|
|
|
|
Bir zafer maratonu böyle başladı
Aylarca süren bir takip sonrası şampiyonluğuna tanık olduk Fenerbahçe'nin... Şöyle bir düşününce bu kadar medyaya kapalı bir takımda yine de çok şeyler gördük.
Fener yine geç açıldı Aylarca süren bir takip sonrası şampiyonluğuna tanık olduk Fenerbahçe'nin... Şöyle bir düşününce bu kadar medyaya kapalı bir takımda yine de çok şeyler gördük. Fenerbahçe'yi 30 yıl sonra iki kez üst üste şampiyon yapan Daum'u sürekli tartıştık. Van Hooijdonk oynasa da oynamasa da gündemden düşmedi. Türk futbolu Alex'in yükselişine Fenerbahçe'de şahit oldu. Bir yıl aradan sonra katıldığı Avrupa macerası Fenerbahçe'de yine fırtınalar kopardı. Aziz Yıldırım sezon boyuncu bildiği doğrular için birçok cepheye korkusuzca savaş açtı... O oldu, bu oldu derken sezon bitti ama fırtına bitmedi... Çünkü burası Fenerbahçe Cumhuriyeti...
Ve işte şampiyonluktan arta kalanlar...
***
"Yönetimde beni istemeyenler var. Başkanla görüşmem sırasında yöneticiler arasında gitmemi isteyenler olduğunu hissettim ama ben kalben buradayım. Bana alternatif aranıyorsa bu güvensizlik demektir. Bir yılda iyi şeyler yaptık, kenetleneceğiz diyorduk ama galiba bunları bozacağız. Volkan artık bana kalede endişe değil korku veriyor.'' Almanya kampının 2-2 biten ve Köln ile oynanan hazırlık maçı sonrası Daum böyle konuşup bir anda ortamı geriyordu. Çalkantıların, heyecanın kulübü Fenerbahçe 25 Temmuz 2004 tarihindeki bu basın toplantısıyla adeta sezonu açıyordu. Şampiyonlukla biten bir sezonun ardından Fenerbahçe'nin bir yenisine bu şekilde adım atması herkesi şaşırtmıştı. Yaz boyunca Daum isminin Alman Milli Takımı ile anılması bu noktaya gelinmesini sağlarken birçok yönetici Alman çalıştırıcıyı kendisine piyasa yapmakla suçluyordu. İstanbul dönüşü krizi çözmek yine başkan Aziz Yıldırım'a düşmüştü. Yapılan görüşmeler sonrası yeni bir basın toplantısı düzenleyen Daum yanlış anlaşıldığını belirterek özür diliyordu. 6 Ağustos'ta Rize deplasmanında alınan 2-2'lik beraberlikle Fenerbahçe sezona adım atıyordu. Üst üste 3. kez Fenerbahçe lige galibiyetle başlayamıyordu.
Tuncay-Pierre yeniden! Sarı Lacivertlilerin kangrene dönüşen Ortega sıkıntısı da bu dönemde son buldu. Ortega 3.5 milyon euro karşılığında Newell Old Boys'a satıldı. Ama transfer her zaman olduğu gibi hep gündemdeydi. Daum, Rüştü'nün alınması için ısrarcıydı. Nihayet Rüştü 30 Ağustos'ta 1 yıllığına Barcelona'dan kiralandı. Ama F.Bahçelilerin asıl merakı Alex'ti. 2. maçında Fenerbahçe sahasında Samsunspor'u 2-1 yeniyordu. Bu maçta Van Hooijdonk ile Tuncay'ın sahada tartışmaları dikkat çekiyordu. Her 2 futbolcu kavga etmediklerini, pozisyon gereği tartıştıklarını söyleseler de bu kimseye inandırıcı gelmemişti. Önceden mimli olan ikilinin aralarındaki soğukluğun bitmediği açıkça görülüyordu.
