, o cenahtan çarpıcı, ses getirici ve büyük haberler çıkarmakla belirlenir. Bu arada da zamanla görgünüzü ve tecrübenizi de arttırırsınız. Bunları neden yazıyorum biliyor musunuz, Saadettin Tantan'ın İçişleri Bakanı olmasından sonra olan biteni sizlere izah edebilmek için...

Evet, her teşkilatta olduğu gibi bu teşkilatta da bir takım kaşarlar vardır. Bunlar Bakanın eğilimini kollarlar. Mesela; Bakarlar adam namaz mı kılıyor, gideceği camiye ondan önce ulaşırlar ve mutlaka namaz sırasında kendilerini gösterirler. Ama abdestsiz namaz kılmışlar, hiç önemli değil!... Adam spora mı meraklı, onun gideceği maçlara daha önceden gidip, yanında yer alırlar. Çekilen fotoğraflarda muhakkak onlarda vardır. Adam içkiye, eğlenceye mi düşkün, onun da çaresi bulunur. Ülkenin en iyi, en tanınmış, en güzel tazeleri kendisine sunulur. Bu arada tezgah yürür ve alt kademelerdeki bazı elemanlar malı götürür... Sakın yanlış anlaşılmasın, bu düzen sadece Emniyette değil, bütün Bakanlıkların alt kademelerinde zaman zaman boy gösterir. Ben hiçbir zaman namuslu, temiz, ahlaklı görevlilerin günahını almak istemem. Ve onları bu kefeye koymak da istemem. Tabii ki onlar bu anlattıklarımın dışındadırlar. Benim söylemek istediğim küçük bir gruptur ama hakimiyeti de bayağı büyüktür.

Eğer başa gelen büyük yönetici veya Bakan bey bu taktiklere uymaz da, burnunun dikine giderse tezviratlar başlar. Yukarıda bahsettiğim kaşarlar yeni patronlarını nasıl tongaya düşüreceklerini, medya ile aralarını nasıl bozacaklarını iyice hesaplarlar ve uygulamalarını da ona göre yaparlar. Mesela; son zamanlarda yapılan uygulamalar gibi... Kanunda, açık hava eğlence yerleri gece 24.00'de müzik yayınını keser diyorsa, onlar bir polis ordusuyla oraya gider ve kapatmaya kalkar. Tabii büyük bir infial olur, gazeteler "Bu ne biçim iştir..." diye yayın yaparlar. Kamuoyu "Olur mu böyle şey?..." diye ayağa kalkar, özgürlükler hatırlatılır, baskı rejiminde mi yaşıyoruz denir ve dolaylı olarak işin başındaki yetkili veya Bakan haksız durumuna düşürülür. Maksat başa yeni gelen devlet adamını ve Bakanı açmaza düşürüp, yolundan geri döndürmektir. Bir Allah'ın kulu da ortaya çıkıp, bu tip operasyonları abartarak yapan yetkililere, "Be adamlar, bu kanunları Saadettin Tantan mı yaptı da o gelince uygulamaya başladınız?... Bu kanunlar 50 senedir yürürlükte değil miydi, o zaman nerelerdeydiniz?..." diye sormaz. İşte sevgili okurlar biz böyle geldik, böyle gidiyoruz. Şen olsun Halep diyarı...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır