|
|
|
|
Ne Daum'la ne Daum'suz
Fenerbahçe Yönetimi ikinci yarının tamamında adeta papatya falı baktı.
Yenilgilerde topun ağzına gelen Alman çalıştırıcı şampiyonlukla kredisini yükseltti. Lig bitti ama tartışma bitmedi.
4-3'lük Beşiktaş yenilgisi sonrası Fenerbahçe Stadı'nda hiç kimse kalmamıştı. Ama Protokol Tribünü'nde hala birileri vardı. En ön sırada Başkan Aziz Yıldırım sessizce oturuyordu. Arka sırada ise diğer yöneticiler vardı. Uzun süre kimsenin ağzını bıçak açmadı. Ardından maçın değerlendirilmesi yapıldı. Oynanan futbol iyiydi. Ama hatalı goller yiyen Rüştü, savunma ve kaçan goller can sıkmıştı. Aziz Yıldırım'ın talimatıyla kimse konuşmadı ve bu yenilgiden en az zararla ayrılma politikası izlendi. Fakat Fenerbahçe'de önemli bir düşüş yaşanıyordu. Anelka sakatlanmıştı. Alex, Nobre ve Tuncay fazla etkili değillerdi. Kazanılan maçlarda bile taraftar fazla memnun değildi.
MHK Başkanı değişiyor Denizlispor'la oynanan olaylı maçı penaltılarla kazanan Fenerbahçe'de Başkan Aziz Yıldırım'ın İTÜ'de yaptığı bir konuşma bütün Galatasaray camiasını ayağa kaldırmıştı. Konuşmasının bir bölümünde, "Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı alması tesadüftü" diyen Yıldırım'a büyük öfke yağdı. Ardından Trabzonspor'la oynanan maç Türkiye'nin gündemine oturdu. Bu maçta Nobre'nin attığı ilk golde ofsaytı görmeyen yardımcı hakemi yüzünden Cem Papila, Cem Papila'yı koruduğu için de MHK Başkanı Sabri Çelik büyük eleştiri aldı. Sonunda Trabzon'da halk sokaklara döküldü. MHK Başkanı görevden alındı, yerine Ufuk Özertem atandı.
Tarihi hezimet OlimpiyatStadı'nda oynanan kupa maçına da sarı-kırmızılı takım bu motivasyonla çıktı. Ama Fenerbahçe'de Daum'un da önemli taktik yanlışları vardı. Özellikle Ribery'nin Deniz'le marke edilmesi daha ilk yarım saatte skoru 3-0'a taşıyordu. 5-1'lik tarihi hezimetin ardından Fenerbahçe Yönetimi kararını vermişti: "Eğer Kadıköy'de rövanş alınmazsa Daum'la yollar kesinlikle ayrılacaktı." Bu arada bazı futbolcuların da gönderilmesi gündeme gelmişti. Aziz Yıldırım bu maç sonrası futbolcularla toplantı yapmaktan son anda vazgeçti. Ama taraftar öfkeliydi. Rüştü yine beklenenin altında performans göstermiş, savunma dökülmüş, Alex orta sahada kaybolmuştu. Bu maçtan üç gün sonra Fenerbahçe, Ankara'da Ankaragücü karşısına çıktı. Ümit'in yaptırdığı penaltıyla maçı 1-0 kaybeden Fenerbahçe yine de sahadan mutlu ayrılıyordu. Çünkü takipçisi Galatasaray da kendi sahasında Gençlerbirliği'ne 2-1 mağlup oluyor ve iki takım arasındaki 4 puanlık fark kapanmıyordu.
Formanız İçin Oynayın Sıra dev finale gelmişti. Fenerbahçe ile Galatasaray bitime 1 hafta kala Kadıköy'de karşılaşacaklardı. Fenerbahçe taraftarı Daum'a, Galatasaray taraftarı da Hagi'ye son maç nedeniyle oldukça kızgındı. Dev derbi bir anlamda iki teknik adamın kader maçı haline gelmişti. Kaybeden gidecek, kazanan kalma yolunda avantaj sağlayacaktı. Daum kupa finalinde yaptığıhatayı bu kez tekrarlamadı. Ribery'yi Serkan ve Tuncay ikilisiyle marke etti. Selçuk'u sürpriz adam olarak sağ kulvardan ileri çıkardı. Kötü oynamasına karşın uzun süre Nobre'yi sahada tuttu. Ve maçı 1-0 kazanan taraf oldu. Bu maç öncesi Alman çalıştırıcının futbolcularla yaptığı toplantıda söyledikleri galibiyet için gerekli motivasyonu sağlamıştı: "5-1'i unutturmak için elimize büyük bir fırsat geçti. Ankara'da kazansaydık bu maçla şampiyon olamayacaktık. Şimdi kazanıp şampiyonluğumuzu ilan etme fırsatımız var. Çıkın, formanız için, kendiniz için oynayın. Son düdüğe kadar, skor ne olursa olsun etkilenmeyin. Ve kesinlikle hakemle uğraşmayın."
Daum'un bu sözleri sonrası Fenerbahçe rövanşı 1-0 kazanıyor ve ligdeki 16. şampiyonluğuna ulaşıyordu. Evet, Fenerbahçe'nin 16. şampiyonluğunun kısaca öyküsünü aktardık 4 gün boyunca sizlere. 16 şampiyonluk içinde belki de en gerilimli olanlarından birini kazandı Fenerbahçe. MHK Başkanı'nın değişimi, yönetim-Daum arasındaki gerilimler, 4 Büyükler arasında hiç bitmeyen kavgalar, tribünden edilen küfürler. Sezon biterken Fenerbahçe seyircisi bir de Daum tartışması yaşıyordu. Bu konuda Aziz Yıldırım son noktayı şampiyonluk maçının sonrası koydu: "Daum kalacak." Daum'un basın toplantısındaki yanıtı ise ilginçti: "Bu şartlardan sonra kalır mıyım bilmiyorum."
Altan Tanrıkulu
|
|
|
|
|
|
|