kapat

17.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Bir Tavsiye

İhtiyar delikanlının son maceraları..
Gençliğinde makarna kovboyları çevirirken güneşte fazla kalmış olmalı Clint Eastwood.. Yüzü yaşının gereğinden çok fazla kırış kırış olmuş..

Ama erkek olmanın avantajları.. Ayni kırışıklara sahip Brgitte Bardot insan içine çıkamaz, köpekleri ile kalın ve yüksek duvarlar arkasında yaşarken (Bakınız Hıncal'ın Yeri/ St. Tropez'de üç gün) Clint hala fıstıkların peşinde dolaşıyor..

Dünya eleştirmenlerini en çok bu rahatsız etti. Filmle ilgili ortak görüşleri bu..

"Clint çapkınlık yapmak için çok yaşlı.."

Bu görüşlerini ifade edebilmek için lafı nerelere vardırdılar, inanmazsınız..

"Clint film boyunca sanki ........ sıkılmış gibi dolanıp duruyor.." diye yazdı, İngiltere'nin en okunan eleştirmeni..

Noktalı yerlerdeki sözcük, hani Beşiktaş'ın Real'e giden hocası vardı ya.. Anlayın işte..

Film, Clint'in 23 yaşındaki meslektaşını (Clint gazeteci) baştan çıkarmasına ramak kala sahneyle açılıyor.. İstihbarat şefinin karısını becerirken devam ediyor. (Bu arada evde de, genç bir karısı var, bekliyor..) Kızına yılbaşı hediyesi aldığı dükkanın tezgahtarını götürmeye çalışırken de bitiyor.

Şimdi eğer Clint'in özel yaşamına takmaz, hele hele "Bu yaşta bunlar olur mu canım" saplantılarına girmezseniz mesele yok..

Hem bal gibi olur.. Sen başrolünü oynadığın filmin ayni zamanda yapımcı ve yönetmeni isen, baştaki ve sondaki kızların sıyırdığına şükret..

Film, iki film birden.. Hatta 2.5..

Birinci film, nefes kesen bir polisiye..

Bir zencinin idamına bir günden az zaman kalmış. İhtiyar Kurt Clint'in hayatta en güvendiği organı (Hayır, orası değil, yanıldınız) burnu, yanlış kokular alıyor.. Burnu diyor ki ona "Bu adam masum.."

Ve zamana karşı bir yarış başlıyor, ama nasıl imkansızlıklar içinde, masumiyeti kanıtlayacak delil arıyor, İhtiyar Delikanlı..

İkinci film, zaman zaman "Bu kadarı da fazla" dedirten bir arabesk.. Hayır canım, idam mahkumu Arap diye değil.. Bu ikinci film, zencinin son 24 saati.. Alabildiğince duygusal ve de çok uzayan sahnelere boğmuş Clint burada filmi.. Boğunca da, zaman zaman tempoyu düşürmüş..

İki buçuğuncu film, Clint'in kendi ailesi.. Hayvanat bahçesine götürmeye söz verdiği kızı, aldattığı karısı ile sorunlar..

Bu ikibuçuk film paralel yürüyor..

Birinci film, on üzerinden on.. Ötekiler orta.. Ama filmin ortalaması "İyi!.."

Hiç çekinmeden gidin.. İyi vakit geçireceksiniz..

Hele Clint hayranlarındansanız eğer, kaçırmayın. Babanın Bardot'nun yanına gitmesi yakın!..

Hangisi!..
Şimdi yazacaklarım genel olarak kadınla erkek arasındaki farkı anlatır.

Ya da özel olarak bu kadınla, bu erkek arasındaki farkı!..

"Amerika'da Kim Kimdir"in en son baskısında Hillary Rodham Clinton, kim olduğunu tam 64 satırla anlatmış.

Kocası ayni işi 15 satırda bitirmiş.

Okumak..
St.Tropez yazılarım üç köşe yazısına konu oldu. Milliyet'te sevgili Doğan Heper.. Star'da Engin Ardıç.. Hürriyet'te Fatih Altaylı..

Üçü de bir noktada birleşir gibiydiler..

Ülkede bu ekonomik kriz varken St.Tropez'de eğlenmek ayıptı, zenginlerimiz için..

Bu konu üzerinde ayrıca duracağım..

Benim sözüm Fatih kardeşime bugün..

St.Tropez'nin en pahalı köşesine bağlanmış teknelerin Türkler'e ait olmasından gurur duymuşum..

Duya da bilirim.. Ama böyle bir şeyi ima dahi etmedim. Yazdığım durum tespiti idi..

Gurur duyduğum şeyler ise başkaydı..

Bir.. Oradaki iki harika tekne, Tuzla tershanelerinde inşa edilmişti. Gurur duydum.. Sen olsan duymaz mıydın Fatih?..

İki.. Dünyanın en güzel teknelerin bu yaşayan show roomunda, en görkemli olan, arkasında hem de abartılı büyüklükte çekilmiş Türk bayrağı ile muhteşem Savarona idi.. Gurur duydum.. Sen olsan duymaz mıydın Fatih?..

Tatil Keyfi
En taze kehanetler

Adamın biri Kanada'da kaktı dedi ki "10 Temmuz'da Saroz açıklarında 6 şiddetinde deprem olacak. Deprem İstanbul'u da vuracak." Der der. Kanadalı'nın ağzı torba değil ki büzesin.

Biz de Nostra-domuzluğuna yepyeni kehanetler ürettik.

* * *

20 Temmuz
Maya dağdan kalkan kazlar Çeçen teröristlerce kaçırılarak Evreşe yoluna indirilmeye çalışılacak. Evreşe yollarındaki yol genişletme çalışmaları henüz tamamlanmadığından kaçırma işlemleri başarısızlıkla sonuçlanacak.

