AB yeniden yapılanıyor
AB zirvesinde Türkiye ile katılım müzakerelerine başlama kararı alması beklenen AB, bir yandan da Mayıs 2004'te hayata geçen son genişleme süreci sonrasında, kendi içinde yeniden yapılanmasını tamamlamaya çalışıyor.
AB'nin bugüne kadarki en büyük genişleme hareketi olan beşinci genişleme, birliğe 10 yeni üyenin katılımıyla son bulmuştu. Çoğunluğu kısa süre öncesine kadar ''Doğu Bloku'' olarak adlandırılan oluşumun parçası olan 10 yeni üyenin katılımıyla AB, bir anlamda Soğuk Savaş döneminin bölünmüş Avrupası'na da son vermiş oldu.
Çok sayıda Avrupalı için siyasi açıdan büyük önem taşıyan beşinci genişleme hareketi, bir yandan da birliğin ''genişlemeden çok derinleşmesi gerektiğini'' savunanlar tarafından eleştirildi. Son genişleme hareketinin siyasi nedenlerle ''aceleye getirildiğini'' öne süren bu grup, AB'nin, 6 üye için oluşturulmuş, daha sonra birkaç kez gözden geçirilmiş yapısının böyle bir gelişmeye yeterince hazırlanmamasından şikayet etti.
Türkiye'nin üyeliğine tereddütle yaklaşanlar arasında bu grup da yer alıyor. AB'nin zaten yeterince hazırlıksız şekilde 10 yeni üyeyi bünyesine dahil ettiğini düşünenler, AB'nin bundan sonra yavaş hareket etmesi ve kendi içindeki yeniden yapılanma süreçlerine odaklanması gerektiğini savunuyorlar.
AB, müzakerelerin başlaması için tüm aday ülkelerin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmesi koşulunu koymuştu. AB'nin geçmiş genişleme deneyimleri, birliğin yasal düzenlemeler kadar uygulama konusuna da vurgu yapmasına neden oldu. Kaynaklar, uygulama konusunda gösterilen hassasiyetin, ''sadece Türkiye için gösterilen bir hassasiyetten çok, birliğin genişleme deneyimlerinde yaşadığı zorlukların tekrarlanmaması için alınan önlem'' olduğunu belirtiyorlar.
Türkiye'ye ilişkin alınacak kararda müzakerelerin ''ucu açık'' olacağı şeklinde ifadenin yer alması da Türkiye'ye özel bir durum değil, AB kamuoyunda yeni bir genişleme hareketine ya da Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmayanlara yönelik bir açıklama olarak değerlendirilebilir.
Uzmanlar, ''Müzakere sürecinin tam üyelik perspektifiyle başlasa bile sonucunun baştan garanti edilememesinin doğal olduğunu, ancak bu ifadenin metne yerleştirilmesinin müzakereler açısından cesaret kırıcı olarak nitelendirilebileceğini'' belirtiyorlar.
Öte yandan, batılı bir diplomat, alınacak kararın Türkiye'nin ve AB üyelerinin istekleri arasında bir uzlaşma olduğu gerçeğine dikkat çekerek, AB kamuoyunun bazı hassasiyetlerini de göz ardı etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.
Kaynaklar, AB içinde genişleme ve derinleşme eğilimlerinin her zaman paralel ilerlemediğini, kimi zaman bir unsurun diğerine ağır bastığını belirterek, AB kamuoyunda bugün süren tartışmaların bir boyutunu da derinleşme ve genişleme yanlılarının oluşturduğunu kaydediyorlar.
Bu çerçevede, özellikle ortak güvenlik ve dış politika alanlarında birliğe büyük katkısı olacağı düşünülen Türkiye'nin üyeliğini destekleyenlerle ''birliğin öncelikle beşinci genişlemesini tam olarak sindirmesini beklemek isteyenler arasında'' görüş ayrılıkları bulunuyor.
DERLENEN HABERLER | |
| | Uzlaşma sağlandı AB zirvesine damgasını vuran Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimini tanıması krizi aşıldı. . Buna göre:
*Müzakereler 3 ekim 2005'te başlayacak
*Türkiye, Kıbrıs Rum...devamı | |
| | AB süper güç oluyor Avrupa Birliği (AB), içine aldığı ülkelerle gittikçe güçlenirken, ekonomik anlamda süper güç haline gelecek.
. Üye aldığı 10 Doğu Avrupa ülkesiyle, 2004 yılında ABD'yi geride...devamı | |
| | AB paraf şartından vazgeçti Reuters, AB liderlerinin Türkiye'ye Kıbrıs konusunda Rum Kesimini tanımasına yönelik paraf şartından vazgeçtikleri bildirildi. Ancak Türkiye'nin 3 Ekim tarihine kadar Kıbrıs konusunda...devamı | |
| | Geri adımın altında kalırız Erdoğan, kurmaylarına "Kıbrıs'ta atılacak geri adımın hukuki sonuçları da olur, altında kalırız" dedi. Türkiye'nin 41 yıllık AB macerasında dün en uzun gün yaşandı. Başbakan Tayyip...devamı | |
| | 3 Ekim 2005 'Sonuçlar tatmin edici' Türkiye'nin uzun süredir beklediği "müzakerelere başlama tarihi" dün gece yarısına doğru netleşti. Avrupa Birliği, Türkiye'ye 3 Ekim 2005'te müzakerelere...devamı | |
| | Sanki liderler değil medya zirvesi 29 Avrupa ülkesinin lideri, bakanları, heyetleri; 48 ülkeden tam 2272 gazeteci, bunların 300'ü Türk... İşte AB'nin Türkiye kararını açıkladığı zirvenin ev sahibi Belçika'nın başkenti...devamı | |
| | Türkiye'nin AB yolunda yolu da açık, farları da AB zirvesinden sürpriz beklemediğini belirten Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, "AB yolunda farlarımız da açık, yolumuz da" dedi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler...devamı | |
| | Başbakan: Önyargıdan uzak bir yolculuk Başbakan Erdoğan, Fransa liderinin önceki gece yaptığı konuşma sonrası çok rahattı. Hatta "Dün sabaha göre çok daha iyiyiz" diyordu. Dünkü görüşme trafiği öncesi şunları söyledi...devamı | |
| | 'Kilit güç siz olabilirsiniz' Avrupa Komisyonu İstihdam ve Sosyal İşler Genel Müdürü Quintin, AB ile kârın Türkiye'ye geri döneceğini söyledi: İnanılmaz bir potansiyeliniz var. "Türkiye genç ve büyüyen nüfusuyla...devamı | |
|