kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Fadik Sevin Atasoy ‘Aynadaki Düşman’ dizisindeki ‘kötü ajan’ rolüyle ‘eğlendiğini’ söyledi. Atasoy, "Senaristler benim için kurguluyor. Kötülük nasıl bir şeymiş öğreniyorum. Daha önceki rollerimde hep bana acı çektiriyorlardı, şimdi ben acı çektiriyorum" diyor.

Böyle ağır abla olmak iyi bir şeymiş

MERVE YURTYAPAN
23.04.2009
'Aynadaki Düşman' dizisinde kötü kalpli bir ajanı canlandıran Fadik Sevin Atasoy rolünü çok sevdiğini söyledi: Bir hareketimle her şeyi değiştirebilirim. Ağır abla olmak iyi bir şeymiş..
TRT 1'de yayınlanan 'Aynadaki Düşman' dizisinde bir ajanı canlandıran ve önümüzdeki günlerde bir sit-com'da rol almaya hazırlanan Fadik Sevin Atasoy, mayıs ayında da 'Usta' filmiyle sinemaseverlerle buluşacak. İşte ekranın fovori yüzlerinden Atasoy'un GÜNAYDIN'a özel anlattıkları...

* Türkiye'de ilk defa bir dizi, sinema formatında çekiliyor. Bu sizi heyecanlandırdı mı?
Türk televizyonları için yeni bir iş. Yurtdışından birçok dublör geldi. Bize bir nevi sinema projesinin içinde çalışıyormuş duygusu yaşatılıyor. Bu da oyuncular için mutluluk verici.

* Dublör kullanıyor musunuz?
Hayır, kullanmıyorum.

KÖTÜLÜK ÖĞRENİYORUM
* Dizide 'Zerrin Batıkaya' adlı bir ajanı canlandırıyorsunuz. İlk defa mı kötü bir karakteri canlandırıyorsunuz?
Şimdiye kadar hiç kötü bir karakter oynamadım. Genelde rollerim bıçak sırtıydı. İyiydi ama kötü şeyler yapmak zorunda bırakılmıştı. Gerçekten ruhu, içi, bakışı kötü bir karakter oynamamıştım. Benim için bir değişiklik oldu. Gerçek hayatta kötülük düşünemediğim için senaristler benim adıma kötülük kurguluyor. Ben de öyle eğleniyorum. Kötülük nasıl bir şeymiş öğreniyorum. Milli Güvenlik Teşkilatı'nın başına atanan ve orayı da biraz karıştıran ikili bir ajan rolündeyim. Teşkilat binasında düğmeye basıp orayı burayı patlatıyorum. Ağır ablayım. Bir hareketimle her şeyi değiştirebilirim. Böyle ağır abla olmak iyi bir şeymiş. Daha önceki rollerimde hep bana acı çektiriyorlardı. Şimdi ben acı çektiriyorum.

* 'Aynadaki Düşman'da yer aldıktan sonra haberlere daha farklı mı bakmaya başladınız?
Politikayı daha çok takip eder oldum. Benim bürokrat arkadaşlarım var, onları takip ediyorum. "Sen niye bize böyle bakıyorsun?" diyorlardı. Ben de "Rolüm için bakıyorum" diyordum. Gerçekten bürokrasinin konuşulduğu bir toplantıya beni özellikle soktular. Ben de orada incelemelerimi gerçekleştirdim.

* Yetkin Dikinciler, Hasibe Eren, Şevket Çoruh gibi isimlerle oynadığınız 'Usta' filmi 8 Mayıs'ta vizyona giriyor. Filmde 'Emine' karakterini canlandırıyorsunuz...
Film Eskişehir'de yedi haftada çekildi. Bir oto sanayi ustasının en büyük hayali kendi yaptığı uçağı uçurmak. O tutkusunda o kadar bencilleşiyor ki, karısını, yani beni ihmal ediyor. Kadın 4-5 defa düşük yapmış. Bir daha hamile kalırsa ölme ihtimali çok yüksek... Buna rağmen çocuk sahibi olmak istiyor; adam ise ilgi göstermiyor. Hayat Emine'ye, aşkı alamıyorsa aşka gitmenin yollarını bulmasını öğretiyor.

* 'Sonbahar' dizisinde birkaç bölüm oynadınız. Başrol yerine küçük rolleri tercih etmenizin sebebi?
Dizilerde başrolü özellikle kabul etmiyorum. Benim gönlüm sinemadan yana. Her sene en az bir tane film çekiyorum. Filmin katılmam gereken festivalleri ve panelleri oluyor. Oyuncu olarak, filmlere sahip çıkılması taraftarıyım. Bir dizide başrol oynarsam haftanın altı gününü alacak. Ben de sinemaya ve tiyatroya vakit ayıramayacağım. Hem yardımcı karakterle diziye desteğimi veriyorum, hem de diğer işlerimi yapıyorum.

İKİ FİLM BİRDEN KATEGORİSİ
* Sinema filmleri gösterime girmeden filmlerdeki cesur sahneler konuşuluyor. Bu konudan rahatsızlık duyuyor musunuz?
Bundan çok canım sıkıldı. 'Usta' filminde üstümde gecelikle Yetkin ile durduğum bir sahne var. 'Yine yatak sahnesi' diye yazmışlar. Filmi izlediniz mi? Ne olduğunu biliyor musunuz? Benim filmime zarar veriyorlar. Filmimi herhangi bir cep sinemasındaki 'iki film birden' kategorisine sokuyorlar. Bu, emeğe saygısızlıktır. Bu, kul hakkı yemekle aynı şeydir. Yaptığım her işin arkasındayım. Ancak olmayan bir şeyi varmış gibi göstermelerini anlamıyorum. Film daha gösterime girmemiş, fragmanda gördüğün bir sahneyi nasıl böyle anlatırsın! Ayrıca o, çoluğun çocuğun ve genç nüfusun izleyeceği bir film. Benim seyirci kitlemi engelliyorsun.

* Yeni bir sit-com'da da yer almaya başlıyorsunuz. İzleyici sizi komedide görmeye çok alışık değil. Hayranlarınızı şaşırtacak mısınız?
'Geçmiş Olsun' nisanın son haftası TRT'de başlayacak. Tamer Karadağlı, Emre Kınay, Sezin Akbaşoğulları, Defne Yalnız ve Tuluğ Çizgen gibi oyuncularla oynayacağım. 'Avrupa Yakası'na konuk oyuncu olarak çıktım. Yapımcılar, benim komedi tarafımı bilmiyorlardı. Bu diziden sonra 'gel bir sit-com' yap dediler.

* İki projede birden oynamak zor mu?
Hayır, hiç değil. İkisinin çekim programını çok iyi ayarlıyorlar. Başrolleri tercih etmediğim için hem nefes alabiliyorum hem de doğru golü atıp geri çekiliyorum. Sahada boşu boşuna koşturmuyorum. Bu işin başı, yanı yok.