24 Temmuz
Bursa'da 300 çiftin katılacağı toplu nikah töreninin gecesinde toplu gerdek yapılacak. Bu yüzden Bursa'da büyük yer sarsıntısı olacak. Kanadalı bilimadamı bir yerlerine kına yakacak.

30 Temmuz
Ciguli'nin Binnaz şarkısının Trinidat Milli Marşı'ndan araklandığı ortaya çıkacak. Trinidat bize nota verecek. Notanın Binnaz'ın notası olduğu anlaşılacak. Ertesi gün Ciguli New York Flarmoni Orkestrası eşliğinde büyük bir konser verecek. Rahmaninof'un eserlerini yorumlayacak Ciguli'ye üstün hizmet madalyası verilecek.

3 Ağustos
Hande Ataizi'nin ahı tutacak. Yurt genilinde aniden baş gösterecek ishal salgını yüzünden kimse tuvaletten çıkamayacak.

4 Ağustos
Kamer Genç sivrisineklerin saldırısına uğrayacak ve can acısıyla "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" diyecek. Hızını alamayıp sabaha kadara 200 atasözünü daha hatasız okuyan Genç herkesi hayretler içinde bırakacak. Yurt genelinde 1 günlük tatil ilan edilecek.

7 Ağustos
Medya'nın intihar etmeyi şeref, namus ölçüsü haline getiren tavrı sonucunda devlet memuru olmak isteyenlerden sabıka kaydının yanı sıra daha evvel en az iki kere intihara teşebbüs ettiğini gösterir heyet raporu istenmeye başlanacak. İntiharı denemeyene kız verilmeyecek. "Kızı almak zaten intihardır" itirazı Danıştay'ı bölecek.

10 Ağustos
Nadide Sultan'ın "Konyalım yürü" isimli parçası halkı protesto ve yürüyüşlere teşvik ettiği gerekçesiyle yasaklanacak. Kararı duyunca şok geçiren Nadide'nin üzüntüden memeleri küçülecek.

12 Ağustos
Yüzyılın son güneş tutulmasının ardından bu kez İstanbul'da bir seri tutulma gerçekleşecek. Yüzde 20 maaş zammıyla kafayı yiyen bir memur Etiler'de aylık 1500 dolara daire tutacak. Altı aylık peşin verince bu kez ev sahibinin dili tutulacak. Memur evin salonunda arkadaşlarıyla güreş tutarken polislerce tutuklanacak. Memurun banka soyduğu anlaşılacak.

16 Ağustos
Abdurrahman Dilipak rüyasında kendisini Selanik civarında yaşayan bir karga olarak görecek. Teneke seslerinden korkup kaçarken korkuyla uyanan Dilipak yatağından fırlayıp cama çıkarak avaz avaza 10. Yıl Marşı'nı okuyacak. Panik olan halk fırınlara koşacak.

Hakan & Utku

Hüküm!..
Okuyucu Hüsnü Öngen diyor ki..

"Dolgun maaş insana neler yazdırıyor?.."

"Tükürdüğünü yalamak buna denir."

"Galiba sizi de eyyamcı yazarlar gurubuna koymak gerekecek.."

Sebep..

"Yerin dibine soktuğum Orhan Pamuk'u Sabah'a hikaye yazdı diye göklere çıkarmışım.."

Neden insanlardan böylesine nefret ediyorsunuz, Sevgili Öngen?..

Neden, peşin hükümlerinizi alınlara kara damga diye vurmak için, fırsat kolluyor, öküz altında buzağı arıyorsunuz?..

Orhan Pamuk'un bir tek romanını başlayıp bitiremediğini hep yazdım.

Orhan Pamuk'un bu ülkeyi karalamak isteyen düşmanlara malzeme olan, yurtdışı konuşma ve yazılarına fevkalade kızdığımı hep yazdım.

Kitaplarını okuyamadığım ve düşüncelerine kızdığım adamla tanıştığımda, onun şirin ve sevimli bir delikanlı olduğunu, aylar önce yazdım..

Bu son yazımda tek yenilik, hayatımda ilk defa bir Pamuk yapıtını başlayıp bitirdiğimi söylemem oldu. İlk defa kolay okunur, ilk defa kolay anlaşılır yazmıştı, onu yazdım..

Peki öyle değil mi?..

Hikayeyi siz de keyifle okumadınız mı?..

Bütün bu keyif içinde Pamuk'un bu küçük hikayede bile Atatürk takıntısına da dikkati çektim ayrıca..

Benden değil, kendinizden özür dileyin Sevgili Hüsnü?..

Elinizdeki damgayı vuracak adam arayarak kendi hayatınızı karartıyorsunuz, farkında mısınız?.. Öfke.. Kin.. Nefret.. Bunlar insanın kendi hayatının zehirleridir.

Bırakın bunları.. Bırakın da yaşamın tadını çıkarmaya bakın..

TEBESSÜM
Fıkra Erkin Usman'dan nakil..

Manastırın rahipleri, akşam yemeği sonrası, şaraplarını yudumlayarak sohbete dalmışlar.. Konu "Kadınları çekici yapan şey nedir?"e gelmiş..

Biri "Gözleri" demiş.. Öteki "Dudakları.." Üçüncüsü "Göğüsleri" diye katılmış tartışmaya.. Baş rahip gürlemiş.. "Kesin artık.. Şimdi birisi ağzından kaçıracak.."

BİZİM DUVAR
Memura yüzde 20 zam.. Mafya mermi manyağı yapıyor. Hükumet yirmi manyağı..

Hakan & Utku

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır