Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörleri Kurulu tarafından onaylanan Niyet Mektubu'nda, vergide kapsam ve uyumun iyileştirilmesi ve gelirlerin artırılması amacıyla, gelir vergisini reforma tabi tutacak yasanın 2005 yılı eylül ayına kadar Meclis'e sunulması öngörülüyor..
Mektup'ta verimliliğin arttırılması, kayıt dışı ekonomide kalmaya yönelik özendirici unsurların azaltılması ve faiz oranları ile finansal aracılık hizmetlerinden alınan vergi gelirlerinin düşmesiyle,vergi gelirlerinde beklenen yapısal daralmanın telafi edilebilmesi açısından ilave vergi reformlarının önemine dikkat çekildi.
Kapsam ve uyumun iyileştirilmesi ve gelirlerin artırılması amacıyla, gelir vergisini reforma tabi tutacak yasanın, 2005 yılı Eylül ayına kadar Meclis'e sunulacağı ifade edilen Mektuba göre, gelir vergisi tabanının genişletilmesi, ücret ve ücret dışı tarifelerin birleştirilmesi, gelir dilimi sayısının azaltılması ile vergi mükellefleri ve gelir idaresinin üzerindeki uyum yükünü azaltmak için,''gider indirimi sistemi'' yeniden yapılandırılacak.
KDV ORANLARI VEYA KAPSAMI DEĞİŞTİRİLMEYECEK
Niyet Mektubu'nda program dönemi boyunca ''KDV oranları veya kapsamının değiştirilmeyeceği'' kaydedilirken, kurumlar vergisi rejiminde basitleştirme, verimlilik artışı sağlama ve tabana yayma amaçlı gözden geçirmeler Eylül ayına kadar tamamlanacak ve AB uygulamalarıyla daha fazla uyumlu hale getirilecek.
Mektuba göre finansal aracılık hizmetlerinden alınan vergiler, program döneminde aşamalı olarak kaldırılacak. Bu kapsamda Banka Sigorta Muameleleri Vergisi'nin (BSMV) 2006 yılına kadar ve koşullar elverdiği takdirde, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) kesintisinin de program dönemi içerisinde kaldırılması öngörülüyor.
IMF tarafından dün onaylanan Niyet Mektubu uyarınca, vergi sistemdeki bozuklukları azaltmak ve finansal enstrümanlar arasındaki vergilendirmeyi uyumlaştırmak amacıyla, gerçek kişilerin diğer menkul kıymetler ve kamu menkul kıymetlerinden, banka mevduatları ve diğer finansal varlıklardan elde ettikleri kazançlar için ''tek bir vergi oranı'' uygulanmasına, 2006 yılından itibaren başlanacak.
GELİR İDARESİ, YARI BAĞIMSIZ ÇALIŞACAK
Mektup'ta TBMM tarafından onaylanan Gelir İdaresinin yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesine yönelik yasa ile oluşturulan Gelir İdaresi'nin, Maliye Bakanlığı altında yarı bağımsız bir birim olarak çalışacağı vurgulanırken, Başkanlık içinde 2005 yılı sonuna kadar, ''Büyük Vergi Mükellefleri Birimi'nin kurulacağı'' kayıt altına alınıyor.
Bu kapsamda orta vadede denetim görevlilerinin sayısı, Gelirler Genel Müdürlüğü personeli sayısının yüzde 5'i seviyesinden, uluslararası standart olan yüzde 20'ye veya daha yüksek bir seviyeye çıkartılacak.
Bir önceki programda da yer aldığı üzere, kamu kesimi alacakları için af getirilmesi uygulamasından kaçınılmaya devam edileceğinin altı çizilen Niyet Mektubu'nda, Kamu Mali Yönetim ve Kontrol (KMYK) Kanunu'nun 2006 yılına kadar tam olarak yürürlüğe gireceği ve böylece harcama yönetiminde daha fazla iyileştirme için bir çerçeve sağlanacağı ifade edildi.
Mektuba göre il özel idareleri ve belediyelerin yeni harcama yetkilerinin, yerel gelir enstrümanları ve gelir yaratma kapasiteleri ile yeterince uyumlu olması ve gelir paylaşımında istikrarlı ve şeffaf bir sistemle desteklenmesini sağlayacak yasa taslağı TBMM'ye sunulacak.
YEREL YÖNETİMLERİN BORÇLANMALARINA SINIRLAMA
Ayrıca İl özel idareleri ve belediyelere, sıkı borçlanma ve borç miktarı sınırları getirilecek. Bu durumda il özel idareleri ve belediyelerin borç stoku yıllık gelirlerini aşamazken, büyükşehir belediyelerinin borç stokları ise yıllık gelirlerinin 1.5 katı ile sınırlandırılacak.
Mektup ayrıca, tüm yerel yönetim birimlerinin yıllık gelirlerinin ''yüzde 10'unu aşan'' yeni iç borçlanmalarını, merkezi hükümetin iznine bağlı olmasını öngörüyor. Niyet Mektubu, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) için kurumsal yönetişimin güçlendirilmesine yönelik ve mali şeffaflığın artırılmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin, Eylül sonuna kadar TBMM'ye sunulmasını da kayıt altına alıyor.
Mektupta yer alan 'Borç Yönetimi' başlığı altında, uygulanacak stratejiyle kamu borcunun kırılganlığının azaltılacağı vurgusu dikkat çekiyor. Bu kapsamda iç borçlanmanın vade yapısını daha da uzatmak ve Hazine'nin nakit pozisyonunu artırmak suretiyle, kamu borç stokunun çevrilmesi riskinin azaltılması planlanıyor.
DERLENEN HABERLER
KDV üç yıl sabitleniyor Türkiye IMF ile 19'uncu ve son stand-by düzenlemesine imza attı. Niyet mektubunda sosyal güvenlik, vergi ve bankacılık öncelikli alanlar olarak belirlendi Anlaşma uyarınca gelir...devamı