İlk sinyaller 3. hafta Fenerbahçe İstanbulspor'a konuk oluyordu. Fenerbahçe bu maçı 3-0 kazandı. Bugün baktığımızda o maçın gelecek için birçok konuda sinyaller içerdiğini görebiliyoruz. Bir sezon önce Fenerbahçe, Pierre van Hooijdonk'la hedefe koşmuştu. Bu sezonun kahramanı Alex ilk olarak Güngören'de sahne alırken gollü başlangıcı sonrası erken de olsa 'tam isabet' yorumları vardı. Ancak bu kez erken tahminciler tutturacaktı ve Alex, Fenerbahçe'yi sırtlayıp götürecekti. İstanbulspor maçı öncesi stat dışında bir kavga yaşanmıştı. Kimilerine göre sıradan bir kavgaydı. Ama yaşananlar Fenerbahçe yönetimi ile taraftarların arasındaki iplerin koptuğunun göstergesiydi. Sezon boyunca tıklım tıklım dolmasına karşın Şükrü Saracoğlu Stadı'nda eski coşkunun, desteğin neden olmadığını soranlar İstanbulspor maçı öncesinde yaşanan kavgayı unutmuşlardı...
Final sesleri İlerleyen haftalarda Fenerbahçe ligde seri galibiyetler alıyordu. Bu arada gözler asıl hedef olan Şampiyonlar Ligi'ne çevrilmişti. İlk rakip Kadıköy'de Sparta Prag'tı. O güne kadar ligde 5 maçta 5 gol atan Van Hooijdonk Sparta karşısında da galibiyeti getiren golü imzaladı. F.Bahçe'ye bahar gelmişti. Herkesin yüzü gülerken Avrupa'da final sesleri giderek artıyordu. Belki futbol olarak istenilen performans yoktu ama Fenerbahçe kazanıyordu... Sparta galibiyeti sonrası F.Bahçe Malatya'yı 3-1 yeniyordu ama Daum sürekli kadroyla oynadığı için eleştiriliyordu. Alex'in son 5 dakikada attığı 2 gol Ankara'da 2-1'lik Gençlerbirliği galibiyetini getirmişti. Ve asıl sınav günü, Manchester United deplasmanı kapıya dayanmıştı.
Araları Neden Bozuldu Manchester United maçı öncesi F.Bahçe'de kimsenin duymadığı bir kriz yaşandı. Van Hooijdonk için Avrupa kupası maçları çok önemliydi. Hollandalı, ilk onbirde Fatih'i görünce çılgına döndü. Ona göre, idmanlara geç kalan, disiplinsiz Fatih ilk onbiri hak etmiyordu. Sezon içinde bir dakika oynattığı Fatih'ten yana tavır koyan Daum kararını değiştirmeyince Van Hooijdonk maça çıkmayacağını söyledi. Kriz çıktı. Van Hooijdonk ikna edildi ama F.Bahçe Rooney'yi durduramadı, 6-2'lik tarihi bir hezimet aldı. Rüştü kalesine gelen 7 topta 6 gol yediği, Daum ise Alex, Nobre, Van Hooijdonk ve Tuncay gibi hücuma yönelik isimleri bir anda M. United gibi bir deve karşı oynattığı için eleştiriliyordu. Van Hooijdonk ise öfkeliydi. Zaten Daum'la arası kötüydü, ipler tamamen kopmuştu. Bu noktada biraz daha geriye gidelim. F.Bahçe'ye ilk şampiyonluğu yaşattığı sezonda Van Hooijdonk'un yakın çevresine sarfettiği sözler Daum'un kulağına geliyordu. Van Hooijdonk "Takımın sistemi oturmadı. Kimsenin dahiliği falan yok, şampiyonluğu Beşiktaş kaptırdı" görüşündeydi. Bu sözlere çok kızan Daum her defasında Van Hooijdonk'u kötüleme arayışındaydı. Van Hooijdonk'un ise umurunda değildi. Şampiyonluk turu atan otobüste Van Hooijdonk alt katta bira içiyordu. Yanına gelen Rebrov durumu biliyordu ve otobüste bulduğu bir Daum fotoğrafını gülerek "Al sana en sevdiğin adam" sözleriyle Van Hooijdonk'a uzattı. Hollandalı fotoğrafı elinden fırlatırken sahneyi görenler o gün ikilinin arasındaki iplerin koptuğunu anlamışlardı. Sıkıntı Manchester deplasmanına kadar yansımıştı. Artık onların arası çok kötüydü. Hatta o maç sonrası Samandıra'daki ilk çalışmada Van Hooijdonk sahanın ortasında Daum'a "Sen ne biçim hocasın" diye çıkışmıştı.
Deniz Derinsu
|
|
|
|
|