- Pek çok Kıbrıslı İngiltere'ye gitti yaşamaya veya Türkiye'de kaldı. Siz neden Kıbrıs'a döndünüz? - M.A.T: Eğitimime devam etmek için İngiltere'ye gitmeyi planlıyordum. Manchester Üniversitesi'nden kabul almıştım. Babam ziraatle uğraşıyordu. Limon bahçesi vardı. Fakat harekat olunca bütün işlerimiz bozuldu. Çünkü limon işini Rum tüccarlar yapardı, yani onlar alır ihraç ederdi. Gelir kaynağımız kuruyunca mecburen Türkiye'ye döndüm, ODTÜ'de masterımı yaptım. 76 sonunda Oya'ya başka açıdan ilgi duymaya başladım. Kıbrıs'ta yalnızım. Ne yapacağım, çevre yok, o çevrede ilişkim olabilecek kızlar yok. Daha tutucu bir yapı var.
- Bir Türk kızı ile ilişkiniz olmadı mı hiç? - M.A.T: Hayır olmadı, Türkiye'den arkadaşlarımız vardı ama bizim elektrik mühendisliği bölümünde hep erkektik zaten. Birazcık da utangaçtım, Oya reddederse diye biraz bekledim, hâlâ da utangacım, ama şimdi yaşımız ilerledi bir kadınla konuşurken gençliğimde olduğu gibi değilim. Eskiden gerçekten mahcup olurdum. - O.T: Bir yıldan fazla iltifat etti. Anlamazdan gelir yüz vermezdim. Telefon edip, 'Bugün çok güzel görünüyorsun, çok da güzel kokuyorsun, parfümün ne?' dediğini hatırlıyorum. - M.A.T: 76 sonuydu artık. Cesaretimi topladım ve teklifimi yaptım. - O.T: Kızılay'da bira içilen bir yer vardı. Orada bir Arjantin ısmarladı ve bir değil 10 bardak içmiş gibi de etkilendi. 'Ben sana hiçbir zaman güllük gülistanlık bir hayat vaat etmiyorum, bizim yaşantımızda zorluklar var, gün gelir belki hapsede düşerim, gün gelir belki bu görüşlerimiz nedeniyle değişik şeylere muhatap oluruz, yoldaşım olmanı istiyorum,' dediydi. Bunları konuşarak beraberlik kararı aldık. Master için Almanya'ya gittim ama mektupları kalmama izin vermedi.
- Mektup mu yazıyordunuz? - M.A.T: Evet. - O.T: 'Ben yalnızım. Memleket hizmet için bizi bekler,' diyerek tavladı beni. 29 Ekim 1978'de evlendik. - M.A.T: 78'den bugüne 31 yıl.
- Her 29 Ekim kutlamaları sizin için daha özel olmalı? - M.A.T: Bazen hayal ediyoruz, tören bizim için yapılıyor diye....
- Talatlar'da aile kavgasına ne yol açar? - M.A:T: Genelde incir çekirdeğini doldurmayan şeyler. Ne bileyim köpeğe bağırmak gibi. O kadar yüksek bağırırmışım ki sokaktakiler Oya'nın kendisine bağırdığımı düşünürmüş. O.T: Duyanlar, Cumhurbaşkanı karısına bağırıyor sanacaklar...
Yayın tarihi: 2 Mayıs 2009, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/05/02/ct/haber,D29AB072EE54468AA56FF341F38C8638.html Tüm hakları saklıdır.